Geçmişten geleceğe akan bir nehir, tarih -1

A -
A +
Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi/Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi/Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın/Galip et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın… (Yahya Kemal)
 
Bedir Gazasında Hazreti Ali bir müşrikle çarpışıyordu. Müşrik kılıcını hazreti Ali’ye sallamış, kılıcı kalkana saplanıp kalmıştı. Hamle sırası Hazreti Ali’ye gelmişti. Allah’ın Aslanı müşrike öyle bir kılıç çaldı ki zırhıyla birlikte omzundan göğsüne kadar biçti. Tam bu sırada başının üzerinde parlayan bir kılıç gördü. Süratle başını eğdi. Kılıcı sallayan: “Al! Bu da Hamza bin Abdülmuttalip’ten” derken müşrikin kellesi miğferiyle birlikte yere düşüyordu. Hazreti Ali dönüp arkasına bakınca, amcası Hazreti Hamza’yı iki kılıçla çarpışırken gördü. Peygamber efendimiz eshâbının böyle yiğitçe çarpıştığını gördükçe: “Onlar Allahü teâlânın yeryüzündeki aslanlarıdır” buyurmuştur... Aslanın evladı da aslandır. O günden beri Türk ordusu peygamber ocağı, Türk askeri de Mehmetçik’tir.
Abdülkerim Satuk Buğra Han’dan beri Türk milleti 125 milyon evladını Allah yolunda feda etmiş, bu uğurda kanını akıtarak rütbelerin en yücesiyle, şehadetle, şereflenmiştir. Şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu mübarek vatan topraklarını 1071 yılında Muhammed Alparslan fethedince asırlar ötesinden: “Size öyle bir vatan aldım ki ebediyen sizin olacaktır" diye o unutulmaz sözünü tarihe kazıdı. Sonra yüzyıllarca, ardı arkası kesilmeyen Haçlı seferleri düzenlediler. Bir başka aslan olan Sultan Kılıçaslan, koyun sürüsüne dalan bir kurt gibi bu saldırıları bertaraf edip aziz vatanı korudu. Yabanların saldırıları ne ilk ne de son olacaktı, fakat bilmedikleri bir şey vardı. Korkut Ata’nın tabiriyle: “Âlemde şer, Oğuz’da er tükenmezdi.” Sırtlanlar saldırdıkça, karşılarında aslan Mehmetçik’i bulacaklardı. Kudüs’te Selahaddin Eyyubi çiğnenen mukaddesatımızı kurtaracak, Kosova'da Murat Hüdavendigar al kanıyla bize yeni vatanla birlikte ay yıldızlı al bayrağı da yadigâr bırakacaktı. Öyle bayrak ki, gölgesinin düştüğü yer ebediyen vatan toprağı olacaktı.
     İdris İspiroğlu
      
ŞİİR
 
     Ömür odun külüne karıştı
 
Nedir bunca şiir yazdılar mecnuna
Ferhat’a kazma verip yolladılar dağa
Âdemoğlu yandın eridin bir muma
Ne diş kaldı ne söz ne Şirin ne nara.
 
Unuttular âdemoğlunu yazanı, kaleme bakıp
Ferhat kalemdi Mecnun kalemdi bir Kerem’di.
Bütün Aslılar gönle asıldı, asılmayanı bırakıp
Nakkaşı görmedi âdemoğlu, nakışa elendi.
 
Keremler Keremi kudretindedir âşıkın kalbi,
Âşıkın durağı habibin Ol Server-i âlemdi,
Aşkın adıdır maşuka sürme çekenlerin hâli,
Yazana yazıldım çizene çizildim ya ilahi.
 
Ateş ağlar mı dediler, ağlatanı görmediler,
Aşk, ateşi ağlatır bilene hem de gülerken.
Kuru dallara baktılar yandı, meyveyi yerken
Ömür odun külüne karıştı, masivayı seyrederken
 
     Yavuz Selim Bulut
 
KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)
 
Büyükler buyurdular ki; Allahü teâlânın sevdiği, seçilmişlerin kitaplarını okumakla şereflenmek, nimetlerin en büyüğü, en kıymetlisidir. Bu büyük, bu kıymetli nimete kavuşmak, okumakla şereflenmek ve okumakla lezzet almak saadetine kavuşan kimse, dünyanın neresinde olursa olsun, kimlerin arasında bulunursa bulunsun, yalnız değildir, garip değildir. Hep o büyüklerle beraberdir. O büyüklerin yazılarının okunduğu, isimlerinin anıldığı yere rahmet yağar.
     ***
Cenâb-ı Hakkın dünyada en çok razı olduğu amel; imandan sonra, kullarına iyilik etmektir, sevindirmektir. En çok gadab ettiği amel ise; küfürden sonra, kalp kırmaktır. Eğer kalbinizde dünya sevgisi azalıyorsa, dünya sevgisi çıkıyorsa; Allah sevgisi, ahiret sevgisi, din kardeşi sevgisi artıyorsa, geliyorsa, sevdiği evliyadan feyiz geliyordur, istifade ediyordur.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.