Mevlâna Celaleddin-i Rumi hazretlerinin meşhur mısralarından birisi de “cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi olmaktır…"
Akarsu hiç bitmez… Bütün bitkilere hayvanlara insanlara fayda sağlar… Herkes ondan faydalanır. Herkes ondan temizlenir. Herkes ondan hayat bulur… Şehirler akarsu etrafında oluşur… Akarsu olmayan yerde hayat olmaz… Bu öyle büyük bir nimettir ki yazıyla anlatılmakla bitmez…
İşte Mevlâna hazretleri insanların cömert olmasını bir akarsu özelliği gibi gani, bol ve hiçbir ayırım yapmadan, hiçbir kısıtlama yapmadan herkese yayılacak şekilde öğüt veriyor…
Cömertliğin tarifi normal olarak nedir? İnsanın, sahip olduğu imkânlardan, muhtaçlara meşru ölçüler dâhilinde ve Allah rızasından başka hiçbir gaye gütmeden, ihsan ve yardımda bulunmaktır. Bu ne güzel bir ahlâk kuralıdır. Mutasavvıflar cömertliği ruhun bir melekesi arzusu ve hoşlandığı olarak tarif ederler. Cömert insanların ruhu onları muhtaç olanlara vermeye, ihsanda bulunmaya sevk eder… Bu melekeye sahip olan kişi sosyal ortamda kendi imkânları ölçüsünde herkese ve her şeye yardım eder… Bu konuda da hiç kimsenin görmesini, beğenmesini düşünmez. Kimseden aferin almak gibi bir beklentisi olmaz. Bunu sadece ve sadece Allah rızası için yapar. Cömertler “rızkı veren Allah'tır” inancıyla hareket ettiklerinden kalpleri de temiz ve zengindir. Bu temiz kalp ile kendi varlıklarıyla, her ne suretle olursa olsun başkalarına faydalı olmaya çalışırlar. Allah'ın kendilerine fazlı ve keremi ile verdiğine inanır ve bunlarda muhtaçların da hakkı olduğuna inanırlar. Cömertliği kul hakkının temeli sayarlar. Bu sebeple de kendi haklarını herkese helal ederler. Kendi hakkını yiyenleri bile affederler. Hatta kendi ihtiyaçlarını düşünmeden başkasının ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar. Cömertlikten birçok güzel haslet doğar… Cömertler kerem sahibi olurlar. Herkese yardımcı olurlar. İntikam almaya gücü yetse bile Allah rızası için affeder. Herkesle iyi geçinir, kimsenin kusurunu araştırmaz.
S. Özden Güzey
ŞİİR
DEDE KEYFİ
Mis kokardı fırın odam,
Kireç başka, ağı başka
Hele akar, damlarsa dam
Bakraç başka, saksı başka.
Galvanizdi, fırın kapak,
İsi dışa vurdu, n'apak?
Ekmekteki sarı kepek,
Rengi başka, tadı başka.
Tekno zırt pırt, avuç ölçek
Çimdik tuz, su yarım bardak
Şincik pişçek fırın ekmek
Lezzet başka, koku başka.
Hem böreği, hem de sütü,
''Sacayak''tır, çeker yükü,
Koca beden taşır çünkü
Ayak başka, adı başka.
Dallar, çıtır çıtır eder,
Leziz koku burna gider.
Bizim Nene ''börek ye!'' der
Seyri başka, keyfi başka.
Pancar pekmez, geniz yaktı,
Kavun, karpuz divan altı.
Keser yeriz sabah vaktı,
Dilim başka, suyu başka.
Zahir Allah, abdest aldım,
Besmeleyle elim yudum,
Tekbir alıp kıyam durdum,
Tövbe başka, hamdı başka…
Rıdvan Dede
BİTKİLERİN DİLİ
KAYISI: Bugünler kayısı mevsimidir… Bazı yörelerde zerdali denilen kayısının tazesi ve kışın kurusu vücut için çok faydalıdır… Kayısının birçok faydasından bazıları şöyledir. • Göz fonksiyonlarının düzenliliğini ve gelişimini sağlar. • Bağışıklık sistemini güçlendirir. • Kanserojen olan serbest radikalleri engeller • Hücre yenilenmesini hızlandırır. • Deri yenilenmesini ve sağlığını sürdürmesini sağlar. • Özellikle kuru kayısı yüksek seviyeli bir enerji ve A vitamini kaynağıdır. • Kuru kayısı kemik sağlığının devamını ve kemik yapımını sağlar. • Sindirim sisteminin düzenli çalışmasını temin eder.