Kare çiziyorum… Öfkemi kontrol ediyorum...

A -
A +
Bir genç anne… Biri dört-beş yaşında biri iki-üç yaşlarında iki çocuk sahibi… Büyük çocuğu hastanenin tuvaletlerinden birisine kendi başına giderken anne, o tuvaletlere girmek istemediği için ağlayan küçük çocuğunun stresini yaşıyordu…Oysa o büyük olan bile içeri girdiğinde nasıl bir klozetle karşılaşacak bilinmiyordu… Ama küçük çocuğun içeri girmeme ısrarı ve ağlaması karşısında anne dişlerini sıkmaya, gözlerini kısmaya başlamıştı… Sinirlenme kat sayısı arttıkça artıyordu… Aldığı öfke kontrol eğitimi olsa gerek, öğrendiğiyle kendini sakinleştirme egzersizine geçti. Elleriyle muhayyel bir ortamda yani soyut bir ortamda daire şekli çizmeye, beraberinde de kendi kendine telkine başlamıştı:“Kare çiziyorum… Öfkemi kontrol ediyorum...”, “Kare çiziyorum, öfkemi kontrol ediyorum…” Bunu söylerken gözleri boşluğa asılıydı ve eliyle kare şekli çiziyordu… Peki iki, iki buçuk yaşındaki ağlamakta olan çocuk ne yapıyordu? Derdini anlatamadığı için ve kendini anlamayan bir anneye sahip olduğu için ve sıkıştığı için ağlıyordu… Çünkü sadece ağlamaya gücü yetiyordu…Kendisinin annesi yaşında olduğumdan cesaretle yanına yaklaşıp seslendim. Soruna değil çözüme odaklanarak, dedim ki:-Kızım, hemen sola döndüğünüzde çocuklar için de tuvalet var. Çocuğu oraya götürebilirsin.Genç anne, dörtgen çizmeyi bırakıp çocuğun elinden tutarak oradaki çocuk tuvaletine gitti. Büyük çocuk çıkarsa ona bilgi vermek için bekledim. Ama çok sürmedi iki dakika sonra çocuk tuvaletini yapmış hâlde neşeli bir şekilde çıkıp geldi. Ablası da buradaki tuvaletten çıkmıştı. Çocukların ikisi de rahatlamış, anneyi üzecek stres de ortadan kalkmıştı… Bu annenin hayat tecrübesinin olmadığından çok, kendisine destek vermek adına yardımcı olanların bilgisizliğine kahroldum… Kişinin stresini öfkesini kontrol etmesini öğretirken o kimseye niçin nasıl anne olması gerektiğini kimse öğretmemişti… Oysa en başarılı anne hayatının odak noktasında çocuğu veya çocukları olan annedir. Hem kendi problem yaşamaz hem çocukları mutlu olur böyle annelerin…     Makbule Kirazlı


ŞİİR
          ÂŞIK OLMAK
Onlarla tutmayı bilen elleri olsaydı,Huzurunda biat eder, âşık olurlardı.
Onlarla bakmayı bilen gözleri olsaydı,Gül cemâline bakar âşık olurlardı.
Onlarla dinlemeyi bilen kulakları olsaydı,Tatlı sohbetini işitir, âşık olurlardı.
Onunla koklamayı bilen burunları olsaydı,Misk kokunu alır, âşık olurlardı.
Onunla sevmeyi bilen kalpleri olsaydı,Yürekleri sevginle çarpar, âşık olurlardı.
Onlarda cenk etmeyi bilen cesaret olsaydı,Ölüm şerbetini su diye içer, âşık olurlardı.
Onlarda hakikati sevmeyi bilmek olsaydı,Sana âşık olanlara bakar, âşık olurlardı.(Sallallahü aleyhi ve sellem/Aleyhimürrıdvan)
     Abdülhakim Tuncer


BİLİYOR MUSUNUZ?
Denizlerin derinliği, arzın en yüksek tepesi olan Everest’in yüksekliğinden de fazladır. Pasifik Okyanusunda Filipin Adaları civarında 10540 metre derinlikte bir çukur bulunmuştur. Yurdumuzun en derin yeri ise Antalya sahilleri civarındaki 4404 metrelik çöküntüdür.***Kar yağışına apansız yakalanmış olup da yolda arabanızda bir kayma yaşanırsa. Telaşlanmadan direksiyonu, aracın arka kısmının gittiği yana döndürünüz. Sonra arabayı normal yoluna almak için direksiyonu yine yavaş yavaş toplayınız.***Surlar içindeki İstanbul’un yedi tepesi: 1- Topkapı Sarayı ile Ayasofya’nın bulunduğu tepe, 2- Çemberlitaş ve Kapalıçarşı’nın bulunduğu tepe, 3- Süleymaniye Camii'nin bulunduğu tepe, 4- Fatih Camii'nin bulunduğu tepe, 5- Sultan Selim Camii'nin bulunduğu tepe, 6- Kariye ve Mihrimah Sultan Camilerinin bulunduğu tepe, 7- Şehremini civarında Altınmermer'deki Çukurbostan'ın bulunduğu tepe.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.