Hazar Denizi tarihin en ilginç yerlerinden biridir... Hazar Denizi’nin adı, V. Yüzyıl ile XIII. Yüzyıl arasında Kafkasya ve Ukrayna bölgesinde kuruluş olan Hazara Türk Devleti’nin isminden gelmektedir.
Hazar Denizi, Asya’nın Avrupa ile birleştiği önemli bir mevkide, deniz seviyesinden 27 m daha düşük seviyede oluşmuş, diğer okyanus ve denizlerle bağlantısı olmayan dünyadaki en büyük su kütlesidir. Hazar Denizi'ni diğer iç denizlerden ayıran en büyük özelliği meridyen olarak bulunduğu mevkii ve uzunluğudur.
Hazar Denizi ortalama 1030 km uzunluğunda, 196-435 km genişliğinde, toplam kıyı uzunluğu 700 km, su yüzeyi alanı 423.300 km² olan bir denizdir.
Hazar’ı besleyen temel su kaynağı Kuzeyde Ural Dağlarından gelen ve Rusya’nın Avrupa’daki topraklarının yarısına yakın bir bölümünü dolaşan Volga Nehri'dir. Hazar’ı daha çok yeraltı kaynak suları beslemektedir. Doğusunda oluşan Kara Boğaz Gölü, her ne kadar ayrı bir su kütlesi gibi gözükse de Hazar’dan buraya akan su akıntısı sonucu oluştuğu değerlendirilmektedir.
Dünyada karalarla çevrili en büyük göl diye de adlandırılan Hazar’ın doğal kaynakları olan petrol ve doğalgaz endüstrisinin yanında zengin balık çeşitleri ve havyar potansiyeli, ekolojik güzellikleri, biyolojik çeşitlilik açısından zenginliği de birer cümleyle geçiştirilemeyecek kadar önemlidir.
Ancak Hazar Denizi’nin asıl önemi bünyesinde bulundurduğu muazzam petrol ve doğalgaz ile diğer doğal kaynaklardan ileri gelmektedir.
Çünkü petrol, endüstrinin çarklarının dönmesini sağlayan hâlâ en önemli enerji kaynağıdır. Kaldı ki petrol, enerji kaynağı olarak önemini zaman içinde yitirse bile, çeşitli madenlerin üretiminde kullanıldığı için bu önem yine de uzun süre devam edecektir.
Keşfedildiğinden beri petrol, dünyanın süper güçlerinin hep sahip olmak istedikleri bu uğurda legal illegal hiçbir müdahaleden çekinmedikleri uğruna savaş verdikleri enerji kaynağı olmuştur. Çünkü petrolü denetimi altına alan güç, dünya ekonomisinin nabzını da eline alacağını bilmektedir.
Elif Azra Çelebi
ŞİİR
SEN UMUTSUN
Bitsin hüzün gözlerde yaş,
Nefret kavga çirkin savaş,
Huzur devşir durma yavaş.
Çocuklar gül koyma solsun,
Bir hoş açsın gonca olsun.
Şerlerden kaç hayra katıl,
Fitne gıybet yersiz bâtıl,
Dik dur mert ol ne de satıl.
Düşkünlere kanat kolsun,
Öksüz tutsun mutlu olsun.
Küskün durma affet sarıl,
Ne keder ver ne kız darıl,
Sevgi baldır yoğrul karıl.
Sen umuda giden yolsun,
Her yürüyen mutlu olsun.
Gönlün her dem açla atsın,
Mutsuz yüzler sevinç tatsın,
Yaşam ömre anlam katsın.
Dünya tekrar huzur dolsun,
Kurtlar kuşla kardeş olsun.
Dağ taş her renk çiçek açsın,
Tüm insanlar şerden kaçsın,
Güneş her gün muştu saçsın.
Şeytan kızsın saç baş yolsun,
Hüzün bitsin bayram olsun.
Seyfettin Karamızrak
TARİHTEN BİR YAPRAK
ULUĞ BEY: Uluğ Bey, 1394’te doğdu. 1394-1405 yılları arasında dinî ilimler, mantık, matematik ve astronomi tahsili gördü. Babası Uluğ Bey’e 1409 yılında Semerkant merkezli Maveraünnehir bölgesinin yönetimini verdi. Henüz on altı yaşında iken devleti yönetme sorumluluğunu üstlendi. Uluğ Bey döneminde Semerkant naklî ve aklî ilimlerin, sanat ve edebiyatın en parlak günlerini yaşadığı bir merkez haline geldi. Üstün bir zekâya sahip olan Uluğ Bey başarılı bir matematikçi ve astronomdu. Henüz küçük denecek yaşta Merâga Rasathânesi’ni görmüş ve zihninde ona bir yer ayırmıştı. Sonra en büyük rasathaneyi Semerkant’ta kurmuştur ve bir süre sonra Ali Kuşçu yönetime getirilmiştir. Uluğ Bey’in ölümüne kadar otuz yıl faaliyetini sürdüren rasathane ve burada oluşturulan astronomi tabloları teleskopun keşfine kadar ilim dünyasında etkili olmuştur.