Bugün, “yalnızlık” dediğimizde ilk aklımıza gelen fiziksel yalnızlık değil ruhsal yalnızlıktır. Günümüz toplumunda, şehirlerin kalabalık sokaklarında ya da sosyal medyanın kalabalık dünyasında birçok kişi bu derin yalnızlığı deneyimliyor. Etrafımızda sayısız insan varken kendini ruhen ve fikren yalnız hissetmesi anlamına geliyor. Peki, toplum neden bu kadar yalnızlaşıyor? Ve bu yalnızlık hissinin ardında yatan nedenler neler?
Modern toplum, başarıya ve bireyselliğe çok fazla vurgu yapıyor, bireyselliği ön plana çıkarıyor. Bu da insanları yalnızca kendi hedeflerine odaklanan ve başkalarıyla gerçek anlamda bağlantı kurmakta zorlanan içe kapanık bireylere dönüştürebiliyor.
Bu tür bir toplum yapısı, özellikle gençler arasında yaygın bir yalnızlık hissine yol açıyor. Akademik başarı, iş bulma, kariyer yapma gibi hedeflerin peşinde koşarken aile, akraba, arkadaş ve sosyal çevre ikinci plana itiliyor. Paylaşımlar daha yüzeysel ve daha az samimi hâle geliyor.
Sosyal medya, günümüzde insanları birbirine bağlayan en yaygın araçlardan biri. Ancak bu bağlar ne kadar sağlam? Birçok kişi, sosyal medya üzerinden sürekli etkileşim hâlinde olsa da yüz yüze iletişimin yerini tutmuyor.
Yalnızlık, sadece duygusal değil aynı zamanda psikolojik ve fiziksel sağlığı da etkileyen bir durum. Yapılan araştırmalar, yalnızlığın depresyon, kaygı ve hatta erken ölüm riskini artırdığını gösteriyor.
Toplumsal yalnızlığa çözüm arayışında olunmalıyız. Toplumsal yalnızlığı azaltmak için toplum olarak üzerimize düşen görevler var. Başarı, sadece bireysel değil toplumsal olarak da desteklenmeli; yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma gibi değerler hatırlanmalı. Toplumsal yalnızlığı yenmek için yeniden birbirimizi dinlemeli, anlamaya çalışmalı ve destek olmalıyız.
Tuğba Özönal
ŞİİR
Bir zamanlar kıbleydi,
Ümmet-i Muhammed'e
Yetim olunca ümmet,
Kaldı öksüz Kudüs de.
Ağlıyorum şimdi ben,
Yalnız kalan Gazze'ye,
Soruyorum kendime,
Acep ümmet nerede?
Direniyor bak Gazze,
Mazlumca zalimine.
Sarsılmaz iman ile,
Şehitler vere vere...
"Gönül Vatan'dır" Gazze,
Dönse de harabeye.
Abat olacak bir gün
"Ya Allah" diye diye.
Rabb’im, görünmezleri,
Gönderiver Gazze'ye.
Kavuştur sen zafere
Bedir'in hürmetine...
Bizlere de nasip et
Uyanmak uykumuzdan.
Mahrum bırakma bizi
Mübarek yurdumuzdan.
İsmail Lütfi Çakan
ESKİMEZ KELİMELER
AHVAL: 1. Durumlar, hâller, vaziyetler. 2. Davranışlar. 3. Olaylar.
ARZUHÂL: Dilekçe. Herhangi bir iş veya konu için resmi dairelere sunulan yazı.
MAHİYET: 1. Nitelik, öz, asıl, esas; özlük, vasıf. 2. İçyüz.
MUGALATA: 1. Yanıltmak için, yanıltacak yolda söz söyleme. 2. Bu biçimde söylenen söz. 3. Yanıltmaca.
TEFERRUAT: Ayrıntı, detaylı. İkinci derecede tamamlayıcı unsurları.
BEYHUDE: 1. Yararsız 2. Boşuna.
MÜSAMAHA: 1. Hoşgörü. 2. Görmezlikten gelme, göz yumma.
ZAAF: 1. Düşkünlük. 2. İrade zayıflığı. 3. mecaz Eksiklik, yetersizlik.
Kapitalist toplumda bütün meselelerin temeli ekonomiktir ve kalabalıklar içinde bu durumun farkında olanlar yalnızlaşır.