Batı hayranlığı

A -
A +

Bazı kelimelerin, kendi öz anlamları dışında, yan anlamı, terim anlamı, mecaz anlamı, deyim anlamı gibi farklı farklı anlamları vardır. Batı, kelimesinin de gerçek anlamı, güneşin battığı yön, anlamına gelir fakat terim olarak, Avrupa kıtasında yaşayanlar, kastedilir.

 

Bâtıl, kelimesi de Batı sözcüğünden türemiştir. Doğru ve haklı olmayan, çürük, temelsiz anlamını taşır. Bâtıl inanç ise doğaüstü olayların, gizli ve akıl dışı güçlere, kehanetlere aşırı derecede bağlı boş inanç, anlamına gelmektedir ve şunu açıkça ifade etmek gerekir ki bu hastalık bize Orta Çağ Avrupa’sından bulaşmıştır.

 

Coğrafi keşiflerden sonra; dünyanın dört bir yanına dağılan Batılı ülkeler, başta İngilizler olmak üzere, Fransızlar, İspanyollar, İtalyanlar, Asya ve Afrika’nın bütün zenginliklerini sömürmeye başladılar. Bu devletlerin hepsi, emperyalist hedefler uğruna gittikleri yerlerde insanlığı ve medeniyeti ayaklar altına aldılar. Böyle olduğu ve bütün dünya bunu bildiği hâlde, neden hâlâ Batılılaşma hastalığı her tarafı kaplamıştır anlamaya imkân yok. Bunun adı bir nevi “Stockholm sendromudur” desek yanlış olmaz sanırım. Başka bir deyişle, seni esir alan zorbaya, hayranlık beselemektir.

 

İngiltere’nin Hindistan ve Avustralya’da yaptığı katliamların bir kısmını biliyoruz. Tamamını bilsek bir şey değişir mi? Değişmez. Fransa’nın Ruanda’da, İtalya’nın Libya’da yaptığı insanlık dışı zulmü bilmeyen yok gibidir ama ne hikmetse görmezden gelinir. Bazılarına göre batılı ülkelerin hepsi, sanki sütten çıkmış ak kaşık…

 

Bugün maalesef, Batı hayranlığı, zirveye ulaştı, ülkemizin dört bir yanını sardı. Batı tarzı giyim kuşam, Batı tarzı edebiyat, Batı tarzı sanat, Batı tarzı yeme içme, Batı tarzı mimari, diye diye adı Batı olan her şeyi, kendimize uydurmadan olduğu gibi aldık. Sonunda öyle bir noktaya geldik ki Türk insanı, Batılı insanlardan daha beter "bâtıl" oldu.

 

Aslına bakarsanız Batı, bizim üstün değerlerimizi sahiplendi. Sanki kendi malıymış gibi davrandı. Teknik olarak Batı ülkemizi hiçbir zaman işgal edemedi ama aklımızı ve saf duygularımızı bir şekilde ele geçirdi.

 

     İhsan Ağır

 

 

 

                                                                                                                                                                                                   

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

          Efendim

 

 

 

Ne derviş ne de pîrim, ne vezir ne de erim,

 

Kapısında Kıtmir’im vallahi Muhammed'in…

 

 

 

Onun Kıtmir’i oldum, devleti onda buldum

 

Hak rızasını gördüm, veçhinde Muhammed'in…

 

 

 

Kıtmir’i olmak bence, şahlıktan daha yüce,

 

Beklerim gündüz gece, yolunu Muhammed'in…

 

 

 

Bassın geçsin yüzüme, can fedadır dostuma

 

Berat verdi teslime, ümmeti Muhammed'in…

 

 

 

Cebrail kanat serdi, geçsin diye yol verdi,

 

Gök ehli selam durdu, önünde Muhammed'in…

 

 

 

Hak onu davet etti, “Habibimsin sen” dedi,

 

Yüceden yüce kıldı, şanını Muhammed'in…

 

 

 

Karıncalar fil oldu, Süleyman'a yol kesti,

 

Arılar bal yaptılar, gülünden Muhammed'in…

 

 

 

Halil ateşe girdi, Musa denizi yardı,

 

İsa göklere uçtu, aşkından Muhammed'in…

 

 

 

Yer ile gök dürüldü, şeyadinler sürüldü,

 

Yüce kelam yazıldı, dilinden Muhammed'in…

 

 

 

Sizi kimse bilemez, kalem onu yazamaz

 

Cümle mahlûk sayamaz, vasfını Muhammed'in…

 

 

 

Onun aşkına döner durur felekler

 

Onun sevgisi ile ferah bulur yürekler

 

 

 

Şanı öyle yüce makamı öyle büyük ki

 

Etrafında el pençe durur melekler

 

 

 

     Sürmeneli Deli Şair Fahri Kol

 

 

 

 

 

Kıtmir: Eshab-ı Kehf'in köpeğinin adı.

 

Şeyadinler: Şeytanlar

 

 

 

 

 

 

 

SAĞLIK OLSUN

 

 

 

Alerjilerin sinüzitteki rolü: Alerjik rinitler toplumda gayet sık görülür. Alerjik hastalarda sinüzit daha sıktır ve kronikleşebilir. Ayrıca polip ve burun içinde bulunan ve adına konka denilen bariyer türü katmanların alerjik bünye sebebiyle sürekli iltihaba maruz kalması (Konka hipertrofisi) da sinüs kanallarının (ostium) tıkanmasına ve sinüzite neden olabilir. Burun iç döşemesinin yine alerjik sebeplerle sürekli iltihabi uyaranlara maruz kalması nedeniyle de sinüzit oluşur. Alerji sebebiyle oluşan polipler de gerçek bir polip olmadığından ameliyatla alınsa bile tekrarlayabilir. Dolayısıyla alerjik kökenli reaksiyonlar için en etkin yöntem akupunktur tedavisiyle alerjiye karşı bağışıklık sistemini güçlendirmektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.