Kütüphane Haftası

A -
A +
Her yıl mart ayının son haftası ülkemizde Kütüphane Haftası olarak kutlanmaktadır. Haftayla ilgili ülkemizde olduğu gibi Balıkesir ilimizde de koronavirüs nedeniyle haftanın kutlanması kısıtlı olarak yapılsa bile bu süreci bol bol kitap ile değerlendirilebilir.
Burada öncelikle söylemek istediğim şey ne yazık ki ülkemiz artık çok az okuyan bir topluma doğru gidiyor. Yani çok yazıyoruz ama ne yazık ki yazdığımız şeyleri, başta kendimiz okumuyoruz.
Yapılan araştırmalarda ülkemizde geçen yıl 50-60 bin arasında kitap basılmış. Bu büyük bir başarı ve gayet sevindirici bir durumdur. Ancak bunca yazılan kitapları okuma durumumuz nasıl? İşte burada acı gerçek ortaya çıkıyor. TV’ye günde 6 saat, internete 3 saat ayıran insanımız maalesef kitap okumaya bir dakika ancak ayırabiliyormuş.
Yazık… İngiltere ve Fransa da insanların %21’i, Japonya’nın %14’ü, İspanya’nın %9’u düzenli kitap okurken ülkemizde on binde 1 kişi imiş bu sayı. Çocuklara kitap hediye edilme sırasında ülkemiz 180 ülke içerisinde 140. sırada yer alıyormuş. Yine ülkemizde ihtiyaç malzemeleri sıralamasında kitap 235. sırada yer alıyormuş. Yani nasıl oluyor anlamak mümkün değil, Türkiye kitap yayınlama konusunda dünyada 10. sırada olmasına rağmen nasıl olur da %1 okuma oranına sahip olabilir? Demek ki biz kitapları alıyoruz, kütüphanemize ve vitrinimize koyuyoruz ve süs eşyası olarak tozlanmasını ve küflenmesini bekliyoruz.
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Avrupa’nın en büyük kütüphanesi kuruluyor ki bu Selçuklu, Osmanlı gibi medeniyetlerin torunları için sosyokültürel, tarihî ve millî bir meseledir.
Kitap, kütüphane bizim kültür ve medeniyetimizde vazgeçemeyeceğimiz bir öneme sahiptir.
İlk emri ‘oku’ olan bir dinin mensupları olarak okuma kültürünü gıda gibi su gibi hayatımızın içerisine almamız lazım. Ama ne yazık ki şimdiki gençlik okumuyor... Kütüphaneler okuyucu bekliyor…
      Sağ. Yazar-Aslan Torun 
 
 
 
ŞİİR
 
           Beden ve ruhum
 
Kalbim kırık kendime, kayan bir yıldız gibi,
Fikrim diken zikrime, tat bilmeyen dil gibi.
Boş kuyu yağmur bekler, ben dolmayan kuyuyu,
Ruhuma dolan gözyaşı, Yakup’a hasret gibi.
 
Vuslatsız hayaller gönül kuyusuna düştü,
Umman sandım, nasibime damla düştü.
Kendi içime kar yağdı, ruhuma çığ düştü.
Hislere yıldızsız gece, gözlere yaş düştü
 
Figan fırtınası ruhuma yıldırımla vurdu
Nefsim, alevli gemiye susuz pusu kurdu
Yaş bitti, dinmeyen yâdımın hicran yurdu
Beden Halepli, bu canı felek arşınsız vurdu
 
                           Yavuz Selim Bulut
 
 
KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü sözlerin büyüğüdür)
 
Kim bize bir adım yaklaşırsa, biz bin adım yaklaşırız.
*
Büyüklerimizin yolu okumak ve okutmaktır.
*
"Küllü şey’in fân." (Her şey fânîdir.)
*
Müslüman demek, hasreti çekilen insan demektir. Bir kimsenin hasreti çekilmiyorsa, son nefeste imanı tehlikededir.
*
Hizmet etmek için üç şart vardır: Güler yüz ve tatlı dil, cömertlik, tam bir ihlas...
              Enver Ören (rahmetullahi aleyh)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.