Sevgili dost, nicedir hasret kaldığım huzuru iliklerime kadar hissettim bugün. Meğer ruhumun dinginleşmeye nasıl da ihtiyacı varmış. Yapraklar sararsa da ağaçlar yeşilmiş şükür ki hâlâ... Güneşe kafamı kaldırıp bakmayınca aydınlığı fark etmem için karanlık çökmüş. Ne zaman idrak ettiysem hakikati o vakit ruhumda ışıklar yanmış.
Kahverengi dallardan rengârenk çiçekler açtıran Rabbim meğer sabreden kulunu helalinden nasıl da rızıklandırırmış. Öte yandan her geçen gün yeni bir şey öğrenmenin mutluluğu insanın çocukken oyuncak aldığındaki sevinciyle kıyasıya yarışabilirmiş. Tabii bir de insanlığa faydalı olabildiğini hissetme duygusu yok mu? Değmeyin keyfime...
Nasıl özlemişim Allah'ım kendimi, nasıl da hasret kalmışım kendimi sevmeye. Bunca kayboluş özüme dönmem için daha doğrusu özümü hatırlamam için, bunca karanlık kalbimin parıltısını görebilmem içinmiş... Ne çok ihmal etmişim başkalarını önemserken kendimi. Varlığımı ve kıymetimi zerrece umursamayan insanlara ne çok yer vermişim hayatımda. Oysa tek ihtiyacım olan bunca hengâmede beni olduğum gibi kabul etmeyen, eleştiren hatta değiştirmeye çalışanlara rağmen kendim olarak kalabildiğimi fark etmekmiş. Herkese ve her şeye rağmen özümü yitirmediğimi görmek en büyük başarıymış...
Kendine hoş geldin Sevgili kendim. Ne iyi ettin de geldin, ne çok özlemişim seni. Her şeye rağmen kendin olarak kalabildiğin, iyimserliğini, güler yüzünü, iyi niyetini, içindeki çocuğu ve yaşından olgun tavırlarını yitirmediğin için kutlarım seni. Yeni yaşın, yeni hayatın ve yeni tertemiz sayfan uğurlu olsun. Biliyorum çok yoruldun. Üzülme: "Çok yoruldum ama değdi" diyebileceğin günler bekliyor seni. Kalbini ferah tut. Zira kalbin eşsiz bir şelale çağlamakta umutla... Zihnini berrak tut, bil ki düşlerin hasat mevsiminde... Çok ağladın sen, Rabbim ağladığın kadar güldürsün seni... Önce sana, sonra o küçük kız çocuğuna sarılıyorum sımsıkı canıgönülden... Birkaç damla yaş süzülürken yanaklarımdan mutluluktan... Her şeye rağmen hep böyle güçlü, dimdik ve başarıyla kal. Kendine sadece sen lazımsın. Seni seviyorum.
Kübra Can
ŞİİR
DÖN GEL
Kara gözlüm canım canımın içi
Dön gel diye haber yollamış bana
Yeter gurbet elde kaldığın demiş
Dön gel diye haber yollamış bana.
Yeter bize hasret kaldığın demiş
Çocuklardan uzak olduğun demiş
Yeter sararıp da solduğun demiş
Dön gel diye haber yollamış bana.
Sensiz bu yerlerin tadı yok demiş
Mutluluk huzurun adı yok demiş
Sensiz bayramların hüznü çok demiş
Dön gel diye haber yollamış bana.
Aldım mektubunu hemen okudum
Hasretini nakış nakış dokudum
Karar verdim artık ben geleceğim.
Sıla hasretine son vereceğim.
Süleyman sizleri hasretle anar
Bundan sonra hoş geçecek bayramlar
Karar verdim canım ben geleceğim
Sıla hasretine son vereceğim.
Süleyman Usta- Espiye-Giresun
DUYGU DAMLASI
VEFA: Vefa İstanbul’un tarihî semtlerinden biri olup Bizans’a kadar uzanan bir geçmişe sahipmiş. O dönemlerde devrin önde gelen tüccar, bürokrat ve ilim erbabı Vefa’da yaşarmış. Ama günümüz Türkiye’sinde en büyük vefasızlıklardan birisi de Vefa semtine yapılmış.
Nasıl mı? Çok sayıda sivil ve resmî mimariye ait pek çok esere sahip semt olan Vefa, günümüzde en küçük semtlerden biri hâline gelmiş. Gündüz iki milyonu geçen nüfusa sahip olan semt gece olduğunda elli altmış bin nüfusa kadar düşer hâle gelmiş… Vefa Lisesi, Vefa Bozacısı, Vefa Spor Kulübü gibi günümüze kadar gelen markaları olan tarihinde ise Ebu Vefa Külliyesi, Molla Gürani Camii, Ekmekçizade Medresesi gibi köklü kültür ve eğitim kurumlarına ev sahipliği yapan Vefa, günümüzde mütevazı güzelliğiyle ilgi beklemektedir.