Müslümanlığın kanayan yarası!..

A -
A +
Bir insanın yurt dışı seyahatlerinde nedir en çok ilgisini çeken? Kültürü tabiatı insan çehreleri gibi türlerdir ilk göz alan muhakkak. Akabinde o yeri tanımlayabilmek adına zihniyetleri içinden bakılan yerel halkıdır.
Doğuda ve batıda insanı cezbeden tarihî modern inşalar, insan sınıflarının arasındaki anormal farklılıklar gezgini, mukayese etmekten alıkoyamıyor ve ortaya şöyle bir emsal çıkarıyor; taşemenlerden bir bofa balığının, gücünü habitatındaki canlılardan alıp acımasızca can yakmasına benzer muadil kişi grupların güçlü görünümü arkasında yatan insanların somut bir şekilde yaşatılışları... Hayatımıza dair tolerans gösterilmesi için derin kimliklerimizi reddetmemiz gerektiğini boş gözlerle söyleyen ve hayatta kalmaya çalışan dünya insanları...
Bu insanlardır en çok müşahidi infial edip canından peyderpey koparan! Müslümanlığın kanayan yarasıdır, düzen dedikleri bu tahakküme karşı koyamamak... Buna rağmen teskin olamayan mezalimleri ile insan dışı meşreplerdir âdeta meşhur olan! İnsanlığın fiyaskosudur, "yeni bir topluma doğru, ileriye doğru yürüyoruz" sloganlarıyla o kült sembolünü zahiren taşıyanlar! Ve dahi Müslüman olduğunu savunan militan topluluklar yüzünden Müslümanların terörizme mensup olduğuna kani olan Batı simaları...
Her topluma saygı gösteren Türkler ırkçı toplumların kinini gütmekte yardımcı olmaktadır zira örgütlenmiş bu grupların gayelerinden biri, farklı kültürlerin yekpare olarak yaşama çerçevesinin tam aksini desteklemektedir. Gücünü en fazla Türk hasımlarından alarak iaşe edilen bu örgütler hoşgörülü Türklerin düşmanlarına oldukça yardımcıdır. Ancak buna rağmen yaptıkları her mezalim neticesinde tüm insanlığın idraki genişlemekle Türk'ün gücü her an artmaktadır. Fatih'in İstanbul'u fethedişi sırasında Bizans halkının zalim Latin himayesine girmektense Türk hâkimiyetine girilmesini yeğledikleri veciz biçimde kanıtlanmış olup gün geçtikçe bu durum herkes tarafından anlaşılacaktır. Mamafih bir gün Müslümanlar aynı çatı altında yekpare olarak Rablerinin emrine binaen emanetine sahip çıkacaktır.
             Merve Tekin
 
 
 
 
Şiir/Usta’dan
 
        GÖZYAŞINDAYIM
 
Yollara düşüp de arama beni
Ben artık her akan gözyaşındayım
Sanma ki bir tanem terk ettim seni
Ben daha bu aşkın en başındayım...
 
Yokluğum üzmesin seni derinden
Kara bulutları at üzerinden
Tutundum o siyah kirpiklerinden
Süzülüp düşmeme telaşındayım...
 
Beni bulacaksın her özleyişte
Çıkıp geleceğim her seslenişte
Yanağından öpüp süzüldüm işte
Islak mendilinin kumaşındayım...
 
                      Hanefi Söztutan
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
HUBUBAT: Tahıl, buğday, arpa, çavdar gibi un veren taneli bitkilerin genel adıdır. Tahılın eski karşılığı da hububattır. Hububat, Arapça "taneler" anlamındadır. Tahıl bitkilerinin en çok göze çarpan ortak özellikleri, meyvelerinin küçük tanecikler şeklinde olması ve genellikle un hâline getirilerek kullanılmasıdır. Bu sebeple tahıl bitkilerine çeşitli dillerde “taneli bitkiler” veya “un veren bitkiler” gibi isimler verilmiştir. Günümüzde unlu mamul de denilmeye başlanmıştır. Tahıl bitkileri hemen her devirde, insanların en önemli gıda maddesini oluşturmuştur.
Beslenme için gerekli olan nişasta ve proteinli maddeleri oldukça iyi bir oranda (1/6) içermeleri, bu bitkilerin ziraatta en başta yer almalarına sebep olmuştur. Yeryüzünde ziraata ayrılan arazinin yarısından fazlası (%55) hububat bitkilerine ayrılmış bulunmaktadır.
 
ATASÖZÜ
 
Allah'ın dediği olur...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.