Kuşak kaygısı!

A -
A +

Hayatın doğasında kendiliğinden var olan belirsizlik ve insan hayatının içinde var olan sayısız bilinmezlik, beraberinde endişe ve korku da getirir. Bilinmezlikten korkmak hem psikolojik hem de evrimsel kökenlere dayanmaktadır.

 

Evrimsel açıdan bakıldığında insanoğlunun ataları için bilinmeyen durum, hayatını tehdit eden bir unsur olarak algılanırdı. Bu yüzden bilinmezlikten kaçınmak, insan için bir hayatta kalma stratejisidir.

 

Psikolojik açıdan; insan beyni sürekli düzen ve anlam arayışı içindedir, bu sebeple belirsizliği tolere etmekte zorlanır.

 

Belirsizlikle karşılaşan beyin, doğası gereği en olumsuz senaryo ile boşlukları doldurur.

 

Bu korkulardan payını alan kesimlerden birisi de gençliktir. Gençliğe karşı duyulan kuşku, güvenmeme ve korku durumunu literatüre 2010 yılında Amerikalı bir sosyolog olan David Finkelhor yeni bir isimle kazandırmıştır. Finkelhor bu durumu gençlik anlamına gelen “Juvenile” ve Türkçede de sıklıkla kullanılan aşırı endişe veya korkuyla karakterize edilen, mantıksız kuruntular olarak bilinen “Paronoia” kelimelerinin sentezi ile “Juvenoia” adını kullanmasıyla kavramsallaştırır. Juvenoia’nın Türkçede tam bir kelime karşılığı olmamasına rağmen “Gençlik korkusu” veya “Kuşak kaygısı” da diyebiliriz. Bu kavramı her ne kadar duymamış olsak da günümüzde bu duruma yeterince aşinayız. Hatta belki de bu korku bizim içimizde de var. Daha asosyal, daha bireyci, daha teknolojik olan yeni nesli hazıra alışmışlık ve tembellikle suçluyoruz çoğu zaman. Sanki bir şeylerin farkında olan son nesilmişiz de Z kuşağından sonra dünya ilerlemeye devam etmeyecekmiş gibi. Oysaki bu kaygıyı içerisinde hisseden geleceğe ve yeni nesle karşı umutsuz olan yalnızca bizler değilmişiz… Bu konuya devam edeceğiz...

     Canan Altuntaş
 
 
ŞİİR
 
     Eserim olsun   
 
Anamdan doğalı Türkçe lisanım
Benim de dünyada eserim olsun.
Kendini taşıyan garip insanım
Benim de dünyada eserim olsun.
 
Yazıktır zamanım geçerse boşa
Destanlar yazmalı dağ ile taşa
Çaresiz hastalık gelmeden başa
Benim de dünyada eserim olsun.
 
İyiler destursuz kapıdan girmez
Bu tende bu hayat ebedî sürmez
Gayesiz insanı hiç kimse görmez
Benim de dünyada eserim olsun.
 
En güçlü silahım elimde kalem
Gerçeği yazarken kalbimde elem
Şükür ki bu aklım eriyor madem
Benim de dünyada eserim olsun.
 
Kadir Fidan der ki sonum göründü
Ömrümün sonları kışa büründü
İçimde sayısız dertler barındı
Benim de dünyada eserim olsun.        
 
     Kadir Fidan-Dağların Şairi
 
 

UNUTULMAZ KELİMELER

 

 

BİGÂNE: 1. Yabancı, 2. İlgisiz.

 

YEGÂNE: Tek, biricik. 2. Eşsiz, müstesna.

 

TERANE: 1. Ezgi, makam, nağme. 2. Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz.

 

EŞKÂL: Şekil kelimesiyle aynı köktendir. 1. Dıştan görünüş. 2. Biçim. 3. Kılık anlamındadır.

 

İŞKÂL: Güçleştirme, zorlaştırma, çetinleştirme.

 

İŞGÂL: 1. Bir yeri ele geçirme 2. Bir yeri geçici bir süre için ele geçirme. 3. Bir kimseyi işten alıkoyma, engelleme, oyalama. 4. Uğraştırma.

 

İSKÂN: 1. Yurtlandırma. 2. Yurtlanma 3. Yerleşim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.