Kadirşinaslık

A -
A +

“Bina bitince usta, yaz bitince gölge veren ağaç unutulur” derler. Kim bilir kaç binada tuğlası olan vefakâr insanları unutuveririz işimiz onunla bitince! ‘Akıllı’ telefonlar elimizin altında olmasına rağmen, bir telefon kadar uzağımızda olan insanları aramak dünyanın en zahmetli işi gelir belki de bize! Rahmetli Ömer amcam, nişanlısını görmek için eşek sırtında yarım gününü yolda geçirirmiş. Acaba teknoloji mi bozdu bizi?!

 

Şu an 97 yaşında olan dedemin kardeşi Yakup amcamın, "Eskiden hayatı karnımızın içine koyacak gibi severdik" sözleri kulaklarımda çınlamakta “Modern zamanlar mı elimizden aldı samimiyetimizi, sıcakkanlılığımızı, içimizde kırıntıları kalan kadirşinaslık özelliğimizi?!” düşünceler aklımdan geçerken.

 

Madem eşref-i mahlukat olarak yaratılmış -yalnız başına yaşaması neredeyse imkânsız olduğu için- madem sosyal olmak ve insanlara yardımcı olmak durumunda insan, ilk önce en yakınlarından başlamalı yardıma, hâl hatırı, selam sabahı eksik etmeyerek. Her hafta hutbede okunan Nahl Suresi’nde de "... akrabaya yardım edin" diye buyrulurken, maddi yönü bir yana, maneviyat da buyurulmuyor mu?

 

Nasıl ki eğri ağaçtan düzgün oklava yapmak mümkün değilse, iyi bir rol model olmayan ana babanın evladının da ne kadirşinas (değerbilir) bir fert olması ne ailesine ne topluma ne de insanlık adına faydalı birisi olması beklenebilir. Kendisine bile faydası olması beklenebilir mi aile eğitimi almamış şahısların?

 

Son dönemlerde sıklıkla şahit olduğumuz şiddet olaylarının altında sosyoekonomik durumlar bir yana, iyi bir aile terbiyesi almayan bireylerin olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Selam ve saygılarımla.

 

     Hasan Kara

 

 

 
 
ŞİİR
 
     Hoşça kal
 
Yavaş yavaş ayrılıyorum bu limandan,
Ellerimde valizler geçmiş hatıralardan.
Denizin mavisine bırakıyorum kendimi,
Her insanın istediği bu değil mi?
 
Yıkılmış bir şehir bırakıyorum ardımda,
Ağlayan bir çift göz, kızarık bir yüz…
Usul usul uzaklaşıyorum herkesten, her şeyden,
Bir “hoşça kal” bile demeden, diyemeden!
 
Istırap çekmek için gelmedim asla,
Neden her düşüncem hep bu hususta?
Peki, neden susmuyor, neden bitmiyor;
İçimdeki bu kargaşa, çığlıklar, yakarışlar…
 
İlla merdiveni yarılamak mı gerekli?
Vaktinden önce kimse gidemez mi?
İşte ben, yıkıyorum tüm dünya tabularını!
Denizin mavisine bırakıyorum kendimi,
Her insanın istediği bu değil mi?
 
               #AsilBey
 
 

UNUTULMAZ KELİMELER

 

 

TELAKKİ: 1. Belli bir bakış açısına göre bakmak, kendine göre bir düşünce sahibi olmak. Görüş, anlayış, düşünce. 2. Kabul etmek

 

GAYRİMEŞRU: 1. Yasa dışı, kanun ve nizama aykırı. 2. Evlilik dışı.

 

SALAHİYET: Yetki.

 

MÜŞAVERE: Danışma. Önemli bir konu üzerinde iki veya daha çok kimse arasında yapılan fikir alışverişi.

 

MÜREFFEH: Geçim sıkıntısı olmayan, bolluk ve refah içinde yaşayan, varlıklı. TDK sözlüğünde: Gönençli.

 

FAZİLET: Dürüst, iffet ve namus sahibi; merhametli, alçak gönüllü olan, yiğitliği ve sadakati, adaleti; kerem ve ihsanı bol olan ve bütün bu ahlaka sahip gibi ahlâkî meziyetlerin hepsine birden verilen isim. Erdem.

 

MÜSTERİH: Bütün kaygılardan kurtulup gönlü rahata kavuşan, içi rahat olan.

 

MUHASARA: 1. Kuşatma. 2. çevirme.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.