Eyvah herkes aynı fikirde!

A -
A +

Takımlarda olağanüstü performans yakalamak için her şeyin uyumlu olması gerekiyor. İç çekişmeler, kişisel hesaplar, duyarsızlıklar başarısızlığı garanti eder. Yeni bir ürün geliştirmek, kalite, müşteri hizmeti, vizyon, misyon gibi büyük ve zor hedefleri başarabilmek için; farklı yeteneklerin, karakterlerin, bakış açılarının takım içinde bir araya getirilmesini zorunlu kılıyor. Bu da beraberinde birçok problem getirmektedir. “Biz böyle bir şeyi daha önce hiç yapmadık”, “Bu imkânsız”, “Zamanımız çok kısıtlı”, “Hayır, bu böyle olmaz...” gibi tepki ve ifadeler kullanan, konulara olumsuz yaklaşan, sürekli kendi fikrini savunan, yeni fikirlere pek açık olmayan, takımını endişelendiren, takım içinde bu tür davranışları ile takımın uyumunu bozan kişiler olabilmektedir. Bu kişiler takım içinde herkes tarafından bilinir fakat onlarla nasıl geçinileceği önemlidir.

 

Yönetici genelde tek bir çözüm uygular ya bu çalışanı, daha faydalı olabilir düşüncesiyle, başka bir takıma projeye kaydırır veya başka bir görev verir. Bu kişinin gitmesiyle takımda tekrar uyum sağlanır fakat bir problem ortaya çıkar. Takım yavaş yavaş hantallaşmaya başlar. Başarı oranı düşer. Neden acaba?

 

Yapılan bir araştırmaya göre, takım içindeki aşırı uyum anlayışı, takımın rehavete çökmesine sebep oluyormuş. Genelde takıma uyum sağlamakta zorluk çeken üyelerden, projeyi ileriye götürecek fikirler de çıkıyor ve işe heyecan gelmesini sağlayabiliyorlar.

 

Takımda her türlü karakterden insanlar bulunmalı; fikir üreten, üretici olan, sadece gerçeklerden hareket eden, değişik yeteneklerden, farklı karakterlerden oluşan bir takım en büyük faydayı sağlıyor. Takım liderinin üzerine düşen görevlerden biri de iletişim ortamını güvence altına almak, çatışmaları yöneterek takımda bir 'orkestra' uyumu oluşturmaktır.

 

Önemli nokta takım üyeleriyle birlikte takım içinde işleyecek kuralların ve takımın hedefini iyi tespit etmektir. Genelde takımdaki sorun performanstan ziyade, takım üyeleri arasındaki iletişim bozukluğundan kaynaklanıyor.

 

     Levent Bayramoğlu

 

 

ŞİİR

 

 

          Kâinatta gezinti

 

 

 

Ey insan! Kâinatta bir gezintiye çıksana!

 

Şu kâinatın kusursuz yaratılışına,

 

İnce ayarlı hassas ölçüye dayalı muhteşem düzenine,

 

Mükemmel işleyişine bir baksana!

 

Şu kâinatın cezbedici güzelliğini seyre bir dalsana!

 

Duyarlı bir kalbin varsa…

 

Şu kâinatın ihtişamını, 'büyüleyici' güzelliğini,

 

Seyretmeye doyamazsın!

 

Şu kâinattan gelen ilahi kudretin işaretlerini

 

Hissetmekten hiç usanmazsın!

 

Şu kâinatın hassas düzenini, işleyişini

 

Düşünmekten kendini alıkoyamazsın!

 

Hiç yıpranmaz şu kâinatın muhteşem

 

Olağanüstü kalpleri cezbedici güzelliği.

 

İşte bu eşsiz göz kamaştırıcı güzellik,

 

"İlahi sanat"ın eseri.

 

Gezegenlerin, yıldızların ahenkli hareketleri,

 

Yörüngeleri üzerinde dönüşleri...

 

Yerin ve göklerin ihtişamlı görünüşü, çekici güzelliği.

 

Tan yerinin ağarışı... Güneşin doğuş ve batışı…

 

İşte bu canlı, ihtişamlı manzaralar.

 

Benliğini sarsar.

 

Hayret ve hayranlığın artar...

 

Duyguların coşar...

 

Ruhun uçsuz bucaksız şu kâinat deryasına

 

Bir yelken açar...

 

     Şair Hasan Kaya Antalya

 

 

DUYGU DAMLASI

 

 

Deden abdest tutsa: Çocuk namazın önemini nereden duydu ise dedesine “Dede neden namaz kılmıyorsun?” diye sorduğunda dede “abdestim yok” demişti. Torun bu sorusunu her gün sormaya devam edince dede cevap vermekte bunalmaya başladı. Sakal cübbe kılık kıyafet takke tespih tamam ama torun soruyor “niye namaz kılmıyorsun dede?” Dede sonunda kendine uygun bir cevap bulup yapıştırdı:

 

“A benim güzel torunum, abdest tutsa dedeye namaz mı dayanır!”

 

Mustafa Ali Mahdum

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.