Ah ülkemiz ne yazık ki bir deprem ülkesi ve deprem gerçeğiyle yaşamaya mecburuz. Her an bir deprem felaketiyle karşılaşacağımız gerçeğini herkesin kabullenmesi gerekiyor. Ülkemiz son çağın en büyük felaketini yaşadı. Ateş sadece düştüğü yeri yani on vilayeti değil bütün ülkeyi hepimizi yaktı...
Bu deprem ilk olmadığı gibi ne yazık ki son deprem de olmayacak. Herkesin dediği gibi deprem insanı öldürmez, insanı bina öldürür gerçeğinden yola çıkarak şu an için evlerimizi yeniden yıkıp yapmamız da mümkün olmadığına göre başka tedbirler almamız gerekiyor. Bunların başında da deprem çantası gelmektedir. Büyük depremlerin çoğunlukla gece yarısı olma ihtimalinin fazla olması nedeniyle bir deprem çantasının yatağımızın baş ucunda, kapıya yakın ya da arabamızda bulundurmada büyük fayda vardır. Bazen bir şişe suyun veya bir telefonun bile hayat kurtardığı görülmüştür. Bir deprem çantasında bulundurulması gereken malzemeler:
GIDA: Yüksek kalorili, su kaybını önleyen ve çabuk bozulmayan gıdalar olmalı -konserve, bisküvi, kuru meyve, meyve suyu gibi- şişe su, bebekler için hazır mama.
BELGELER: Kimlik kartları fotokopisi, evcil hayvanların sağlık karneleri, banka cüzdanı vb...
GİYECEK: İç çamaşır, çorap, yağmurluk, her aile üyesi için mevsime uygun kıyafet, battaniye.
HİJYEN: Sabun, dezenfektan, ıslak mendil, kâğıt havlu, bebek bezi.
DİĞER MALZEMELER: İlk yardım çantası, ilaçlar, çakı, düdük kâğıt-kalem, el feneri, deprem çantası olabildiğince rahat taşınacak kadar hafif olmalıdır. Çanta her zaman kolay ulaşılır bir konumda olmalı. İçerisindeki gıdaların son kullanma tarihleri belirli aralıklarla kontrol edilmeli ve değiştirilmelidir. Deprem anında enerji hatları ve direklerinden, ağaçlardan diğer binalardan ve duvar diplerinden uzak durulmalıdır. Sarsıntıya otomobilde otopark ya da tünel içinde yakalanıldıysa araç durdurulmalı ve aşağı inip yan yatarak, ayaklar karına çekilip cenin vaziyeti alarak baş bölgesi korunmalıdır. Bu konuda yazmaya devam edeceğiz. Sağlık ve esenlik dileklerimle…
Aslan Torun-Emekli Sağlıkçı Yazar
ŞİİR
YAKARIŞ
Aylardan şubat, günlerden pazartesi,
Millet olarak büyük bir deprem ile
Sınava, imtihana tabi oluyoruz,
Ey yüce Rabbim sen kuvvet eyle...
Bağışla yüce Rabbim affına sığınıyoruz,
Sen ki Rahimsin Rahmansın rahmetinle affeyle,
Bizler uykudayız, gaflet içindeyiz ya Rab,
Senin inayetine güveniyoruz sabiler hürmetine...
Ya İlahi ya Rabbi, sen her şeye kadirsin,
Bizler çaresiz, güçsüz biçare kulunuz,
Bizleri çaresizlikte bırakma ya Rab...
Sen ki kerimsin kereminle bize lütfeyle…
Ey yüce Rabbim, maddi manevi gücümüze
Takat ver gündüzümüze ve gecemize…
İmdat habibin hürmetine, şehitler hürmetine,
Sen ki af edicisin, affı seversin ya Rab af eyle...
Abdulkadir Yılmaz-Samsun
DUYGU DAMLASI
Yoshinori Moriwaki uzun yıllardan beri Türkiye’de yaşayan bir deprembilimci ve Yüksek Mimar… Diyor ki bir konuşmasında:
Türkiye’de insanlar üniversiteyi bitirdikten sonra mimar ve mühendis olarak istediği projeye imza atabilir. Japonya’da ise diplomayı alsanız da henüz böyle bir yetkiye sahip olunamaz. Önce doktor gibi iki sene staj yapmak ve daha sonra devletin açtığı sınavı kazanmak gerekir. Bu sınav gerçekten çok zordur. O yüzden sınava girenlerin yalnızca %5’i veya %7’si başarılı olabilir. Çünkü bu konu insan hayatıyla ilgilidir ve yanlış atılan bir imza onlarca insanın hayatına mal olabilir...”