Hayatımız boyunca insanlarla iletişim ve etkileşim hâlindeyiz. İletişime geçerken insanlara karşı sağlıklı ve doğru kişisel sınırlar çizmek oldukça önemlidir. Bu yüzden herkes önce kendi sınırlarını bilmeli ve sınır çizmek herkes için geçerli olmalıdır. Zira insanın sınırlarının olması bir gerekliliktir. Buna ‘kuralları olması’ da diyebiliriz. Hatta insanın sınırlarının olması, gerekli olduğu kadar da güzel bir durumdur. Sınır çizmek için öncelikle kişisel sınırın ne olduğunun iyi bilinmesi gerekir. Kişisel sınırlar, herkesin kendi tolerans sınırlarına göre belirlediği alanlar demektir. Kişisel sınırlar, kişiden kişiye değişmesi nedeniyle herkes için farklı bir sınır çizgisi oluşturmaktadır. Öte yandan kişisel sınırlar herkes tarafından kabul görülmesi konusunda kişilerin özel alanlarını niteleyen ibarelerdir.
Kişisel sınırların belirlenmesi oldukça kolayken bunu karşı tarafa doğru ifade edilebilmesi oldukça zordur. Sınır çizmek günümüzde hâlen yeterli öneme sahip olamadığından dolayı kişilerin en fazla zorlandıkları konulardan biridir. Kişisel sınırların farkına varmak için de önce kişinin kendini tanıması ve sınırlarını doğru bir şekilde belirleyerek karşısındaki insanlara bunu kırıp dökmeden net bir şekilde aktarması gerekmektedir. Elbette bu aktarım sadece sözlü değil, sözlü, sözsüz ve davranışsal eylemleri bütünüyle kapsamalıdır.
Sonuç olarak insanlar size karşı nerede durması gerektiğini bilmiyorsa üstelik ilk fırsatta haddini ve hududunu aşıyorsa siz onlara gereğinden fazla adım atmışsınız demektir. Sınırlarınız farkında olmadan ihlal ediliyor sizlerden ricam lütfen biraz geri çekilin. Bu yüzden önce kendinize değer verin. Değer görmediğiniz yerlerde kalmamaya ve size değer vermeyen insanlarla muhatap olmamaya özen gösterin.
Özetle her şey dediği gibi olsun şairin:
“Tavrınız olsun, tarzınız olsun, hedefiniz olsun, çizginiz olsun, prensipleriniz olsun, farkınız olsun, sınırlarınız olsun. Her şeyiniz şahsınıza münhasır olsun. Davranışlarınız taklit, düşünceleriniz satılık, değerleriniz emanet olmasın!"
Kübra Can
ŞİİR
BENİM DÜNYAM
“Ben Bursa'da yaşayan 12 yaşında bir kız çocuğuyum.
Sizden Gelenler bölümünde yayınlamak üzere bir şiir gönderiyorum.
İlginize şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.”
Düşünüyorum kendi dünyamı,
Ötüyor kuşlar, açıyor çiçekler.
Mutlu çocuklar, sevinçli yaşlılar
Kavgalar son bulmuş, dostluk başlamış.
Herkes kardeş gibi,
Kötülük bitmiş sonunda.
Hiç kimse üzülmez,
Benim dünyamda.
Bu benim dünyam.
Herkes anlaşır insanlarla,
Siyah, beyaz fark etmez,
Benim dünyamda...
Sema S.
GÜZEL YURDUMUZ
AKDAĞMADENİ-YOZGAT: Yozgat’ın 103 km doğusunda yer alır. Türkiye’de kurulan en eski ikinci belediyeliktir. Yozgat’ın en eski ilçelerindendir. Akdağ eteklerinde çinko-kurşun madeni işletmesi kurulmuş ve "maden" kelimesi zamanla bu yerleşim yerinin ismi olmuştur. İlçede maden olarak çinko, demir, kurşun ve çeşitli madenler vardır. Ormanlarında sarıçam, meşe, ardıç ağaçları bulunur. Sarıçam ağacı maden ocaklarında maden direği olarak kullanılır. Göçükleri de önceden çatırdamasıyla uyarı veren bir çeşit çam ağacıdır. Ormanlarında yetişen salep de ülkemizde kalite bakımından çıkan en iyi saleptir. Ormanlarında yetişen değerli diğer bir mantar türü olan göbelek ilaç sanayinde kullanılmaktadır. İlçe ekonomisinin büyük bir bölümü tarım ve hayvancılığa dayanmakta olup, bu oran %80'i bulmaktadır.