Farkında olsak da, olmasak da kültürümüzün, yaşayışımızın, gelenek ve göreneklerimizin temelinde bu topraklarda yaşamış nice medeniyetin izi vardır. Mesela olumsuz bir şey konuşulduğunda başımıza gelmesin diye tahtaya vurmak gibi... Hayatımızda bazı şeyleri uğursuz olarak gördüğümüz baykuşa da iyi gözle bakılmaz! Halk arasında bir evin çatısında baykuş öttüğü zaman hane halkının içinde huzursuzluk olur. Sanki yaşanabilecek kötü şeyin habercisi olarak görülür. Baykuşu görmek ya da ötmesi kötülüğün habercisi olması gibi bu gelenekler tamamen uydurma ve batıl inanışlardandır...
Bizde baykuş kötülüğün habercisi olarak bilinirken, Çin felsefesinde, baykuşlar yin-yang dengesindeki ‘yang’ yani koruyucu, bilge ve sezgisel enerjinin güçlü bir sembolü olarak görülür. Bu yang geniş enerjisi, iyi şanslar ve artan bolluk için olumlu bir alâmettir ve ayrıca negatif enerjiyi evden uzaklaştırır.
Süleyman aleyhisselam bütün hayvanlarla konuşurdu. Bu onun mucizelerinden biriydi. Gökte tahtı ile gezerdi. Bir gün baykuş Süleyman aleyhisselâma selam verdi. Süleyman aleyhisselam selamını alıp ona sordu ki:
- Niçin buğday yemezsin?
- Âdem aleyhisselam onun yüzünden Cennetten çıktığı için.
- Niçin su içmezsin?
- Nuh aleyhisselâmın kavmi suda boğulduğu için.
- Niçin hep harabelerde bulunursun?
- Harabeler Allahü teâlânın mirasıdır.
- Niçin evlerde ötersin?
- İnsanları ikaz için. Önlerinde şiddetli tehlikeler varken nasıl gafletle uyurlar.
- Gündüzleri niçin çıkmazsın?
- İnsanlar bana zarar verebilirler.
- Öterken ne dersin?
- Tesbih okur bir de "Ey gafiller, çıkacağınız uzun sefer için azık hazırlayın!" derim.
Süleyman aleyhisselam baykuştan daha nasihatçi kuş olmadığını söyledi. Rivayet odur ki Hazreti Süleyman aleyhisselam baykuşu ödüllendirdiği için hiçbir zaman yiyecek aramaz, rızkı ayağına gelir...
Hanenize kötülüklerin değil, sağlığın, bereketin huzur ve mutluluğun gelmesi dileğiyle…
Tuğba Özönal
ŞİİR
KUL OLMAK
Kullukla başlar dert, keder, yorgunluk
Kullukla başlar hüzün ve tebessüm.
Kulluktadır hayat ve memat
Kul değilsen her şey hiçtir, heyhat!
Kullukla başlar zikir, fikir, tefekkür
Kullukla başlar taat, ibâdât, rahat.
Kullukla başlar gönüle istirahat
Kul değilsen her şey hiçtir, heyhat!
EFENDİM
Kum taneleri değdi mübarek tenine,
Kıymet buldular seninle ya Resulallah.
Yağmur damlaları değdi mübarek yüzüne
Kıymet buldular seninle ya Resulallah.
Sahabelerin kulak verdiler mübarek sesine
Kıymet buldular seninle ya Resulallah.
Bizler de girelim mübarek kalbine
Kıymet bulalım seninle ya Resulallah.
Fatih Toprak-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
UNUTULMAZ KELİMELER
İBÂDÂT: İbâdetler.
TEFEKKÜR: Düşünmek. Fikri harekete getirmek…
TAFSİLAT: Açıklamalar, izahlar.
HARİÇ: Dış, dışarı, Hariciye: Dışişleri. Eskiden tıpta genel cerrahi anlamında kullanılırdı. Peyami Safa “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”
EVHAM: Vehim, kuruntu. Olmayan bir şeyi olur zannı ile meraklanmak. Üzüntü.
MENSUBİYET: Mensup olma hâli. İlgili, bağlı oluş. Alakalı bulunuş.
HUSUS: Konu, madde, özellik, yön.
KUVAYIMİLLİYE: (Kuvâ-yı milliye) Kuvâ: Kuvvetler güçler anlamındadır. Milliye: Din ve millete ait, milletle ilgili. Kuvayımilliye: Millî kuvvetler. Bir milletin sahip olduğu kuvvetler. İstiklâl harbinde Anadolu’da kurulan hükûmet ve bu hükûmetin askerî kuvvetleri.