Belki eski kafalı diyenler olabilir ama açıkça itiraf ediyorum ki internet ve sosyal medyayı öğrenmeye önceleri, hiç heves etmedim. Ama bir yerden sonra öğrenmeye mecbur kaldım. Çünkü öğrenmeyenin, hayatın gerisinde kaldığını fark ettim. Eskiden merak ettiğiniz bir konuyu ancak ansiklopediye bakarak öğrenebilirdiniz. Şimdi öyle mi? Açıyoruz internetin arama motorunu, neyi merak ettiğimizi yazıyoruz anında o konuya ilgili, yüzlerce doküman önümüze akıyor. Bilgiye ulaşmak, bu kadar kolay… O yüzden içinde bulunduğumuz bu çağa, internet çağı denmesi çok normal…
Bu kısa girişten sonra internet üzerinde dolaşan yalan haberler hakkında birkaç söz etmekte fayda var. Öncelikle şunu açıkça belirtmek gerekir ki internette yayınlanan her haber veya bilgi, kesinlikle doğrudur denilemez. Çünkü bu haberler ve paylaşımlar içerisinde doğruluğu teyit edilmeye muhtaç milyonlarca paylaşım bulunuyor. Ben, günlük haberleri takip etmeye çalışan biri olarak bu şekilde birçok yanlış hatta yalan haberin internette yayınlandığını gördüm ve okudum. Hatta internet ve sosyal medyada dolaşan yalan yanlış bilgilerin doğru ve gerçek olan tarafını anlatabilmek için TRT’nin, ana haberden sonra yayınlamak üzere “Doğrusu ne?” adlı bir program yapmak zorunda kaldığını da biliyorum. Bu nedenle bence internette yer alan her habere hemen itibar etmemek gerekir.
İçinde bulunduğumuz internet çağında, maalesef her şey algılarla ifade edilmeye çalışılıyor. Delinin biri kuyuya bir taş atıyor, kırk akıllı, o taşı çıkaramıyor. Adamın teki, doğruluğundan emin olmadığı bir bilgiyi paylaşıyor. Sonra o bilginin yanlış olduğu meydana çıkıyor ama siz o bilginin doğrusunu anlatana kadar, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş oluyor. Bu durumda, olur olmaz kuyuya taş atanları, bir şekilde engellemeniz gerekiyor. Başka bir deyişle her kim, yalan yanlış bir haber yapar ve yayarsa bunun bir karşılığı ve bir müeyyidesinin olacağını, bilmelidir.
İhsan Ağır
ŞİİR
İNSANOĞLU
Saçlarına aklar düşmüş, gerçekler belini bükmüş.
Evlatların mala çökmüş, uyansana insanoğlu.
Dizlerinde derman bitmiş, sevdiklerin çekip gitmiş.
İnsanlık arama bitmiş, uyansana insanoğlu.
Ellerinde bardak titrer, çorbayı üstüne döker.
Her gün ayrı bir ah çeker, uyansana insanoğlu.
Gözlerinde yaşlar akar, çocuklar gülerek bakar.
Sözleri gönlünü yakar, uyansana insanoğlu.
Yüzlerinde kırışıklar, tüm yaşlılar alışıklar.
Sanma onlar barışıklar, uyansana insanoğlu.
Ziyarete gelen olmaz, bilmezler ki yerin dolmaz.
Evlatların gönül almaz, uyansana insanoğlu.
Ahir zaman, döner devran, hancı, yolcu, yürür kervan.
Nerde, ahbap, komşu, yâran, uyansana insanoğlu…
‘Paran kadar konuş’ derler, helal, haram demez yerler.
Aciz’im gerçeği söyler, uyansana insanoğlu.
ACİZ - A. GÖK
SAĞLIK OLSUN
Dünyaca ünlü kalp cerrahımız Prof. Dr. Mehmet Öz, diyor ki: Dua etmek insanı iyileştirir. Her ameliyatımda mutlaka dua ederim. Hastalarıma da öneririm. Bunun sağlıklarına çabuk kavuşmalarına müthiş bir etkisi var. Soğuk havalarda çay yerine bile ıhlamur içebilirsiniz.
Sarımsak müthiş bir bitki, vücudu koruyor, hücreleri destekliyor, tansiyonu düşürüyor... Kuru yemiş olarak kayısı ve incir çok faydalı. İmkân olduğunda bazen sabah aç karnına bir bardak ılık süt ve ardından bir iki ceviz içi iyi gelir. Beyaz lahana özellikle bu mevsimde vücuttaki toksinleri atmakta çok önemlidir. Çiğ olarak da yıkanıp yenilebilir.