Öfke ile sonuç alınır mı?

A -
A +

"Çok öfkelendim ya!" diyerek başlarız bazen konuşmaya. "Bu kadar da olmaz" denilecek duygu ve düşünceye öfkelenmişizdir güya... Oysa anlamak yerine kabul etmediğimiz için öfkelenmişizdir. Sonra da kendi fikir ve düşüncelerimizi ifade etme imkânı olmadığı için öfkelenmişizdir. Bu durumu hemen hepimiz yaşarız. Ama öfke öyle acayip bir duygu durumudur ki meydana geldiği anda vücuttaki birçok mekanizmayı iptal eder... iletişimi devre dışı bırakır...

 

Öfkelendiği zaman kişinin başta düşüncesi stop eder...

 

Düşünce, yerini tamamen duygu durumuna bırakır. Öfkelenen kimsenin çehresi karşıya itici gelir. Korkunç gelir. Tedirgin eder. Onu o hâlde gören kimse ya öfkeye karşı gardını alır. Ya da korkarsa siner. Her iki durumda da öfkelenen kimse amacına ulaşamaz. Öfke yaşarken kendisi de mantıklı (sağlıklı) düşünemediği için bu çaresizlik, öfkeliyi daha da öfkelendirir. Bunun zirve aşaması eyleme geçme isteğidir. Güya kendini anlamayanın bu küstahlığının(!) cezasını vermeye kalkar. Ona şiddet ile mukabelede bulunmak ister. Bu ise iletişimi tamamen bitirir... Konuşan iki kimse yerine kavga eden bağıran çağıran iki kimse ortaya çıkar. Hatta konu dövüşmeye kadar gidebilir. Dövüşmenin dili olmadığı için bedensel olarak kim güçlü ise onun kazanacağı bir "kaybetme" yaşanır. Çünkü sonuçta birbirinden kopan iki taraf da kaybetmiştir. İletişim başarısız olmuştur... Çaresi öfke kontrolüdür...

 

Karşısındaki kimsenin kendini anlamadığını fark eden kimse, öfkelenmek yerine ona kendini başka nasıl anlatabileceği ikinci veya üçüncü veya diğer bir yol denemek için çalışmalıdır. Bunun için normal zamanlarda antrenman yapmalıdır. Bu da çok kitap okumak, duygu ve düşüncelerini ifade etmeye yetecek kadar bol kelimeye sahip olmak ve karşılıklı bol konuşmak ile mümkün olur. Günümüzün a sosyal ortamı bunun için çok sorunlu bir süreçtir... Bundan sonra empati, yani onun düşüncesini anlamaya çalışmak... Onu sabırla dinlemek... Sonra kendi fikrini anlayabileceği ve kabul edebileceği seviyede ona anlatabilmek...

     Sinem Yalçın Uğur
 
 
 
ŞİİR
 
     VATAN MÜHRÜ
 
Ey Türk Genci Hilâl sana hilâllendi,
Âşık sana, bunca millet ümitlendi,
Yüzyılın mührü senin eline verildi
Biri ak biri al vatandır nöbetin...
 
Yıldızlar karanlığa hapis edilmez
Sen bir yıldızsın körler bilmez
Gece çok yürüdük, gündüz bilmez
Mührün ak olsun ışık dinmez...
 
Ey Türk Genci ecdadın kanı yerde kalmasın.
Bayrakta dalgalansın, neslini selamlasın,
Esaret yoktu aslında, olmasın neslinde,
Diz çöksün diz çökertenler senin önünde.
 
Mührün emanettir ecdat kanından,
Kanı kirletme aksın bu vatan ırmağından,
Yeşerecek nice canlar içtikçe bu şerbeti,
Vatan içinse kanım, aksın bayraktan rengi.
 
Emanettir Kâbe sana emanettir hırka-i şerif
Emanet günler aylara, emanet aylar yıllara
Aman bu yüzyıl emanet Hacer-ül esved sana
Kirimizi aldı yeter artık kalk oku, duaları...
 
Oku da geldiği yere aksın dökülsün kirler
İmanın altı şartına muttali olsun gençler,
Aşkı boynumuza zincir yaptık kefeni yorgan
Ölüm uykusundan uyandık Hilâl'e can kurban.
 
     Yavuz Selim Bulut
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
İHTİRAZİ: Çekinmeye ait, sakınmayla alâkalı.
PABEND: 1. Ayak bağı. Köstek. Ayağa vurulan zincir. 2. Engel, mâni.
TERTİBAT: 1. Düzen, düzenleme. 2. Karşılayıcı hazırlıklar.
İHTİYAT: Sakınmak. İşleri iyi düşünmek. Tedbirlilik. İşlerde basiret üzere bulunmak. Yedek.
İTTİHAZ: Edinmek. Kabullenmek. "Öyle" diye bakmak. Kabul etmek.
MUHAYYEL: Tahayyül edilmiş. Hayâl olarak düşünülmüş. Zihinde tasarlanmış, canlandırılmış.
MÜREKKEB: Terkip edilmiş, birkaç maddeden yapılmış. Yazı yazmaya mahsus boya terkibi, karışımı. Karışmış.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Mehmet ali gunduz 7 Mayıs 2023 06:36

Sa Siir ,bu necip milletin varligini ve ne yapabilecegini,emanete sahip cikacagini ifade ediyor. Hizmet nimettir aeo