Kafkas İslam Ordusu (işgal ve istiklal) -1-

A -
A +
I. Cihan Harbi (1914/1918,) beşeriyetin daha önce şahitlik etmediği bir kan, ateş ve gözyaşı deryasıydı. Kafkas İslam Ordusu ve kazandığı zafer, bu hengâmenin son günlerinde yazılmış bir kahramanlık ve kardeşlik hikâyesidir.
Bolşevikler 1917’de,  Çarlık rejimini yıkınca Ruslar Kafkasya’dan çekildiler. Vaziyeti mütalaa eden (değerlendiren) Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan "Mavera’ül Kafkas" (Trans Kafkasya) federasyonunu teşkil ettiler. Osmanlı Devleti ile askerî iş birliği antlaşması imzaladılar. Ermeni saldırıları ve Türklere adil davranılmaması neticesinde federasyon dağıldı ve 28 Mayıs 1918’ de Azerbaycan Cumhuriyeti ilan edildi.
31 Mart 1918’de Ermeniler 35.000 Azerbaycanlıyı katletmişler, Rusların yardımıyla Bakü dâhil bazı bölgeleri işgal etmişlerdi. Kurucu Cumhurbaşkanı Mehmet Emin Resulzade, Devlet-i Âliye’den yardım istedi. 19. asırda Şeyh Şamil’in mücadelesine destek verilememişti. Bu defa, 1918 yılının çetin şartlarına rağmen soydaşlarımız menfur düşmanın insafına bırakılmayacaktı. Başlangıçta gönüllülerden müteşekkil ve Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu, Azerbaycan’a gönderildi. Ordumuz, Azerbaycanlı ve Dağıstanlı gönüllülerle kuvvetlendi. Sonrasında başka cephelerden muharip asker takviyesi alındı.
Evvela, Gence şehir merkezi ermeni teröristlerden temizlendi. Ülke dâhilinde, meskûn mahaller ve muhtelif sahalarda çetin muharebeler yaşandı. Ateşle imtihanı geçmiş olan Türk zabit ve neferleri Rus ve Ermeni işgalcilerini perişan etti. Bakü’nün kurtarılması için cereyan eden şiddetli çarpışmalarda İngilizler denizden ve karadan harbe müdahil oldular. Onları da, Çanakkale ve Kut’ül Amare’den sonraki üçüncü mağlubiyete düçar ettik.
15 Eylül 1918’ de payitaht Bakü’yü düşmandan halas eden (kurtaran) mücahit ordu, 1130 evladını kardeş vatan toprağına emanet etti. Bakü’de, Şehitler Hıyabanında aziz hatıraları yaşatılmaktadır. Necip milletimize bu zaferi hediye eden büyük kumandan Nuri Paşa ve kahraman askerlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
        Hakan Karagöz-Rehber Öğretmen
 
 
ŞİİR
 
         Ey şanlı Fatih
 
19 yaşında tahta çıktın,
Ülkeni hemen düzene soktun.
Ordunu ise çok disiplinli yaptın,
Bin yaşa sen ey şanlı Fatih…
 
Çok akıllı bir gençtin,
Akşemsettin'den dersler aldın.
Çandarlı Halil Paşa'dan savaş öğrendin,
Bin yaşa sen ey şanlı Fatih…
 
İyice güçlenince Kaz Dağı'na gittin,
Oradaki Tahtacılara ağaç kestirdin.
Sağlam ağaçlarla gemiler yaptırdın,
Bin yaşa sen ey şanlı Fatih…
 
Sonra 21 yaşında İstanbul'u fethettin.
Dünya tarihinde yeni bir çığır açtın.
Ülkende ise bir Cihan Fatihi oldun,
Bin yaşa sen ey şanlı Fatih…
 
Çok zeki bir hükümdardın,
Tam yedi lisan öğrendin.
İnsanlığın hepsine insanî baktın,
Bin yaşa sen ey şanlı Fatih…
 
Bugün sayende İstanbul'da yaşıyoruz.
Nereye gitsek de, orayı özlüyoruz.
Dünyada hiçbir yeri oraya benzetemiyoruz,
Bin yaşa sen ey şanlı Fatih…
 
        İbrahim Sevindik-Erzincan/Kemah
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER:
 
HENGÂME: Seslerin birbirine karışmasından çıkan gürültü. Kavga, gürültü. Şamata.
DEVLET-İ ALİYYE: Osmanlı İmparatorluğu.
MENFUR: Kendisinden nefret edilen, sevilmeyen. İğrenç.
MÜTEŞEKKİL: Herhangi bir şekil alan. Birleşmiş, meydana gelmiş olan.
MESKÛN: İçinde oturanları olan yer. İnsan bulunan şenlenmiş yer.
DÜÇAR: Yakalanmış. Çatmış. Müptela. Ulaşmış.
MEŞUM: Kötü. Uğursuz. Bedbaht.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.