“Kısmetinde olanın kaşığına çıkar”

A -
A +

Artık ramazan ayının son günlerindeyiz... Sayılı gün ne olacak... Yeter ki Allah sağlık sıhhat versin ve bizi ağız tadıyla sağlık sıhhat ve afiyet içerisinde bayrama kavuştursun. Allah inşallah o günleri de gösterir. Ben çocukluğumdan beri hiç orucumu bırakmadım. Hatta yaşım ilerlediğinde bazı rahatsızlıklarım sebebiyle ilaç aldığım için bunları da sahur ile iftar arasında olacak şekilde ayarladım. Çok şükür bu yıl da orucumu tutuyorum. Aksine ramazandan önceki durumumdan şimdi daha iyi ve daha sağlıklıyım...

 

Ramazan ve oruçla ilgili sağlık tedbirleri saymakla bitmez. Ben yazımı kısa bir anekdot ile tamamlamak istiyorum...

 

Eski ramazan iftarlarında “diş kirası” geleneği vardı. İftara gelen misafirler, veda ederken kendilerine bir miktar para veya değerli bir hediyelik eşya verilerek uğurlanırlardı. Diş kirası denilen bu hediyenin zarif gerekçesi davetlilerin o gece zahmet edip gelerek hane sahibinin sevap kazanmasına vesile olmasıydı. Tabii işin aslı bu vesile ile muhtaçlara yardımda bulunmak onları sevindirmekti. Bu sadece Osmanlıda yaşatılan güzel bir âdetti.

 

Fatih Sultan Mehmet Han dönemi sadrazamlarından Mahmut Paşa tarihimizin ünlü cömert ve hayırseverleri arasındadır. Her vesileyle fukaraya yardım etmekten zevk alan Mahmut Paşa, ramazan ayı geldiğinde kesenin ağzını büsbütün açardı. Konağında verdiği iftar ziyafetleri başka zengin evlerinde rastlanmayan bir özelliği olduğu için dillere destandı. Onun sofrasında oruç açanlar diş kirasına ilaveten her akşam mutlaka ikram edilen nohutlu pilavın gelmesini ve dişlerine takılma ihtimali olan sert bir sahte nohut yakalama ümidiyle dört gözle beklerlerdi. Çünkü Paşa kazanlarda pilav pişirilirken içine nohut biçimi verilmiş altınlar da atılırdı. İşte bu hadise hâlâ hemen herkesin bildiği ve kullandığı bir atasözümüzün doğmasına sebep olmuştur; “Kısmetinde olanın kaşığına çıkar...” Dünyanın hiçbir millet ve ülkesinde görülmeyen böyle bir âdet sadece Osmanlıda vardı. Bu da günümüzdeki bir kısım tarihinden utanan gafillere bir şeyler anlatır sanırım. Sağlık ve esenlik dileklerimle...

 

     Aslan Torun

 

 

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

-Gelse de erguvan, lale mevsimi-

 

İSTANBUL'UN BAHARI YOKTUR

 

 

 

Baharı böcek bilir, oynar sümbül dalında

 

Karıncalar telaşta, yol alır gül dalında

 

Bir gizli aşka, nağme okur bülbül dalında

 

Eskiler, İstanbul'un baharı yoktur derler

 

 

 

Boğaz seyrine çıkmış, zevk-i temaşa duyan

 

Üç günlük ömür için başın sallar erguvan

 

Lalelerle güzel günler görse de Emirgan

 

Eskiler, İstanbul'un baharı yoktur derler

 

          Rıdvan Üzel

 

 

 

 

 

 

 

          ABIHAYATIM

 

 

 

Kaybolmuşun karanlığında gözlerinde kayboldun

 

Her baktığım gördüğüm yer sen divane

 

Ölüme gönüllü ama ölmeyen

 

Aşka müptela yok olmuşluğun içinde ben

 

 

 

Yolunu kaybetmiş kılavuz arayan ben

 

Gittiği yeri bilen gidemeyen engellerden

 

 Karanlıkta debelenen divane misali

 

Gel kılavuzum ol abıhayatım  

 

 

 

          Lütfü Yarar

 

 

 

 

 

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

 

 

 

Yer bilimcilere göre dünya üzerinde en fazla 10 büyüklüğünde bir deprem olabilirmiş. Bir depremin büyüklüğü, fayın kırılması sırasında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü imiş. Açığa çıkan enerjinin büyüklüğü ise kırılan fayın uzunluğu ve derinliğine bağlı imiş. Yer bilimciler dünya üzerinde aletsel büyüklüğü 10’dan büyük olan bir depreme yol açabilecek bilinen bir fay olmadığını belirtiyormuş.

 

     ***

 

Depremin büyüklüğü, depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü imiş... Depremin büyüklüğü, ölçümün nerede yapıldığına bağlı olarak değişmezmiş. Depremin şiddeti ise depremin yeryüzünün belirli bir noktasında sebep olduğu sallanmanın gücünü ifade edermiş. Bu nedenle depremin şiddeti, depremin merkez üssünden uzaklığa bağlı olarak değişirmiş. [https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/bunu-biliyor-muydunuz]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.