Osmanlı imparatorluğunun bakiyesi olan Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar ve Orta Doğu’daki bitmek bilmeyen kan ve gözyaşının bir asırdan beri sürmesi esasında bir koca imparatorluğun ardından bir cihan imparatorluğunun vatandaşlarının bizimle irtibat kurmamasına yöneliktir. Dün anlattığımız gibi bu üç kıtada yer alan Osmanlı imparatorluğunun eski vilayetleri olan hangi ülke bizimle irtibata geçerse başına bir felaket gelmiştir.
Bu arada en büyük zararı gören de Türkiye olmaktadır. Libya’da bütün güçler Türkiye’ye karşı birleşmiş vaziyettedir. “Türklerle birlik olursanız ölümlerden ölüm beğenin” demek istiyorlar. Bu arada Türkiye’ye yönelik de eş zamanlı olarak saldırılar başladı malum. Hatırlarsınız Gezi olayları ve ekonomik darbe girişimleri sonuç vermeyince nihayet 15 Temmuz’da öldürücü darbeyi indirmek istediler.
Lakin aziz milletimizin iman dolu göğsüne tosladılar. 15 Temmuz’da başarılı olabilselerdi şüphesiz bizim de akıbetimiz aynı olacaktı. Bu nedenle millet olarak birlik olup 15 Temmuz ruhunu yaşatmak zorundayız.
Merhum Mehmet Akif’in; “Yırtıcı, his yoksulu sırtlanlar” teşhisi emperyalistlerin değişmez karakteridir. Köpek tüyünü değişir, huyunu asla. Bunlar da yalnızca maske değiştirirler, kendileri asla değişmezler. Ölen insanlar umurlarında bile olmaz. Tek dertleri petrol ve doğalgaz kuyularını, maden yataklarını ele geçirmek. Nihai ve asıl hedefleri ise önlerindeki en büyük engel olarak gördükleri Türkiye’dir. Yine gelecekler, yine deneyecekler. Zira amaçları insanlığın yegâne umudu olan bu milleti bitirmektir. Lakin ne yapsalar nafile, gün gelecek bu milletin çocukları Çin Seddi’nden Roma’ya kadar yeniden âleme nizam verecek, tüm mazlumların gözyaşını silecektir.
Onun için bizim içerideki kısır çekişmeleri bir yana bırakıp bu gençliğe bu millete tarihini, dilini ve dinini iyi anlatacak eğitim sistemini tesis etmeliyiz. İthal kültürlerle, ithal sistemlerle yerli ve millî ruh ve bu ruha göre adım atacak nesil yetiştirmek hayaldir… Vakit bu vakittir, zararın neresinden dönülse kârdır…
İdris İspiroğlu
ŞİİR
Bırakıp da gitme
Efil efil kış karında,
Soğuklara atma beni.
Dostun gönül pazarında
Çok ucuza satma beni.
Yüreğimden yaralandım,
Acılarla karalandım,
Hasretinle paralandım,
Yâd ellerde tutma beni.
Sevdan ile kül olmuşum,
Bülbül için gül olmuşum,
Damla damla göl olmuşum,
Deryalara katma beni.
Ecel kabın içen benim.
Beyaz kefen biçen benim,
Bu dünyadan göçen benim,
Hep arkamdan itme beni.
Toprağımdan sökülmüşüm,
Dallarımdan dökülmüşüm,
Çok ağlayıp az gülmüşüm,
Bırakıp da gitme beni.
Kadir Fidan/Dağların Şairi
SAĞLIK OLSUN
ALERJİK ASTIM: Alerjenler sebebiyle solunumun olumsuz etkilenmesi ve nefes darlığı durumudur. Belirtileri kuru öksürük, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma, nefes darlığı vb...
Gribal enfeksiyonlar, kirli hava, polenler, aşırı stres, bazı besin ve katkılı maddeleri, hava değişikliği vb. krize sebep olan çeşitli tetikleyici etkenlerdir. Hastanın alerjen maddelerden mümkün olduğu kadar sakınması ama ondan daha önemlisi bağışıklık sistemini güçlendirici tedavi olmak gerekmektedir. Çalıştığı iş yerinde bulunan herhangi bir madde, ya da herhangi bir alerjen sebeple kişide alerji oluşabilir. Eğer şikâyet işe başladıktan sonra olduysa ve tatil gibi seyahate çıkmak gibi bir sebeple iş yerinden ayrı kaldığı zaman rahat ediliyorsa, birçok mesai arkadaşı da aynısını söylüyorsa iş yerinde alerjik bir ortam olduğundan söz edilebilir.