Bir tek derdimiz var aslında

A -
A +
Bir sebze üreticisi ürettiğini satarak para kazanacaktır elbette ama satarken “bunu yiyene şifa olsun, düzgün meyvelerden, taze sebzelerden yesin” diye düşünerek satarsa hem alana şifa olur hem kazanana kazandığının hayrı olur. Bir unlu mamuller sahibi sattığı ürünlerini aynı şekilde kazancımı helalinden yapayım, içerisine zararlı katkı maddeleri katmayayım diyerek yoğurduğu hamuru fırına verirse kazandığı bereketli, ürettiği şifalı olur. Bir kasap ürettiği kırmızı ve beyaz et ürünlerine katkı maddeleri kullanmaz da kendi çoluk çocuğuna da gönül rahatlığıyla yedirebileceği şekilde hazırlayıp satarsa ürettiği şifa olur, kazandığı bereketli olur...
Bir öğretmen eğitim verdiği her bir çocuğu kendi evladı gibi görüp onun vatana millete hayırlı birer evlat olması ve iyi yetişmesi için emek verirse ona evladı gibi davranırsa öğrettiği bilgi hayırlı olur, kazandığı bereketli olur... Bir hekim hastasını kendi en yakını gibi görüp onun sağlığına zarar vermeden onu iyileştirmeyi hedeflerse hastalar rahat bulur, kazandığı bereketli olur. Bir siyasetçi siyasete girerken kendi bireysel menfaatini ikinci planda tutup da ülkesinin ve halkının menfaatini öne çıkartarak hizmete niyet ederse, alacağı kararlarda bu düşünce ön planda olursa o zaman millet hizmet görür, kendisi itibar görür kazancı bereketli olur… Bu sınıflandırmayı hemen her alanda düşünebilirsiniz… Herkes kendini bu anlamda kendi mesleğiyle ilgili özdeşleştirebilir… O zaman pazardan sebze alırken seçmeye gerek kalmaz, kasaptan ürün alırken endişeye gerek kalmaz. Okula giderken öğretmen aramaya, hekime giderken doktor aramaya gerek kalmaz… Çünkü herkes kendi işini en doğru şekilde yapmak için çaba sarf eden dürüst insanlardan oluşmaktadır…
Aslında toplumun huzuru ve mutluluğu bu kadar kolaydır… Herkesin tek tek dürüst olması… Bu kadar net ve bu kadar basit… Ama bu kadar zor bir meseledir dürüstlük… İçinde yaşadığımız durumda bir bakalım mı? Var mı böyle birbirimize güven… O hâlde dürüstlük nerede kalmış ve toplumun asıl derdi ne imiş anlayalım…
           Gülşah Bade Nazlıoğlu
 
 
 
ŞİİR
 
                AVARE
 
Ağlamaktır benim bu işte kârım 
Seher vakti bülbül ile ben zârım…
 
Çok şükür elde var hayâ ve ârım
Gurbet elde kaldım ah yoktur yârim,
 
Yavandır tuzsuzdur soğuktur aşım
Büküktür boynum ve eğiktir başım.
 
Kovanlarım boştur ah yoktur balım
Solmuş çiçeklerim, firarda arı’m…
 
Kısıktır avazım, cılızdır sesim,
Iraktır dostlarım bense bîkesim.
 
Ne ilmim ne amel ne de eserim.
Avareyim gece gündüz gezerim.
 
Bîkes: Kimsesiz. Zâr: İnlemek
 
        Orhan Yavuz Ejder-Akhisar
 
 
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
SİRKENİN FAYDALARI: Sirke birçok meyve ve bitkiden yapılır ama en bilineni üzüm ve elma sirkesidir. Sirke iştah açıcı olarak, salata ve turşular içine dökülür ama faydası saymakla bitmez… Sebze ve meyveleri mikroptan temizlemekte kullanılır. Lavabo, banyo gibi sert zeminler onunla silinir. Boğaz ağrılarında sirke ile gargara yapılır. Kaşıntılara ve cilt çatlaklarına sirke sürülür. Su ile kaynatılıp buharına durulursa, baş ağrısı, astım ve cilt lekelerine faydalıdır. Yorgunluk ve uykusuzluk için yatmadan önce bir miktar sirkeli su içilebilir. Sirkeli bez, mide üzerine konursa bulantı ve kusmayı önler. Sirkeli bez varislere de faydalıdır. Sirke orta dereceli yanıklarda da kullanılır. Sirke güneş yanığına sürülürse faydalıdır. Kepekli ve mat saçlar için, durulama suyuna sirke ilâve edilir. Cildi yumuşatmak ve parlatmak için banyo suyuna bir miktar sirke katılır. Siğillere, sirke döküp üzerine kabartma tozu serpilir ve 15 dakika sonra toz silkelenir. Bal ile belirli bir oranda karıştırılmış sirkeli su içilirse düzenli kilo verilebilir. Sağlığınızla ilgili olarak doktorunuza danışmanızı öneririz.
 
Bir tek derdimiz var aslında
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.