Arkadaşlık ve şüphecilik

A -
A +

Yeni insanlar tanımayı sever misiniz? "Kim sevmez ki?" dediğinizi duyar gibiyim. Zira çoğu insan artık yeni insanlarla tanışırken, tanışacakken korkuyor. Ya bu kimseden bana zarar gelirse? Ya göründüğü gibi birisi çıkmaz ise? Ya benim iyi niyetimi kullanıp beni dolandırırsa gibi çok çeşitli sorular kafada dolaşmaya başlıyor.

 

Elbette her yeni tanıdığınız insana hemen güvenmemek gerek. Hatta Anadolu’da söylenen bir söz vardır: “Kimseyi kötü bilme, kimseye güvenme!” Dolayısıyla reality show programcıları gibi her şeye (aşırı) şüpheci yaklaşırsanız, güzellikleri kaçırmanız da kaçınılmaz olabilecektir.

 

Elbette hiç kimse birbiri ile anne karnından doğma dost olmuyor. Elbette çeşitli vesileler insanların birbirleri ile dost olmasında son derece etkili oluyor… Birlikte yapılan bir yolculuk, birlikte iş yapmak, birlikte okumak birlikte vatani görev yapmak gibi… Günümüzde bu tür dostluklara sosyal medya mecraları da eklendi ki bu da dostluk kurulan alanlardan biri hâline geldi… Ama bu mecranın inanılmaz şoke eden inanılmaz şaşırtan bir mecra olduğu kısa zamanda ortaya çıktı…

 

Son zamanlarda ekranlarda gördüğümüz figüran kaynayan nice programlar yüzünden, sosyal medya mecralarına karşı bir korku ortamı oluştu. İnsanlar sosyal medyadan iletişime geçtikleri başka insanlardan korkmaya başladı. Elbette herkesin haklı sebebi var. Beş parmağın beşi bir değil. Ancak öyle insanlar var ki sırf bu sebepten arkadaş edinmeye ihtiyaç duymuyor.

 

“Ne gerek var arkadaşa” gibi çeşitli bahanelere sığınıyor. Bu korku ortamını aşmak bizlerin elinde… Detektiflik oynamaya da hiç gerek yok. Sırf dikeni var diye gülü koklamadığınız gibi, riskleri var diye tanımaktan, tanışmaktan, konuşmaktan vazgeçmemek gerek.

 

Sözlerimi Ebu Hureyre (radıyallahü anh)ın naklettiği, Sevgili Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” şu hadisi şerifi ile noktalamak isterim:

 

“Mümin cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.” (İbn Hanbel, II, 400)

 

Rabbim cümlemizi iyi ve güzel insanlarla karşılaştırsın.

 

              Orhan Can Aslan

 

 

 

ŞİİR

 

 

     BİRSEN ABLA
 
Sakin, sessiz hayat sürdün, 
Bu hayatta neler gördün,
Bitti hayat denen sürgün, 
Gözün aydın Birsen Abla.
 
Şehadeti içiyorsun,
Bu hayattan göçüyorsun,
Büyükleri seviyorsun,
Gözün aydın Birsen Abla.
 
Sabrı şükre ekliyordun, 
Hak yolunu biliyordun,
Son nefeste gülüyordun, 
Gözün aydın Birsen Abla.
 
Herkes gıpta etti size,
Nasip olsun derler bize,
Kavuştunuz Abinize, 
Gözün aydın Birsen Abla.
 
Aciz’im der Kamil Abi, 
Büyüklere oldu tabi 
Karşılar yolun sahibi, 
Gözün aydın Birsen Abla.
 
             ACİZ-A. GÖK

 

 

KELAMI KİBAR KİBARI KELAMEST

 

 

 

“Büyükler buyurdular ki;

 

Emri maruf yapılan, dinimize hizmet edilen yerler ve Allah adamlarının, Resûlullah efendimizin "aleyhisselam" vârisi olan büyüklerin bulunduğu yerler manevi sığınaktır, buralara umumi bela gelmez. Anadolu’da Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları yayılıyor, çok temiz insanlar var. Onun için, bu hizmetler devam ettiği müddetçe Allahü teâlâ umumi beladan korur. Dünyayı tanıyan ondan soğur, ahireti tanıyan ona ısınır. Hak teâlâyı tanıyan, O'nun rızasını tercih eder. Ahmak; kendi zararını ve neticeyi düşünmeyene denir.”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.