Bugün savaş çıksa...

A -
A +

Bugün savaş çıksa cepheye değil bankaya koşup ilk uçakla ülkeyi terk edecek olanlar başta “Araplar ülkelerinden kaçıyor" diyor. Arsasına değerinden üç kuruş fazla para verseler kimin aldığına bakmadan satacak olanlar "ama Filistinliler topraklarını sattı” diyor. Daha babalarının mirasını paylaşamayıp birbirine düşenler Müslümanların birlik olmadıklarından söz ediyor.

 

Çocuğuna "burada iş miş yok evladım oku yurt dışına git kurtar kendini" diye akıl veren ebeveynler vatan sevgisi konusunda ahkam kesiyor.

 

Daha şeytanla savaşında yorgana galip gelemeyenler "açın kapıları gidip savaşalım" diyor. Herhâlde teknolojiyi ve savaşın şekil değiştirdiğini at üstünde kılıç sallanmadığını bilmiyor. Slow müzik eşliğinde ölen çocuklara ekrandan ağlayanlar mahallesinde gördüğü mülteci çocuğa nefretle bakıp "defolup gitsinler ülkelerine" diyor. Depremzedelere evini yüzde üç yüz arttırarak kiraya verenler, insanlıktan söz ediyor. Savaşın ortasında hastanede yatan küçücük çocuk "Ben korkmuyorum çünkü bu Allah'ın imtihanı... Biz Müslümanları imtihan ediyor. Tahammül edip edemeyeceğimizi görmek istiyor" diye inanan iman eden çocuk, o hâliyle aslında hepimize eğer ibret alırsak alabilirsek unutulmayacak bir ders veriyor. Aynı durumda olsak, bırakalım aynı durumu en ufak zorlukta kaçımız bu teslimiyete bürünürüz?

 

Sofrada çeşit az diye sızlanan çocuklarımızdan kaç tanesi bu teslimiyeti gösterebilir? Ağlayalım da en çok biz kendi hâlimize ağlayalım. Nasırlaşmış yüreklerimize ağlayalım. Küflenmiş vicdanlarımıza, körelmiş idraklerimize ağlayalım... Zihin ve ahlak işgaline uğrayan bizlere. Konfor batağına saplanan gençlerimize. En ufak zorlukta psikolojisi bozulan çocuklarımıza. Dinimizi öğrenmek için gayret göstermeyişimize, gevşekliğimize, tembelliğimize ağlayalım.

     İlknur Şahin
 
 
 
ŞİİR
 
     SİYAH VE BEYAZ
 
Akşamları kan ağlıyor bulutlarda güneş
Ayda bayram havası, yıldızlarda şenlik var.
Biri güler, diğeri ağlar dünya tezadına eş,
Gecelerde matem, gündüzlerde neşe var.
 
İnişlerde bir yükseliş, dertlerde deva saklı
Kuşların şen cıvıltısı, kıştan sonra bahar var
Dudaklarda kahkaha, kalplerde ince sızı
Bülbülün tek sevdası, güllerde de diken var
 
Bir bedene iki zıt sığdırılırmış, akıl ve nefs
Her kalpte hırs merhamet, kibir ve tevazu var
Hayat ölüm arası maalesef birkaç nefes
İyi düşün! Bu fâni dünyanın, bir de ahireti var.
 
     Mehmet Tuncer
 
 
TARİHTEN BİR YAPRAK
 
GAZZE: “Denizden 4 km içeride kurulmuş olan Gazze tarih boyunca Filistin topraklarındaki idari birimlere bağlı kalmış, ancak ticari münasebetlerini daha çok Mısır’la geliştirmiştir.
Eskiden ihraç edilen mallar develerle Kahire’ye ulaştırılırdı. Süveyş Kanalı’nın açılmasından önce Mısır, Suriye ve Anadolu’dan gelen ticaret ve hac yollarının birleşme noktası olarak çok hareketli günler yaşamıştır. Gazze, Kahire’nin emniyeti açısından âdeta ileri karakol gibi değerlendirilmiştir. Osmanlı döneminde Gazze diğer Filistin şehirleri gibi Şam’a bağlı kaldı. [Mustafa L. Bilge-https://islamansiklopedisi.org.tr/gazze]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.