Ben bu divana böyle geldim

A -
A +

İki elimi havaya kaldırdım. Baş parmaklarım kulak memesinde, avuç içleri karşı yönde. İlmihal kitaplarının iftitah tekbiri olarak tabir ettikleri ulvi kelimeler dilime düştü. Sonra dünyayı elimin arkasıyla ardıma aldım. Âdeta elimin tersiyle yalan dünyayı ittim. Bu şekilde divana durdum, huzura geldim. Ancak ben bu divana kolay kolay gelmedim. Nefsimi yene yene geldim. Şeytanları döve döve geldim. Maddi ve manevi kirlerden temizlenerek geldim. Dünyanın cazibesinden kurtularak geldim. Kötülüklerden arınmak için geldim. Günahlardan korunmak için geldim...

 

Ben bu divana huşu ile geldim. Saygı ile huzura geldim. Rabbimin emrine inkıyat ederek (boyun eğerek) geldim. Hükmüne razı olarak geldim. Buyruğuna ram olarak geldim. İzzetine karşı tezellülümü (basitliğimi) göstermek için geldim. Kudretine karşı acizliğimi göstermek için geldim. Mutlak zenginliğine olan muhtaçlığımı izhar etmek (açığa çıkartmak) için geldim...

 

Ben bu divana gelirken dünyayı ve ukbayı (öte dünyayı) terk ederek geldim. Benlik ve enaniyet davasından vazgeçerek geldim. Rahman ve Rahim olanın emri olduğu için geldim. İlahi aşkınla gönlüm bikarar olduğundan geldim. İnayetine, lütfuna sığındığım için geldim. Hidayetimi bulmak için geldim. Rızayı ilahi için geldim. Kıyamda olan eşcâr (ağaçlar) ve nebatat ile canlı cansız tüm varlıkların ibadetlerini şuurla arz etmek için geldim. Rükûa giderken bütün mahlukatın ibadetlerini sunmak için geldim. Secde ederken toprakla bütünleşmek, topraktan geldiğimi unutmamak, büyüklüğüne karşı yerlere kapanmak, yerdeki mahlukatın zikirlerini ifade etmek için geldim...

 

Ka’dede oturur iken ovaların, platoların, dağların ve içinde olanların tüm ubudiyetini göstermek için geldim. Gazabından affına, cezandan rızana sığınmak için geldim. Amellerime ibadetlerime değil merhametine sığınarak geldim... Bu divana Allah’ın rızası için geldim.

 

     Cüneyt Aybey/Turgutlu-Manisa

 
 
ŞİİR
 
     GÜLE BENZETTİM
 
Kuşların şarkısı çok sönük kalır
Ben seni tarifsiz dile benzettim.
Dikilsem kapında sonsuza kadar
Ben seni devasa göle benzettim.
 
Baktıkça yüzüne yönümü bildim
Hayatım değişti günümü bildim
Maziye üzüldüm dünümü bildim
Ben seni seherde yele benzettim.
 
İçimde duygular hep seni düşler
Hep senin hatrını soruyor kuşlar
O yumuşak sesin gönlüme işler
Ben seni mızrapla tele benzettim.
 
Çok fazla görünme göze gelirsin
Senden bahsederler söze gelirsin
Umarım her akşam bize gelirsin
Ben seni sımsıcak ele benzettim.
 
Kadir Fidan der ki istemem veda
Senden işittiğim ne güzel seda
Bir tek gülüşüne bu canım feda
Ben seni kırmızı güle benzettim.
 
     Kadir Fidan-Dağların Şairi
 
 
 
GÜZEL YURDUMUZ
 
KARAMAN ERMENEK: Romalı Kumandan GERMANİCUS'a izafeten şehre GERMANİCOPOLİS denilmiştir. Aradan geçen yüzyıllar içinde, bölgeye yerleşen Türk boylarının da diline ve telaffuz alışkanlıklarına uyarak kısalmıştır. İlk önce GERMANİK, sonra da Türk dilinde telaffuzu zor olan “G” atılarak ERMANİK ve sonra da ERMENEK şekline getirilmiştir.
1256’dan 1475 yılına kadar 250 yıla yakın hüküm süren “Karamanoğulları Beyliği”nin Başkenti, Kültür ve sanat merkezi olarak tarih sayfasında yer alan Ermenek’te Kerimüddin Karaman Bey’den sonra beyliğin başına oğlu MEHMET BEY geçmiş, büyük imar ve idari işler yanında 1277 Mayıs’ında “Bugünden sonra Divanda, Dergâhta, Bargâhta, Mecliste ve Meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır” fermanı ile Türk dilini Türk Milletine kazandırmıştır.
1960 yılından beri Karaman’da yapılan Türk Dil Bayramı Kutlama Programları hâlen Ermenek’te yapılmaktadır. [ermenek.bel.tr]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.