Orta Asya’da Ahmed Yesevî ile başlayan tekke edebiyatının amacı, değişik isimler ve değişik türde eserler verilse de birdi. Hepsinin amacı Anadolu’daki Türk halkının maneviyatını beslemekti… Edebiyatçılar bu anlamda yazılan eserlere belki de bu anlamda “tasavvuf edebiyatı” diye isim vermişlerdir. Asırlar geçse de değerinden hiçbir şey kaybetmeyen bu eserler ta 13. asırda yazılmaya başlanmıştır…
Her biri kendi çevresinde halka yaptığı nasihatlerle yazdığı şiirlerle Anadolu insanının gönlünde taht kurmuş isimlerdi… Bunlardan bir tanesi Mevlâna Celaleddin-i Rumi hazretleridir. Kendisi Horasan’ın Belh şehrinde dünyaya geldiği için ana dili olan Farsça ile yazmıştır eserlerini… Ama Anadolu’da yetişip büyüyen oğlu Sultan Veled’in divanında, ayrı bir cilt oluşturacak kadar da Türkçe şiirler ve beyitler bulunur. Çünkü amaç Anadolu halkına dil empoze etmek değil dinî ve tasavvufî bilgileri vermektir…
Beri yandan bu abide şahsiyetler gerek eserlerinde gerek kendisine sorulduğunda birbirlerine her vesileyle saygı duymuşlar onu kendisinden öncelemişlerdir. Mesela Mevlânâ Celaleddin-i Rûmî hazretleri Yunus Emre hakkında şöyle söylemektedir: “İlâhî menzillerin hangisine çıktımsa bu Türkmen kocasının (ihtiyarının) izini önümde buldum, onu geçemedim...”
Anadolu’nun dört bir yanında türbesi bulunan ve halkın bağrına bastığı Yunus Emre de Orta Asya’da Ahmed Yesevî hazretleri ve dervişlerinin hikmetleriyle başlayan çığırı Anadolu’da devam ettiren bir mutasavvıftır. Hazreti Yunus, Anadolu insanına güzel dinimizi, insanlığı, Allah sevgisini, sade bir Türkçe ile şiirlerinde en güzel biçimde sunmuştur...
Aynı dönemlerde yaşayan Âşık Paşa’da da dil şuuru vardır… Devrinin gereği Anadolu insanını her alanda bilgilendirmek için eserlerinde askerlikten, iktisattan, ilimden, para basmaktan, yemek çeşitlerinden, kumaş çeşitlerinden bitkilerden, sosyal olarak aşktan, öğrenci hoca ilişkisinden vb. bahseder… Hatta Âşık Paşa, Süleyman Çelebi’ye bir başlangıç gibi görünür. Mevlid’in birçok beyitleri Garib-nâme içinde yer almaktadır...
Akif İnan İzgördü
ŞİİR
BENİM CANIMDIR
Ufkumda güneş
Kılan günde beş
Değil yalnız eş
Benim canımdır…
Yuvamı kuran,
Okur hep Kur'ân,
Olursa soran
Benim canımdır…
Arkamı toplar,
Hep gönül yapar,
Açığım kapar,
Benim canımdır…
Dilimde dua,
Razı ol Hüda,
Yaslandığım dağ,
Benim canımdır.
Mustafa Dündar
KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü sözlerin büyüğüdür)
İnsana sevgi veya nefret kendinden gelir.
***
İnsan seveceği kimseyi iyi seçmeli, ona göre sevmeli.
***
Allahü teâlâ indinde günahların en büyüğü, kötü huylu olmaktır.
***
İyi huylu, dünyada ve ahirette iyiliklere kavuşacaktır.
***
Aradan nefs ne kadar çekilirse muvaffakiyet o kadar artar.
***
Hangi ailede karşılıklı saygı yoksa orada daima kavga gürültü vardır.