Kötü tohum iyi topraklarda bile çürür!

A -
A +

Tarih tekerrürden ibaret denilmiştir. Evet insanlık sürekli değişmeleri için sunulan fırsatları hırsının kanatlarına alarak yeni bir tekerrüre doğru doludizgin gidiyor.

 

Birleşmek veya iyice ayrışıp kopmak, önümüzdeki süreçte yeni tecrübeler edinen ülkelerin bu iki keskin uçtan birini tercih edeceği aşikârdır.

 

Artık, sorun yaşadıkça birbirinin tepesine çöken, bir strateji çok da lehlerine sonuçlanmıyor. Zira kana doydu yeryüzü, artık yeni bir şeyler gerekiyor. Belki hayalperest bir yaklaşım olacak ama birlikte çözüm bulmanın yolları aranabilseydi. İnsan ırkının geleceği belki çok daha farklı olabilirdi.

 

Dünyayı şöyle bir düşününce, aynı odanın içinde oturan fakat birbirine sürekli saldıran, kendi elinde ekmeği olduğu hâlde, yanındakinin de elindekini güç kullanarak, korkutarak almaya çalışan kişilerin olduğu bir ortama benziyor dünyamızın hâli. Bizler bir dünyanın içinde yaşayan aynı türden varlıklarız.

 

Anlayabilmemiz için ve iyi olabilmek için klişe fakat her daim geçerli bir deyişe dikkat etmemiz gerek. “Değişim içten başlar, kendimizden veya yumurta içten kırılır…”

 

Yakın dönemde birbirinden şaşırtıcı hâlde yaşadığımız global gelişmeler ve bunlardan doğan katmerli öğretileri sorgulayıp yeni bakış açılarına uyanabilmek için farklı pencerelerden bakmaktan korkmamalıyız.

 

Doğal afetlerin artarak dünyanın her yerini kuşattığını görüyoruz. Aslında içinde bulunduğumuz yeni hayat şartları bizi değişmeye zorluyor. Fakat yine tarihte olduğu gibi bir avuç insan başarabilecek.

 

Geçmiş medeniyetlerde; şu düşmanlığı bu düşmanlığı ırk ayrımcılığı, salgınlar din karşıtlığı vb. gibi bahanelerle birbirine üstünlük taslayan toplumların sonu ortadadır. Asla unutulmadılar fakat sayılı kişiler haricinde ibret alan da bulunmamakta.

 

Bu durumların hepsi aksi yönde sonuçlanacaktır. Çünkü kötü tohumlar en verimli topraklarda bile çürümeye mahkûmdur.

 

Bütün insanlar iyi olma potansiyeline sahiptir. Kötülük anlıktır. Asla kalıcı olmaz. İnsan insandır. İyi veya kötü olmak başımıza gelen durumlardaki anlık tercihlerimizle yine o ana mahsustur.

 

     Meryem Kadıoğlu

 

 

ŞİİR

 

 

     İstanbul zamanı

 

 

 

Kütahya'dan çıktım geldim

 

Şimdi İstanbul zamanı

 

Tuzla Pendik Kartal gezdim

 

Şimdi İstanbul zamanı.

 

 

 

Sarıyer'de börek tattım

 

Martılara simit attım

 

Emirgân'da lale baktım

 

Şimdi İstanbul zamanı.

 

 

 

Tarabya'da kalıyorum

 

Gemileri sayıyorum

 

Balık ekmekten yiyorum,

 

Şimdi İstanbul zamanı.

 

 

 

Minibüsçü yolcu tıkmış,

 

Vatandaşın canı çıkmış,

 

Herkes haklı herkes bıkmış,

 

Şimdi İstanbul zamanı.

 

 

 

Nöbetçi der: Bekle yavaş

 

Trafikte verdim savaş,

 

İster dolaş ister dalaş,

 

Şimdi İstanbul zamanı

 

 

 

Nöbetçi Şair (Şahin Ertürk)

 

 

MERAKLI BİLGİLER

 

 

KAŞIK: Yapılan kazılarda en eskilerinin Mısır’da olduğu anlaşılmıştır. Bunlardan mabetlerde kullanılanlar, en sanatkârane yapılanlarıdır. Roma ve Bizanslılar tarafından da kullanıldığı bilinen kaşıklar muhite ve zamana göre çeşitli olabilmektedir. Araştırmalarda ilk kaşıkların pişmiş topraktan, daha sonraları ise şimşir gibi sağlam ağaçlardan yapıldıkları görülmüştür. Zamanla madenlerden yapılan kaşıkların, en kıymetlileri gümüş ve altın olanlarıdır. Türklerin kullandıkları kaşıklar yemeklere göre değişmekte, genellikle kemik ve tahtadan yapılmaktaydı. Kepçeler, kahve ve muhallebi kaşıkları madenden olurdu. Pilav, çorba ve muhallebi kaşıklarının burunları yuvarlak, yemek kaşıkları sivri olur; kahve kaşıkları küçük, çay kaşıkları ise daha küçük yapılırdı.

 

Anadolu’da Selçuklular ve bilhassa Osmanlılar zamanında çok güzel tahta kaşıklar yapılmıştır. Bu zamanda, Kastamonu ve Konya illeri kaşıkçılığın merkezi durumundaydı. Bunlardan başka İstanbul’da da kaşıkçılık sanatı sürdürülmüş ve kaşıkçı esnafı, tam bir teşkilâtla çalışmıştır. En nadide kaşıkların İstanbul sanatkârının elinden çıktığı da bir gerçektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.