Güzellik ile çirkinlik birbirine küs idi. Hem de çağlar boyunca… Dediler ki araya girenlerin hatırına:
-Yeter artık bu küslük. Bir araya gelin, anlaşın, barışın…
Bu davete çirkinlik hayır demedi. Tavsiye üzerine gitti güzelliği dedi ki:
-Bakasın a güzellik.
-Söyle bakalım ey çirkinlik.
-Bu zamana kadar her defasında hep senin olmadığın yerde oldum. Seni görmek istemedim. Seninle olanlarla hiç aram olmadı. Diyorum ki yeter artık, bu nizaya bir son verelim… Ne dersin?
Güzellik zaten nerede ne kadar güzellik varsa hepsinin membaı olarak böylesi bir barış teklifini de hiç araştırmadan, hiç soruşturmadan kabul etti.
Bir araya geldiler ve dediler ki:
"Ey güzellik biz seninle yıllar yılı kavga ettik ve buna artık son verelim ve barışalım"...
Anlaştılar.
Barıştılar…
Bu tarihî barışmanın ardından günler haftaları, haftalar ayları kovaladı…
Derken çirkinlikten güzelliğe bir davet geldi:
-Seninle denize yüzmeye gidelim mi?
Güzellik bu davete itiraz etmedi. İcabet etti…
Birlikte sahile gittiler. Her ikisi de üzerlerindeki kıyafetleri çıkartıp yüzmeye başladılar.
Tabii bu esnada çirkinlik karakterinde olan çirkinliği sergileyiverdi.
Ne mi yaptı?
Güzellikten önce sahile çıktı. Güzelliğin kıyafetlerini giydi, kendi kıyafetlerini de orada bıraktı çekti gitti.
Bir zaman sonra denizden çıkan güzellik sahile geldiğinde elbiselerinin yerinde olmadığını fark etti.
Gördü ki kendi kıyafetleri yok ama çirkinliğin giysileri burada duruyor. Mecburen o da çirkinliğin kıyafetlerini giymek zorunda kaldı.
O günden sonra da insanlar çirkinlik ile güzelliği birbirine karıştırır oldular.
Kimi dışa aldanıp çirkinliği güzellik sandı… Kimi çirkinliklere bakıp güzelliği tercih etti.
Bunlar gönül gözü açık olan insanlardı...
Muhsin Taha-Ankara
ŞİİR
Gelecek
Ey gönlümün narin çiçeği,
Sabahın melteminden mi yaralandın sen...
Böyle ürkek böyle nazlı,
Salınma ince dal uçlarında...
Kıyan olur yaprağına...
Dayanamam...
Bıraktın avuçlarımda sır gibi kokunu,
Sinmiş yüreğime sevda gibice...
Göz bebeğimle okşadım taç yapraklarını ...
Yapma ...
Ürkek dilberim, salma kanatlarını...
Dönme yüzün güneşten...
Bir bahar var beklediğim,
Gelecek ötelerden...
Fatma Nur-İstanbul
ENTERESAN BİLGİLER
GOLAN TEPELERİ: Suriye’nin güneybatısındadır. İsrail’in kuzeydoğusundadır. Tepelik bir arazidir ama bol su kaynakları vardır. Şimdi petrol olduğu da anlaşılmıştır. Yüksek bir mevki olması bakımından da bölgeye üstünlük sağlar. Golan Tepeleri 1967’de İsrail tarafından Araplarla yaptığı savaşta işgal edilmiştir. Bir daha da oradan çıkılmamıştır.
1981’de de İsrail yaptığı açıklamada tek taraflı olarak Golan Tepelerini İsrail’e ilhak ettiğini duyurmuştur. 1967’de Golan Tepelerini kaybeden Mısır ve Suriye, 1973’te İsrail’e karşı bir savaş başlatmış ama İsrail’e galip gelememişlerdir.
Golan Tepeleri üzerinden Suriye’ye ilerleyen İsrail, savaşın ardından Suriye topraklarından çekilse de Şam'a sadece 60 kilometre uzaklıkta bulunan Golan Tepeleri’ni bırakmamıştır.
Yıllar yılı problem olarak süregiden bu bölgenin İsrail’de kalması için sonunda ABD Başkanı Trump, işgal altındaki Golan Tepeleri üzerindeki "İsrail egemenliğini tanıdıklarını" açıklamıştır.
ATASÖZÜ
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez!..