Bakü Notları -2 (Kahraman Ordu)

Sesli Dinle
A -
A +

Bakü’de, okuduğum Şark gazetesinden, izlediğim televizyonlardan ve dost sohbetlerinden Karabağ Zaferi ile alakalı edindiğim malumatları aktarmak istiyorum.

 

Şark gazetesindeki bir inceleme yazısında Azerbaycan ordusunun bugünkü vaziyeti tahlil edilmiş. 1. Karabağ Muharebesinde düzenli ordu bulunmadığı; bu zaafı değerlendiren Ermenilerin haricî destekle işgalleri gerçekleştirdikleri anlatılıyor. Müteakip yıllarda bilhassa 2000 yılından itibaren ordu kuruluşuna hususi ihtimam gösterilmiş. Muasır silahlar temin edilerek Türkiye’nin maddi ve manevi desteği alınmış. Nahçıvan’da, merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in liderlik öngörüsü ile Sovyetler döneminde, 70’li yıllarda vücuda getirdiği askerî mektep güçlendirilmiş. Türk Silahlı Kuvvetleri de kardeş ülkede askerî mektepler teşkil etmiş. Bu minvalde “Hususi Tayinatlı Kuvveler” (özel kuvvetler) muazzam bir seçme ve talim mülahazasıyla yetiştirilmişler; Türkiye’deki (Isparta, Foça) komando okullarında talim görmüşler. Büyük güne, Karabağ’ın azat olacağı, Hocalı’nın, Laçin’in, Şuşa’nın kısasının alınacağı cihada hazırlanmışlar. Müslüman Türk gençlerine vatan sevgisi, şehadet ve gaza ruhu aşılanarak tabir-i caizse “çeliğe su verilmiş.”

 

Karabağ göçmeni nefer ve zabitler muharebeye gönüllü iştirak etmişler. 90’lı yıllarda ana-atalarının kucağında, Ermeni katliamından kurtarılan çocuklar 2020’de tanklarla, muasır silahları, teçhizatları ve yüreklerinde imanla dönmüşler; yaşatılan mezalimin bedelini ödetmişler. Yazıda, zafer sonrası gevşemeye yer verilmediği, yeni tehditlere karşı hazır olunduğu; Türk ordusu modeliyle “mavi bereli” komando birliklerinin sayısı artırıldığı ifade ediliyor.

 

II. Karabağ Harbi, Ağdam’da, yüzlerce km’lik 5-6 hat boyunca, metrekareye 3 mayının döşendiği ‘Ohannian hattı”na doğrudan taarruz edip geçen; 28 yıllık muazzam Ermeni tahkimatlarını 44 günde dağıtan kahraman Azerbaycan Türklerinin destanıdır. Bu mücadelede şehit düşen 2900 askerimizi saygı ve rahmetle yâd ediyoruz.

 

     Hakan Karagöz-Ankara

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

          BİLMEZ

 

 

 

Aklımda mahkûmsun, gönlümde hürsün..

 

Kanadı ateşler saçan bülbülsün..

 

Beklersin, sükûtta tüm yüzler gülsün,

 

Sanırsın; gönüller dert elem bilmez..

 

 

 

İstersin, dünyanın rengi parlasın..

 

İstersin, insanlık devir atlasın..

 

İstersin, gökle yer sulh imzalasın..

 

Bilmezsin, bu dünya imtiyaz bilmez..

 

 

 

Her günü kovalar yorulur cüssen,

 

Zaman durur belki bir içten gülsen..

 

Huzuru hapseden sensin, esir sen;

 

Duymazsın, intizar çok lisân bilmez..

 

 

 

Ağlarsın, sanırsın duyulmaz sesin..

 

Susarsın, sanırsın yalnız kimsesin..

 

Bir bilsen, nasıl bir sırra perdesin;

 

Görmezsin, baktığın yüzler de bilmez..

 

 

 

     Âbir-i Ayyân/Ahmet Sinan Arvas-İstanbul

 

 

 

 

 

TARİHTEN BİR YAPRAK

 

 

 

İSPANYA'NIN FETHİ: Târık bin Ziyâd, Emevîlerin Kuzey Afrika Valisi Musa bin Nusayr tarafından, İspanya’yı fethetmekle görevlendirilmişti. 7.000 kişilik kuvvetiyle 711 tarihinde Septe (Cebelitarık) Boğazı’nı geçti. Askerlerinde geri dönme umudu bırakmamak için, bütün gemileri yaktırdı. Sonradan çok kullanılan “Gemileri yakmak” deyimi buradan kalmıştır. Çok başarılı bir askerî harekâtla Kuzey İspanya’ya kadar ilerleyen Târık bin Ziyâd, önemli şehirleri aldı. Endülüs Medeniyetinin yolunu açan komutan olarak tarihe geçti...

 

Müslümanlar, 1492’ye kadar burada 8 asır kalmışlardır. Müslümanlar ilim ve medeniyette o kadar ileri gitmişlerdir ki, Müslümanların yaptıkları eşsiz eserlerin tamamımın tahrip edilmiş olmasına rağmen, günümüzde bile hâlâ bunların izleri vardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.