Çocuğunuzdan mektup var

A -
A +

Sevgili anneciğim babacığım, sizlere şunları söylemek istiyorum: Her ne kadar sizin çocuğunuz olsam bile sizden farklı bir kişiliğe sahibim. Denemeler yaparak öğrenirim. Bana oyunlarımda, arkadaşlıkta ve uğraşılarımda biraz özgürlük tanıyın. Beni her yerde korumaya ve kollamaya çalışmayın. Bana yanılma payı bırakın. Kendi işimi kendim görmeye alıştırın, büyüdüğümü başka nasıl anlarım? Her ne kadar  büyüsem de ara sıra çocuk gibi davranabilirim. Bunu önemsemeyin ama beni fazla şımartmayın. Bana yerli yersiz söz vermeyin. Sözünüzü tutamayınca size olan güvenim azalır. Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi de unutmayın. Birbirimize olan saygı ve sevginin azaldığını görmek beni üzer.

 

Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. “Ben senin zamanındayken” diye başlayan sözleri hep kulak ardı ederim. Beni korkutmaya çalışmayın. Yaramazlık yaptığım zaman beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Ceza vermeden önce beni mutlaka dinleyin. Kendi çocukluğunuzu hatırlayın. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Başarabileceğim işleri benden bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni sakın ha başkalarıyla kıyaslamayın. Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Beni köşeye sıkıştırıp yalana sığınmak zorunda bırakmayın. Bana sinirlenebilirsiniz ama beni aşağılamayın. Başkalarının yanında onurumu kırmayın. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz, tersine beni size daha çok yaklaştırır.

 

Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Benden “örnek” çocuk olmamı beklemezseniz ben de sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter. Sevgilerle… Çocuğunuz 

 

Nurettin Bozan-Eskişehir

 
 
ŞİİR
 
     Sesimi duyan var mı?
 
Ana rahminde başlarsın hayata,
Varlığını hissettirmek istersin canhıraşça...
Fısıldarsın dış dünyaya,
Sesimi duyan var mı?
 
Fâni âleme açtın gözünü,
Gösterdin herkese özünü.
Anlatmak istedin ağlayarak ilk sözünü,
Sesimi duyan var mı?
 
Büluğ çağına erdin,
Sevap nedir, günah nedir bildin.
Bir ömrü hak ve batıl savaşıyla geçirdin,
Sen defterine hangisini işledin.
Sesimi duyan var mı?
 
Ömür geçti birbirince,
Yaş kemâle erdi iyice.
Bir ayağın çukura girince,
Düştün ahiret derdine.
Söyledin kendi kendine,
Ya Rabbî!
Bir fâni kulun hatırlar mı bizi de.
Sesimi duyan var mı?
 
Bitti sayılı nefes, geldi vakti kabir,
Dünyada dost bildiklerin gitti bir bir.
Ana evlattan kaçtığı gün, herkes tektir,
Hesaplar serildi önüne acep nicedir?
Dileriz Mevla’mdan kılsın bizleri,
Bir Fatiha’ya muktedir,
Seslenirim ukbadan dünyaya
Eylesin bizleri bir Fatiha'dan inşiraha
Tebdil.
Sesimi duyan var mı?
 
Havva Arvas
 
 

 

TARİHTEN BİR YAPRAK

 

 

ATABET-ÜL-HAKÂYIK: Edib Ahmed’in, zamanımıza birkaç yazma nüshası ulaşan tek eserinin adı Atabet-ül-Hakâyık’tır. 'Hakîkatlerin eşiği' anlamına gelmektedir. Atabet-ül-Hakâyık’ın tamâmı 512 mısradır. Bu bakımdan Kutadgu Bilig’den bir hayli küçüktür. Fakat İslâmî Türk Edebiyatında elde bulunan ikinci eser olması bakımından dil tarihi ve edebiyat açısından kıymeti fazladır. Kutadgu Bilig, beyitler hâlinde ve mesnevî tarzında yazılmasına rağmen, Atâbet-ül-Hakâyık dörtlüklerle yazılmıştır.

 

Atabet-ül-Hakâyık, bir ahlâk ve öğüt kitabı olduğu için, tamamen hikmet tarzında yazılmıştır. Eser 1906 senesinde, İstanbul Darülfünun lisaniyat tarihi müderrisi Necib Âsım Bey tarafından Ayasofya Kütüphanesinde bulunmuş ve 1918 senesinde Hibetü’l-Hakâyık adıyla, İstanbul’da neşredilmiştir. Atabet-ül-Hakâyık’ın, mukayeseli ve en mükemmel neşrini ise Reşîd Rahmetî Arat yapmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.