Savaş kelimesi sözlük anlamında bir şeyi ortadan kaldırmak için girişilen mücadele anlamını taşımaktadır. Savaş aslında toplum içinde bilinen anlamıyla insanlık ayıbı ve tarihe kazınan kara bir leke olarak adlandırılır.
İnsanlar hayatları boyunca kendi bulunduğu topluluğu yüceltme ve var etme kaygısı içerisindedir. Her ırka göre en iyisi, en güzeli ve en güçlüsü olma arzusu ve isteği gün geçtikçe artarak devam etmiştir. Oysaki önemli olan hangi dil, ırk ve kökenden olduğun değil nasıl bir toplum ve kişiliğe sahip olduğundur. Senden sonra gelen nesillere neler bırakabildiğindir. Tarih sayfaları savaşı her zaman bir insanlık suçu ve ayıbı olarak sayfalarına nakış etmektedir. Bu yüzden dolayıdır ki asil bir millet olmanın sırrı, savaşmak değil bulunulan bölgeye barışı, huzuru ve istikrarı götürebilmektir. Türkiye’nin Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Katar’da yaptığı gibi mazlum olan halkı korumak için mücadele edebilmek büyük şeref ve şöhret vesilesidir. Komşularımız olan Suriye ve Irak’ta yaşanan insanlık suçu ve ayıbına tüm dünya olarak ne yazık ki şahit olduk. Çocuk ve mazlumların sonunun ölümle bittiği bu savaş tarihe bir insanlık ayıbı ve kara lekesi olarak kazınmıştır...
Bugünlerde Rusya ve Ukrayna arasında çıkmış olan savaşa bakacak olursak da en büyük zararı yine çocuk ve mazlumların göreceği aşikârdır.
Bizler savaş konusunda bir şeyler yapamasak da sesimizi duyurmak için var gücümüzle uğraşabiliriz. Bulunduğumuz her ortam ve platformda tepkimizi koyup kendi varlığımızı ve tepkimizi açık bir şekilde belli edebiliriz. Unutmayalım bugün yaşanan savaş aslında hepimizin kapısında bekleyen bir davetsiz misafirdir. Savaşta en büyük sıkıntıyı kadınlar ve çocuklar çekmektedir. Savaş aileleri perişan etmektedir. Savaş sevenleri sevdiğinden koparan bir faciadır… Savaş hakkın hukukun kalmadığı insanlığın unutulduğu bir kâbustur… Savaşta aslında kazanan olmamıştır savaşı çıkaranlardan başka… Önemli olan bu ve bunun gibi konularda barış ve merhamet duygumuzu tüm kararlılığımızla dünyaya haykırmamızdır…
Mustafa Terzi
ŞİİR
Hanımanne
Nur yüzlü cemaliniz karşımda durur.
Öyle bir özlem ki, yakar kavurur.
Siz ise bizlere himmet buyurur,
Yeşerir kalplerimizde bitmeyen sürur...
Bir Osmanlı kerimesi,
Sultanlar Sultanı
Her hâliyle örnek, hayatımızın anlamı
Rabbim ki, dilemiş ezelde yolunu
Rehber kılmış bizlere mübârek kulunu
Efendi hazretlerinin sevgisine mazhar olan
Beyitler dizilen, hizmetinde bulunan,
Milyonların gönlünde de taht kuran
Bu dünya sizsiz koca bir yalan.
Ne güzel yakışırdı, "Hanımannemiz" mahlâsı
Sizdedir gönlümüzün manevî devâsı.
Gönüllere huzur veren, o mübârek sesiniz,
Tüm hastalara 'şifâ'ydı nefesiniz.
Hep mütebessim idi, o mübârek yüzünüz
Baş tacımızdı, ağzından çıkan her sözünüz
Peki deyince kalmazdı, gam ve hüznümüz
Siz ki, gönüller sultanı, hayırla yâd olunan
"Nefise-i Sîret, Hasene-i sûret",
Anneler annesi Hanımannemizsiniz...
Müberra Önder-Kahramanmaraş
SAĞLIK OLSUN
MENİERE HASTALIĞI: İlk defa 1861’de Dr. Meniere tarafından fark edildiği için onun ismiyle anılan, iç kulaktaki bir çeşit rahatsızlık. Neyin sebep olduğu henüz bilinemiyor. Ancak klinik müşahedelerimizde gördük ki, Meniere Sendromu; boyunda daralma, fıtık, düzleşme, stres birikimi, orta kulak problemleri (vestibular denge sistemi), bağırsak problemleri, alerjik rahatsızlıklar vs. ile birlikte seyreden bir hastalıktır. Neticede bu ve benzeri sebepler dolayısıyla iç kulaktaki bir bölmede bulunan özel sıvının yüksek basınca ulaşması sonucu oluştuğu tahmin ediliyor. İç kulaktan kaynaklanan baş dönmelerinin en önemli sebebinin de bu olduğu biliniyor. Bu rahatsızlık genellikle tek kulakta meydana gelir. Ama nadiren iki kulağı birden etkilenmiş olanlar da bulunabilir. Genelde, yirmi ila elli yaşları arasında başlar. Kimilerinde çok şiddetli baş dönmeleri hayatı çekilmez kılar. Hastanın günlük işleri bile kesintiye uğrar. Dr. İsmail Maraş