Meşhur bir tekerlemedir: “Ben diyorum bayram haftası… O diyor ambar tahtası.”
Kişilerin birbirini anlamadıklarını veya yanlış anladıklarını özetlemek için söylenir. İnsanların yaşadıkları problemlerin büyük çoğunluğu bu tür bir iletişimsizlikten ve birbirini yanlış anlamadan kaynaklanmaktadır.
Hatta haberlere yansıyan nice cinayetlere baktığınızda çoğunda pişmanlık vardır. Yanlış anlama vardır. Ön yargı vardır. Nice son bulan arkadaşlık ve dostlukların gerisinde de bu ve benzeri yanlış anlama ve anlaşılma vardır.
Bu sakar mantıktan kurtulmanın tek yolu insanların bu konuda kendilerini eğitmeleridir.
Nasıl?
Konuşmasını ve dinlemesini bilerek…
Birbirini anlayamama veya yanlış anlamaya sebep nedir biliyor musunuz?
Ya dinleme ve anlatma konusunda iletişim bilgisine ihtiyacınız olduğunun farkında değilsinizdir. Ya bu etkenin insan hayatındaki önemini yeterince bilmiyorsunuzdur. Ya da bu konuda ne gibi bir yöntem takip edeceğinizin farkında değilsinizdir.
Burada da bizim amacımız kimseyi suçlamak değil, birbirimizi doğru anlamaya yardımcı olmak. Birbirimize ilettiğimiz mesajın yerine doğru ulaşmasını sağlamak. Karşıdakinden de istediğimiz tepkiyi almayı amaçlamak.
Bu özellikler herkes için geçerlidir.
Karşınızdakine bağırıp çağırmaya gerek yok…
Telaş yok…
Peki ne yapacaksınız?
Önce kendinizi iyi test edeceksiniz. Şu anda nasıl bir durumdasınız? Öfkenizi kontrol edebilecek durumda mısınız? Sağlıklı düşünebiliyor musunuz? Bedensel olarak dingin misiniz? Kendi özgür iradenizle mi karar veriyorsunuz? Taraf mısınız? Adaletli olabileceğinize inanıyor musunuz? Eleştirilmeye hazır mısınız? Bütün bunlara rağmen kendinize olan öz güveninizde bir azalma yok mu?
Bunlara “evet” diyorsanız karşınızdakini gözlemleyebilirsiniz. Çünkü gözleminizde bir yanlış görme olmayacaktır. Karşınızdakini dinleyebilirsiniz. Çünkü yanlış anlamayacaksınız...
Erdinç Üstündağ-Almanya
ŞİİR
Seni okumak
Gönül bahçelerinde açılır güller.
Yüzyıllar ötesine uzanır yollar.
Kavuşur hayırlara nasipli kullar.
Ruha dirilik verir, seni okumak.
Coşkun küheylan taylar koşar içinde.
Fetih yüklü savaşlar olur kalbinde.
Mümini yarıştırır salih amelde
Yoklukları bitirir, seni okumak.
Yolunun talibine verir hidayet.
İbadetten alınır artan bir lezzet.
İlim dolu hayata apaçık davet.
Huzur ile doldurur, seni okumak.
Kelâmlar seni anlatmanın aczinde.
Topal karınca kadar, gitsek izinde.
Gaye kum olabilmek derya nezdinde.
Visale ulaştırır, seni okumak.
Mektubat'tır senin kıymetli adın.
Vardır dimağlarda tükenmez tadın.
Kavuşanlar ancak alır muradın.
Hazineler buldurur, seni okumak.
Z.G.
UNUTULMAZ KELİMELER
MÜŞAHEDE: Arapçada gözle görmek, şahit olmak, gözden geçirmek gibi anlamları olan bu kelime aynı zamanda gözaltına alınmak veya muayene takibinin yapılması anlamında da kullanılmaktaydı. “Suçlu müşahede altına alındı” veya “hasta müşahede altında” ifadelerinde olduğu gibi.
MURAKABE: Bu kelime de Arapçada rakip rekabet, denetleme, kontrol etme teftiş etme gibi anlamlara gelmektedir. Tasavvufta da bu kelime, kişinin kendi kendisine zaman ayırıp kendi kendine sakin ve tek başına kalarak öz eleştiride bulunma hâli, kendini denetleme hâli için kullanılmaktaydı.
GÜZEL SÖZ
Başkasını düzeltmek istiyorsan önce kendini düzeltmelisin. (Hazreti Ömer)