Eğitim; istemediği değil, isteği eğitimi alabilmektir

Eğitimle ilgili olmazsa olmaz birkaç konuyu paylaşıyorum:

 

Öğretmenlik mesleğine öyle bir statü kazandırılmalı ki, ‘hiçbir şey olamıyorsa, bari öğretmen olsun’, düşüncesi yerine, YKS’de derece yapan en başarılı öğrenciler öğretmenlik bölümünü seçmelidir. Çünkü; “Bir doktor hata yaparsa, bir kişi ölür; öğretmen hata yaparsa, bir nesil ölür.” Öğretmenlik mesleği yeniden ele alınmalı, öğretmenler, alanlarında çok iyi yetiştirilmeli. Bunun için öğretmen yetiştiren fakültelerin eğitim programları çağın gereklerine göre yeniden planlanıp gerekirse öğretmenlik bölümleri altı yıla çıkarılmalıdır.

 

Nitelikli okul niteliksiz okul ne demektir? Bir öğrencinin motivasyonunu okula gitmeden bitirmek acaba hangi aklın ürünüdür? Zorunlu eğitim en azından sekiz yıla indirilmeli, açık öğretim lisesine her kademede geçiş hakkı tanınmalıdır. Ortaöğretim üç yıla indirilmeli. Tek belirleyici faktörün YKS olduğu bir sistemde 4, 5 yıl lise eğitimi olacak şey değildir. Eğitim hakkı, insanın istemediği değil, isteği eğitimi almasıdır. Bu nedenle Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Din Kültürü ve Matematik dersleri dışındaki zorunlu dersler seçmeli hâle getirilmeli, öğrenciler istek ve yetenekleri doğrultusunda istedikleri dersi, istedikleri kadar saat okuyabilmelidir. Eğitimin bütün yükünü taşıyan okulların yetkileri artırılmalı. Öğrencilerin okul bahçelerinde çekinmeden sigara içebildiği, öğretmenin ve idarenin elinin kolunun bağlı olduğu eğitim kurumlarından ‘Türkiye Yüzyılı’ beklemek hayaldir...

 

Bu öneriler daha da genişletilebilir. Her nesil bir sonraki nesilden mesuldür. Gelecek nesillerimizin sağlamlığı bizim elimizdedir. Daha fazla geç kalmamak için âdeta bir seferberlik ruhuyla maarif davamıza sahip çıkmalı, bu yolda milletçe Millî Eğitim camiasına sahip çıkıp her türlü destek verilmelidir. Zira mevzubahis olan, yavrularımız ve yarınlarımızdır.

 

     İdris İspiroğlu-Öğretmen

 

 

ŞİİR

 

 

     Hâlden bilmek

 

 

 

Gözlerin salınır boşlukta

 

Aklına takılanlarla beraber

 

Dilin lal olur kitlenir,

 

Dudakların varıp varıp gelir.

 

Gönlündeki derdi bulamadan

 

Kırılır tekrar ummadığı yerden.

 

İyi sandığı kötüden,

 

Ya da hayalimdir dediği kâbustan,

 

Belli edemez halini

 

Zannederler ki her şey güllük gülistan,

 

Yüklenmeye çalışır bütün yükü,

 

Kırmamak için otur çöpü.

 

Sinirden ağzına gelir döşü.

 

Ama yine de güler yüzü,

 

Belki bir gün anlaşılır özü…

 

 

 

     Hüseyin Vadi

 

 

 

 

Din büyüklerimiz buyurdular ki: "Ehl-i sünnet itikadı çok kıymetlidir ve çok zor bulunur. Nasıl ki âb-ı hayat balta girmemiş karanlık ormanlar içindeyse, bu Ehl-i sünnet itikadı aynı onun gibi kavuşulması çok zor olan bir nimettir. İşte, bu çok kıymetli cevheri Allahü teâlâ çöplüğe koymaz. Eğer arkadaşlarımızın kalpleri buna lâyık olmasaydı, bu cevher bu kalplere nasip olmazdı. Bu cevher bu kalplere yerleştirilmişse arkadaşlar binlerce defa Cenab-ı Hakka şükretmelidir. Allahü teâlâ bütün eşyayı senin için yarattı. Seni de kendisi için yarattı. Sen ise, Allahü teâlânın senin için yarattığı şey ile meşgul oldun, nimetin sâhibini unuttun. Sana gelen bağış ve lütuflarından faydalandın. Vereni hatırlamadın. Böylece nimetin şükrünü eda etmedin. Sana verdiği ihsân ve lütuflarının hürmetine riayet etmedin. Nimet sâhibine şükür, onun verdiği nimete şükretmektir. Bu da kendisine verdiği nimetten dolayı ona senada bulunmakla olur."