Kaplumbağa terbiyecisi

A -
A +

Osmanlının son dönemlerinde sanat edebiyat dalında nasıl ki roman, hikâye, tiyatro gibi türler yer almaya başlamışsa, resim sanatı da kendini göstermeye başlamıştı... Bunlardan bir tanesi Osman Hamdi Bey'in 1906’da başlayıp iki senede iki farklı şekilde çizdiği Kaplumbağa Terbiyecisi tablosuydu. Bu tabloyu gün yüzüne çıkaran da Osmanlı Ressamlar Cemiyetiydi.

 

O zaman adı Kaplumbağalar ve Adam olarak geçiyordu.

 

Tablodaki resimde belini sıkı bir kemerle bağlanmış kırmızı uzun bir entari giyen sakallı bir adam bulunuyordu. Bu adam mavi çinilerle kaplı eşyasız ve bakımsız bir odada, ayakta arkası seyirciye dönük olarak resmedilmişti. Bu adamın ayaklarının dibinde birkaç tane kaplumbağa vardı. Ellerini arkasına kavuşturmuş adamın elinde bir ney vardı. Sırtında da nakkare asılıydı. Bazılarına göre ise dilenci çanağı idi.

 

Bu tabloyu yorumlayanlar Osman Hamdi Beyin kendisini terbiyeci yerine koyduğunu belirterek diyorlardı ki: Hamdi Bey bu tablo ile şu mesajı vermekteydi.

 

O yıllarda değişime direnen bir toplum vardı. Hamdi Bey de bu toplumun değişim ve dönüşümü için uğraşanlardandı. Bunu sanat yoluyla başarmaya çalışıyordu. Kaplumbağaları resmetmesindeki ilham kaynağının ise kendisinin Paris'te sokaklarda dolaşırken rastladığı Modern Hayatın Ressamı isimli bir kitap olduğu söyleniyor. Ve bu çalışma yıllar içinde koleksiyoncular tarafından 1 milyon dolar karşılığında satın alınmıştı. Sonradan yaklaşık 5 milyon lira paha biçilerek müzede sergilenmekte ve bugünkü hâliyle 9 milyon dolarlık bir değer biçilmektedir...

 

Osman Hamdi Bey ilk Türk arkeoloğu olarak kabul edilir. Bağdat’ta ilk arkeolojik çalışmalarını yaptıktan sonra asıl gerekli yasanın çıkarılmasını sağlayıp tüm arkeolojik çalışmaların kontrolünü üstlenerek modern arkeoloji biliminin Osmanlı'da temellendirilmesini sağlamıştır. En önemli arkeolojik kazısı ise 1887-1888'de gerçekleştirildiği Sayda Kral Mezarlığı (Lübnan) kazılardır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahdini de o bulmuştur.

 

     Levent Çetindağ

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

 

 

     EMÂNET

 

 

 

Seyyah Abi, nicedir görmedik seni,

 

Fotoğraf giderdi bizde özlemi,

 

Dostların arzular, bazen çık e mi?

 

Osmanlı kültürü size emanet!

 

 

 

Seyyah olmak bil ki sana yarıyor,

 

Gençler yanınızda staj yapıyor,

 

Evladı fatihan hisse kapıyor,

 

Balkanlı kültürü size emanet!

 

 

 

Dostun eskisidir kıymetli olan,

 

Vefakâr, cefakâr, sözünde duran,

 

İyilik yaparak dualar alan,

 

Osmanlı kültürü bize emanet!

 

 

 

Osmanlı kültürü altı yüz sene,

 

Huzurlar dağıttı ben-i âdeme,

 

Seyahat ederdin Bosna'dan Çin'e,

 

Osmanlı kültürü bize emanet!

 

 

 

Ecdadımın yolu dinde sadâkat,

 

Büyüğe hürmettir, küçüğe şefkat,

 

Allah rızasına götüren hayat,

 

Osmanlı kültürü bize emanet.

 

 

 

          "Garibî"

 

 

 

 

 

BİTKİLERİN DİLİ

 

 

 

KARPUZ: Karpuz yaz mevsiminin en önemli meyvesidir. Gün içinde meyve ihtiyacını giderir. Bol sulu olması sebebiyle yazın vücut için çok faydalıdır. Ayrıca içinde A, C, B1, B3, B5, B6 ve B92 vitaminleri vardır. Lifli bir besin olduğu için bağırsakları çalıştırır. Besleyici özelliği ile karpuz yüksek oranda kalsiyum, magnezyum, potasyum, demir, fosfor, bakır ve manganez mineralleri de içerir. C vitamini ve folik asit bulunması sebebiyle birçok hastalığa karşı koruyucudur. Kırmızı renkli meyveler arasında içinde likopen ve antosiyanin bolca vardır ve bu sebeple kalbi koruyucu özelliği vardır. Ayrıca inflamasyonu gideren, serbest radikalleri temizleyen, antioksidan özellikleri bulunan bazı flavonoidler içerir. Karpuz bağışıklık sistemini güçlendirir. Böbreklerin sağlıklı çalışmasına çok yardımcı olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.