Arkadaşının ikazıyla kaza yapmaktan son anda kurtulan şoför, az önce kendisini aşırı sürat yapmamak konusunda alışılmadık soru yöntemleriyle uyaran ve farkındalık oluşturmak isteyen arkadaşına hak vermişti. Çünkü kamyonun altına girmekten son anda kurtulmuşlardı. “Arkadaşı, şoföre, bir daha unutması kolay kolay mümkün olmayacak bir tembihatta bulundu:
Araban ne kadar son model olursa olsun, eğer kurallar, seni belli bir kilometreden sonra sınırlıyorsa buna uymalısın. Aşırı hızla kendine haksızlık yapmakla kalmıyor, yoldaki diğer insanlara da saygısızlık yapıyorsun. Sen şimdi kamyonun hatasını zor da olsa atlattın. Ya peki arkanda bir araç olsaydı ve senin gibi başarılı olamasaydı?" dedi.
Bir kaza olsaydı hem kendi hayatını hem de çok sevdiği arkadaşını tehlikeye atmış olacaktı.
O gün yolun geri kalan kısmını kurallara göre devam etti. Varacağı yere en fazla 10 dakika sonra varmıştı. Tabut içinde varmaktan çok daha iyiydi.
Bizlere ömrü veren Allahü teala olduğu gibi onu bizden alacak olan da O'dur. İnsanın canını tehlikeye atması, kurallara uymaması insanı sorumluluktan kurtaramaz.
Hele sizin yaptığınız bir hatadan dolayı masum insanların hayatları sönerse. İşte bu ağır ve zor bir durumdur. Trafik kuralları bizler için hayati önem arz etmelidir. Nasıl bu dünya başıboş yaratılmamışsa yollarda da başıboşluğa yer olmamalıdır. Hız limitlerini aşmak insanlara polisin keseceği cezadan daha fazla cezalara maruz kalmasına sebep olabilir. Ve bir gün bu ihmalkârlığınız maddi ve manevi yıkımlara yol açtığında çok geç kalmış olabilirsiniz.
Yollarda insanların birbirlerine saygısızlıkları dolaşmamalı. Şeritleri ihlal eden bir sağa, bir sola giden, önündekini arkasındaki düşünmeyen, kural tanımayan şoförlerden olmayın. Saygıyı arabanıza bindiğinizde yanınıza almayı unutmayın...
Serhat Yahyaoğlu