İnsan hakları mı dediniz? -1-

A -
A +
ATASÖZÜ
 
Hekimden değil çekenden sor demişler!..
 
Hayret ki ne hayret... Dünyada demek insan hakları diye bir kavram varmış. Ve bu 10 Aralık tarihinde “Dünya İnsan Hakları Günü” olarak kutlanıyormuş. 2018 yılının son günlerine geldiğimiz bu zaman diliminde İnsan Hakları Gününü kutlamak…
Peki bu insan hakları denen şey neymiş? Şöyle bir slogan söylüyorlar:
“İnsan hakları onurlu, özgür ve eşit yaşamaktır.”
Bak sen!.. Bırak onuru, özgürlüğü ve eşitliği acaba günümüzde insanların yaşamaya hakkı var mı? İşte sınırımızda komşu bir ülke olan Suriye’de ve dünyanın gözü önünde insanların üzerine kaç yıldır bombalar yağıyor. Bebek, çocuk, kadın, sivil demeden herkes öldürülüyor. Sadece Suriye’de mi? Irak'ta, Afganistan’da, Pakistan’da, Filistin’de, Myanmar’da, Somali’de, Doğu Türkistan’da dünyanın tüm kıtalarında tüm coğrafyalarında masum insanlar ne yazık ki öldürülüyor, katlediliyor ve yaşama hakları ellerinden alınıyor.
Şimdi de biz modern insanlar “Dünya İnsan Hakları Günü” kutluyoruz. İyi temennilerde bulunarak, sloganlar atarak ve programlar düzenleyerek.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunun Haziran 1948’de hazırladığı ve birkaç değişiklik yaptıktan sonra 10 Aralık 1948 günü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Paris’te yapılan oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildirinin okunması sonucu kutlanmaya başlamış olan bir gündür bu. Bu bildirinin imzalanmasında 2. Dünya Savaşı'ndan sonra devletlerin, bireylere tanınan hak ve özgürlüğün güvence altına alınması konusunda birleşmesi etkili olmuştur. Dönemin ABD Başkanı Eleanor Roosevelt bu bildiriyi “Bütün insanlık için bir Magna Carta” olarak tanımlamıştır. Magna Carta 1215 yılında İngiltere Kralına kabul ettirilen bir bildiridir. Ve dünyada İnsan Hakları kavramının ilk belgesi sayılır. Acaba öyle mi(?)
           Cüneyt Aybey
 
 
ŞİİR
 
          Ben bana tutsak!
 
Hayat gizli anılarda tutsak,
Ben miyim körpe yüreklere umut ışığı olacak?
Ne kaldı elimde avucumda!
Ümidin bittiği yerde;
Ben sadece bana tutsak.
 
Anlamak mı zor, yoksa anlatabilmek mi?
İstemek mi utanç verici, reddedilmek mi?
Anlaşılamamayı düşünmek ne kadar acı ise
Kendini kanıtlamak da o kadar uğraş verici.
 
Hadi tut ellerimi ağlayan çocuk
Yakmasın yüreğini hainin ateşi
Nasıl ki gözyaşlarının ardına saklanmak ürkütüyor ise seni
Düşünceler girdabında kaybolmak da öylesine elem verici
 
Atma yüreğine sana dert olan kederi
Bu yalan dünyada gerçekleri görmek ürkütmesin seni
Her ne kadar dünya yalandan ibaret sayılsa da,
Yaşadıkların, hayata tutunma ümidin gerçek değil mi?
 
İstemem artık etrafımda ağlayan yüzleri,
Sanki bu sitem, bu uğraş kendime mi?
Ellerim boş hayat çizelgesinde
Korkum yok Yaradan'dan öteye.
Sen de hatırla çocuk beni ebediyete.
Sana güç verir mi bilmem ama!
Ben sadece bana tutsak bu âlemde.
 
                          Rukiye Baldede
 
 
PRATİK BİLGİLER
 
Buzdolabı
Buzdolabının içini ve dışını temiz tutmalıdır. Dökülen yemekleri zaman geçirmeden hemen temizlemek gerekir. Aksi hâlde, hoş olmayan bir koku yayar ve yemek asitleri kaplamayı bozar. Sıcak yemekleri de soğumadan, doğruca buzdolabına koymamalıdır. Bu iş hem dolap hem de yemek için zarar verir. Buzdolabına konacak yiyecekler önce en azından oda sıcaklığında olmalıdır.
Buzdolabına bir koku sinmişse, bu kokuyu odun kömürüyle giderebilirsiniz. Bir parça odun kömürünü bir kap içinde buzluğa, bir parça kömürü de alt gözlerden birine koyup ertesi gün bu kömürleri atıp yenisini koyunca, kokunun çekildiği görülecektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.