“Ölüm, gurbetten sılaya göçün başıdır!”

A -
A +
Manisalı Şair Nazmi Alper Tanrıverdi, hayatı boyunca gençleri zararlı alışkanlıklardan korumak, onları şiire ve edebiyata yönlendirmek için okul okul gezmiş ve birçok öğrencinin gönlüne taht kurmuş bir kişilikti. Ülkenin her yöresinde yapılan şair buluşmalarına, şiir dinletilerine giderek Manisa’yı temsil ederdi.
Manisa Halk Kütüphanesinde her yıl fotoğraflarla süslemiş olduğu şiirleriyle öğrencilere görsel şölen sunar, şiirin ve edebiyatın güzelliklerini anlatırdı. Şiire, sanata karşı yine sınıfta kalarak sessiz sedasız uğurladık şairimizi. Ondan bize geriye yaşadığımız hatıralar, bize verdiği öğütler ve şiirleri kaldı.
Şair Nazmi Alper’in şiirlerine baktığımız zaman, “ölüm” teması büyük yer kaplar. Ölüm gerçeğini kavramış olan şairimizin ölümü anlatan en iyi şiiri “Ölüm Dediğin” olmuştur. Dünyayı gurbet, gerçek yurdumuz olacak olan ahreti sılaya benzeten şairimiz, mezar taşının dünya hayatının ne olduğunu anlattığından bahseder:
“Şu ölüm dediğin nedir ki gülüm./Gurbetten sılaya göçün başıdır./Dünya hayatını bir yaz deseler./Hayatı anlatan mezar taşıdır.”
Küçüklüğünden beri çok çileler çekmiştir şairimiz. Annesini hiç tanıyamadan kaybetmiş, üvey anne dayakları yiyerek büyümüştür. Üvey annesinin bir bahane bulup kendisini dövdüğünü, bu yüzden defalarca evden kaçarak mezarlıklarda bile yattığını, 11 yaşında inşaatta çalışmak zorunda kaldığını bir şiir dinletisinde kendisi anlatır. Şiirlerinde, yüzünün hiç gülmediğinden dem vurarak ölümü âdeta Hazreti Mevlâna misali vuslat olarak görür:
“Dostlarım duyarsanız bir gün öldüğümü/Bilin ki, o gün göreceksiniz güldüğümü/Dünya meşakkati bitecek o gün,/O gün benim için en güzel düğün.”
Ölümü, “Allah’a kavuşmak” olarak gören şairimiz, dünya meşakkatinden de kurtulmak olarak değerlendirir. Allah’ın emir ve yasaklarının unutulduğunu, insanın bunu ölünce anlayacağını ancak son pişmanlığın fayda vermeyeceğini ise şu ifadelerle anlatır:
“Şu ölüm dediğin nedir ki gülüm./ Allah’a kavuşmak görmek demektir./ Yaşarken unutup Allah emrini,/ Mezara giren de bilmek demektir.”
Nazmi Alper Hocamı bir kez daha rahmetle anıyorum.
   İsmail Aybey-Manisa
 
 
 
ŞİİR
 
    Sevdiklerimizin ardından
 
Kardeşlerim, güzel dizmiş mezarlığı.
Parke yolu örenler, görmesinler darlığı.
Hepimize teselli Rabbimizin varlığı.
Mevtalarımız için okuyalım Fatiha.
 
Cennette yollarımız da böyle gerçek olsun.
Cennet bahçelerimiz, güllerle, çiçek dolsun.
Kabir suallerine cevap, yerini bulsun.
Mevtalarımız için okuyalım Fatiha.
 
Elbette, mekânları herkesin burasıdır.
Kurtuluş hayatta mı? İnşallah orasıdır.
Bir ağzı dualının hayırlı duasıdır.
Mevtalarımız için okuyalım Fatiha.
 
Arkamızdan dualar okunsun çok isteriz.
Sözünüz sözse, çok teşekkür ederiz!
Rabbimin huzurunda biz boynu bükükleriz.
Mevtalarımız için okuyalım Fatiha.
 
Mekândır dünyamız, gelir geçer denmiş.
Az yaşa çok yaşa herkes nefeslenmiş.
Bir gün bakmışsınız ki toprağa dönmüş.
Mevtalarımız için okuyalım Fatiha.
                                  Rıdvan Üzel
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
DİYABET: Tıp “diyabet”, halk “şeker” diyor. Toplumun yaklaşık %5-7’sini etkileyen ve tıpta diyabet, halk arasında ise şeker hastalığı denilen rahatsızlık gerçekten ciddî sonuçlara yol açabiliyor. Kısaca özetlemek gerekirse, şeker hastalığı pankreasın ürettiği insülin azlığı, yetersizliği veya etkisizliğinden kaynaklanır. Tip1 Tip2 olarak ikiye ayrılır. İnsülin olmayınca, besinlerle alınan şeker ve diğer besinlere ihtiyaç duyulduğunda hücrelere giremez.
Böylelikle hücreler şeker sıkıntısı çekerken, kanda şeker yükselir, normal değerlerin üstüne çıkar. Kanda şekerin çok artması vücuttaki tüm hücreleri tahrip etmeye yeter. Çünkü kanda şekerin artması “zehir” etkisi gibidir. Şeker hastalığı sinsi ve azimli bir düşman gibidir. Vücudu içten içe ve sessizce tahrip eder, çürütür. Bu çürüme hayat kalitesini ve ömrü etkiler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.