Herkes kendi zamanını yaşıyor

A -
A +

“Başlamak bitirmenin yarısıdır” demişler. Biz de başlayalım söze. Efendim güneş her gün bir umutla doğuyor. Yani biz öyle düşünüyoruz. Hâlbuki her gün Allahü teâlânın izniyle doğuyor. Neyse biz konumuza dönelim. Geçenlerde sosyal medyada bir video gördüm “herkes kendi zamanını yaşar” diye. Ne diyorlar videoda paylaşmak istedim.

 

Aslında hiçbir şey için geç değilmiş. Her yaşın bir değeri varmış. Bir de ABD başkanlarından örnek vermişler videoda. Obama 55 yaşında başkanlığı bırakmış. Trump ise 70 yaşında başkan olmuş gibi örnekler vardı videoda. Aslında bir bakıma doğruydu, herkes kendi zamanını yaşıyor, ben de dâhil. Aslında kendime çok kızıyorum bazen. Diyorum ki “yaşıtlarım iş güç sahibi oldu. Liseden, üniversiteden arkadaşlarım birer birer evleniyor. Hatta çocuk sahibi olanlar bile var. Ben mi hâlâ anne babamın yanında yaşıyorum, hasta anneanneme bakıyorum? Bir de 4 defa girdiğim KPSS sınavında 75 küsur puan alıp atanmayı bekliyorum. Ne bileyim belki de Allah benim rızkımı başka kapıdan verdi, yedi sekiz senedir ne zorluyorsun?” diye de kızıyorum kendi kendime. Belki şöyle birkaç gün ciddi ciddi iş arasam sokaklarda iş bulacağıma inanıyorum. Herkes kendi zamanını yaşıyor ama hayat da biraz kendi seçimlerimizden ibaret değil mi? Biz seçiyoruz yaşadığımız hayatı. İstesek bazı şeyleri başarırız ama yapmıyoruz. “Niye?” diye soruyorum kendime. Belki rahat hoşuma gidiyor bilmiyorum. Belki öğrenilmiş acizlikler var beynimin köşebaşlarında… Öyle ya, iş bulursam kesin evlenirim. Aile geçindirmek kolay mı? Bu şekilde ekmek elden su gölden rahat, değil mi?

 

Peki nereye kadar gider bu böyle? Bir yerden başlamak lazım diye de kızıyorum kendime. Hani yazının başında da demiştim ya ‘başlamak bitirmenin yarısıdır’ diye. Hayat da öyle değil mi, göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Dalıyorum bazen “ne çabuk büyüdük de bunları düşünür hâle geldik?” diye. Artık karar sizin herkes kendi zamanını mı yaşıyor yoksa tam tersi biz mi yanlış kararlar alıyoruz?..

 

     Abdullah Karakoç

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

     BEKLERKEN SENİ

 

 

 

‘Umudun umudunu yakaladım’ dediğim an,

 

Ellerinin arasında sıyrıldığını çaresiz gözlerle

 

Kırılan kalbin acısını ruhunla hissederken

 

Temmuzda üşürken terledin mi hiç?

 

 

 

Gece yarısı telefonda görmek için uykuya isyan,

 

Ruhunun seni esir almasına gönüllü olma.

 

Ya uyanamazsam korkusundan korkmak,

 

İsyan etmek istediğinde sesinin çıkmadığı anlar…

 

 

 

Beklerken saatin durduğu kâbus anlara isyan

 

Geldiğinde saatlerin durmamasına öfkeler…

 

Kollarında uyuma ve uyanma hayali

 

Umutla umudu harmanlamak sevgimle…

 

 

 

Ve uykuya yenik düşüp sızmak sensizlikle,

 

Kolları boş, umudu kayıp derbeder ben…

 

Rüyalarda hiç uyanmak istememek,

 

Sensiz yaşayamamak umutlar ölmeden, ölmek.

 

 

 

     Lütfü Yarar

 

 

 

 

 

 

 

GÜZEL YURDUMUZ

 

 

 

BİTLİS: Bitlis Avrupa'yı Asya'ya bağlayan tarihi yolun ve Güneydoğu Torosların geçit verdiği yerde, sarp kayalıklar üzerinde kurulmuştur. Bitlis Kalesini Makedonya Kralı İskender'in komutanlarından Lis veya Bedlis yaptırmıştır. Sonra şehre sahip olan ecdadımız, bu kaleye izafeten dayanarak “Bidlis” demişler zamanla “Bitlis” olarak anılmıştır...

 

Bitlis tarihinin en önemli özelliği on üç asırdır Müslüman devletlerin elinde bulunmasıdır. Bitlis, Doğu Anadolu'nun en dağlık bölgesidir. İl toprakları içinde yer alan Süphan Dağı, 4058 metre ile Türkiye'nin Ağrı Dağı'ndan sonra ikinci yüksek dağıdır. Bitlis'te ovalar azdır. İlde önemli akarsular bulunmaz. Kış erken gelir geç gider. Kar örtüsü nisan sonlarına kadar devam eder. Bitlis'in ekonomisi tarıma dayanır. Nüfusun büyük bir kısmı tarım, hayvancılık ve ormancılıkla uğraşır...

 

Bitlis zengin bir kültür mirasına sahiptir. Bitlis'in ilçesi olan Ahlat 13. asırda dünyanın sayılı ilim ve kültür merkezi idi. Meşhur yemekleri Bitlis köftesi, şekalok ve büryandır. Halk edebiyatı bakımından çok zengindir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.