Olanda da olmayanda da...

A -
A +
Olanda da olmayanda da hayır vardır. Aslında buna eskiler “vaki olanda hayır vardır” derlerdi. Yani bir düşünür müyüz? Her istediğimizi elde etseydik hayır ve şer olduğunu bilmeden, düşünmeden... Hâlimiz nice olurdu? En azından dua ederken "hayırlısı ise" demeyi unutmamak lazım. Neyin bizim için hayır veya şer olduğunu bilemeyiz. Çok istediğimiz bir şey bazen insanın imtihânı oluveriyor da sonra istediklerimizden dolayı çok çabuk pişman oluyoruz. Bazen nice istediğimiz gerçekleşmediğinde üzülürken bir zaman sonra iyi ki o gün olmamış diye sevindiğimiz çok olmuştur...
 
Bazen de istediğimiz yerine gelmiş çok da iyi olmuştur. Bu bakımdan isterken "hayırlısı ise" diyerek istemek en güzel olanıdır. Bir de isterken nefsani mi istiyoruz yoksa şeytani mi, bunu da yüreğimizde bir tartmalıyız... Ya bizim istediklerimiz Allahü teâlânın değil de şeytanın hoşuna giden bir istek ise...
Ya biz duada isterken Allahü teâlâyı değil de şeytanı memnun ediyor isek? Allah muhafaza, istemek için istememek lazım. Mahzun bir kalple edilen dua her zaman kabul olur. Yürek yorgunsa, Allahü teâlânın ikramı yakın demektir. Elinden gelenin yapmış olduğu huzuru, kalp mutmain olursa hissedilir. Kalbin mutmain olması, sonuç ne olursa olsun o sonuca katlanabilecek olgunluğa ermiş olmasıdır. Tevekkül, işte buna denir. İnsanın kalbi mutmain yani huzurlu değilse çabaladığını elde etse de her şey yolunda gitse bile yine de ferahlık hissedemez. Tatmin olamaz.
 
Dua, en büyük sığınağımızdır. Sevinirken, üzülürken, endişeliyken aklımıza ilk önce dua etmek gelir. Çünkü dua şifadır. İçten edilen duayla toparlarız kendimizi... Sığınacak tek liman dualarımız. Özellikle bugünlerde ihtiyacımız var... Dünyayı sessize alıp, bir köşeye çekilip, Rabbimize sığınmalıyız... Bir yerde okumuştum. "Derdini Allahü teâlâya arz etmeyen, dermanını da Allah'tan beklemesin... O'na müracaat etmek kulluğun bir gereğidir." Allahü teâlâ kalplerimize hayrı kabullendirip ona tam manasıyla teslimiyeti nasip eylesin. Âmin. 
     Şeyda Şahin-Karabük 
 
ŞİİR
 
     SARMAL
 
Hiç mi gülmeyecek bahtımız bizim,
Dolanıp dolanıp başa dönüyor.
Felekle böyleymiş ahdımız bizim,
Her el attığımız taşa dönüyor.
 
Ellerin karada yüzer kayığı,
Uzağa tükürsek kaplar bıyığı,
Ne sarhoş yanaşır ne de ayığı,
Kayış koptu, kasnak boşa dönüyor.
 
Güller açar nicelerin bağında,
Hem çiğdemler biter, yüce dağında
Kavrulup giderken, kendi yağında,
Yaz görmeden ömür, kışa dönüyor.
 
Geçmişin izleri çizgi, alında,
Evlat, kardeş, bacı kendi hâlinde,
Her hâle şükür de olsa dilinde,
Bir an gelip gözde, yaşa dönüyor.
 
Gıyabî dünyayı mekân tutsan da,
Kıtaları birbirine katsan da,
Kuş tüyü döşeklerde yatsan da,
Beden kafes, nefes kuşa dönüyor.
 
     Mustafa Özkahraman
 
 
KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)
 
“Din Büyükleri buyurdular ki;
Ramazan-ı şerif 30 gün bayramdır, üç gün değil. Çünkü bunun her gün ve gecesinde binlerce, binlerce, binlerce, on binlerce mümin afv olur. Öyle bir afv ayı. Ne mutlu, Allahü teâlâya hamd olsun ki, Ehl-i sünnet itikadı üzere bu ayı Ramazan-ı şerif ayı olarak idrak etmemizi bize nasip eylesin. Ramazan-ı şerif ayının kıymetini inşallah hepimiz çok iyi anlarız ve idrak ederiz.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.