Dünya... Biz âdemoğulları için bir vasıta. Allah'ı bilmek, emir ve nehiylerine riayet edip layığı ile kul olma şuuruna erebilirsek nimetlerin en büyüğü, şayet dünyanın süsüne aldanıp Rabbimizi unutursak belaların en büyüğüdür.
Allah katında müspet yahut menfi imtihanlar ile kulluğumuzun derecesi belli olur. Cüz'i irademizi her daim hayırda kullanmak bir emr-i İlahidir.
Ne kadar gayret sarf etsek de ezelde takdir edileni değiştirmek mümkün değildir. Bize düşen, cüz'i irademizi hayra sarf etmek ve batıldan yüz çevirmektir. Bunun için çaba göstermektir. Hayatımızda tahakkuk eden (ortaya çıkan) menfi (olumsuz) hadiselere isyan etmeden kadere rıza göstermek, dünya ve ahiret saadeti için değişmez bir lazımedir (gerekliliktir.)
Kalbimizin müsterih (rahat) olmasını istersek, attığımız her adımda gayemiz rızayı İlahî olmalıdır. Bir iyilik yaparken yalnızca Allah için yapmak ancak kalbi teskin eder. Nitekim bir iyiliğe karşılık beklemek iyilik değil, yalnızca bir çeşit ticaretten ibarettir. Binaenaleyh Allah'ın rızasını gözeten kişi kâmil mânâda bir imana ve buna mukabil (karşılık) büyük bir huzura mazhar olur (kavuşur.)
Her zaman güllük gülistanlık olmaz bu hayat. Kâh ağlar kâh güleriz. Bugün aç isek yarın doyarız. Bize lazım olan her daim Allah'a yaklaşmaya gayret sarf etmektir. Bela ve musibetler gönlü kırar, insanı müteessir (üzgün) kılar. Acziyet sahibi olmak sana "kimseye muhtaç olmayan, herkesin O'na muhtaç olduğu" bir sahibin olduğunu hatırlatır. Mademki acizsin, kudretinin nihâyeti olmayan Allah'a yönel. O, kapısına geleni asla geri çevirmez... Hatta Hazreti Ömer’in (radıyallahü anh) rivayet ettiği hadisi şerife göre âlemlerin Efendisi Sevgili Peygamberimizin “Eğer Allah'a kuşlar gibi tevekkül etseydiniz kuşlar gibi rızıklanırdınız. Onlar aç gider, tok dönerler" buyurduğunu unutmamak lazım. Gayret bizden tevfik (Allah’ın yardımına kavuşmak) Allah’tandır sözünü atalarımız bunun için söylemişlerdir.
Resul Bilgiç
ŞİİR
Zulmeti dağıtan nur
Bir sabah Eyüp Sultan’da
Düşünürken kara kara,
Dua ettim içtenlikle:
“Ya Rabbi dinimi doğru kaynaktan
Niyet ettim öğrenmeye...
Yıllarca aradım içimdeki boşluğun sahibini.
Binbir zulmet yolundan,
Karanlığından geçtim,
Rabbimin ihsanı ile
Kavuştum Saadet-i Edebiyye’ye
Okudukça ruhum ummana gark oldu,
Okudukça kalbim zulmetten pak oldu.
Sen ki içinde Ehl-i sünneti nakletmişsin,
Sen ki kıymetlimin kıymetli eserisin.
Seni okuyanın kalbi, ruhu aydınlanır,
Seni okuyan din düşmanına aldanmaz,
Sahte din adamlarına kanmaz,
Seni okuyan hem dünya hem ahiret
Saadetinin anahtarına kavuşur nihayet.
Ey nefsim, anlatmaktan acizsin bu eseri,
Sana düşen okumak her daim bu eseri.
Ama kalbim durmuyor,
Tüm dünyaya bu güzel eseri,
Duyurmak istiyor,
Herkes okusun,
Kalbindeki boşluk dolsun istiyor…
Ruhu dinimizin güzellikleri ile
Bezensin istiyor…
Amine Kübra Salar
DUYGU DAMLASI
VAKİ OLAN: Türk toplumunun en büyük kültür mirasından birisi bu sözdür. “Vaki olanda hayır vardır” sözü bu anlamda çok önemli bir motivasyon içermektedir. Batı aydını stres sıkıntı ve bunalıma düşen insanını bu girdaptan kurtarabilmek için aylar süren terapi seansları uygulamaktadır. Kutu kutu antidepresan ilaçlar önerilmektedir. Oysa bizim davranışlarımıza yön veren en güzel değerlerimizden birisi de bu inanç bu itikat ve bu itiyattır. İtiyat alışkanlık demektir. Bu söz kutu kutu antidepresandan daha büyük etkiye sahiptir... Girişiminde beklentisi olmadığında, olumsuz bir sonuçla karşılaştığında ne umarken ne bulduğunda insan ister istemez üzülür, morali bozulur. Yaşadığı olumsuzluğun şiddetine göre şok yaşayanlar bile olur. Ama çocukluğundan itibaren bu inanç ve bu kültür ile büyüyen kimse böylesi durumda, bir iman ve inanç duygusuyla kendini toparlar. “Hayırlısı olsun, vaki olanda hayır vardır” der. [Taha Uğur]