Ölümden başka her şey ödünçtür!

A -
A +

Ölümü müthiş tasvir etmiş Cahit Sıtkı;

 

"Bir kere misafire çıkmış adın,

 

İstesen de gideceksin, istemesen de..."

 

Gelmek ve gitmek mesele değil. O zaten biz insanoğlunun elinde değil. Önemli olan o boşluğu nasıl doldurduğumuz. Ne için yaşıyoruz? Öncelikle bunun cevabını kendi içimizde mukayese etmeliyiz. Son nefeste pişmanlık duymak istemiyorsak, her şeyi Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için yapmalıyız. Ecel her an ensemizde, ölüm her an kendini hatırlatıp dururken neyi paylaşamaz insan?

 

Allah'tan başka kimden ne istiyor ve bekliyorsak hepsi zamanla hayal kırıklığına uğratacaktır. Geçici, fâni dünyada kalıcılığı aramayalım. Üç günlük dünya dediğimiz yerin çok fazla sancısını çekiyoruz. Bir adım sonramızda başımıza nelerin geleceğini bilmeden, kendimizden çok emin adımlarla yürüyoruz. "Daha çok gencim, namaza yarın başlarım. Şu işim olsun ondan sonra" vs. diye diye uzar gider bahanelerimiz. Bir başkası bizi aldattığında çok büyük tepkiler veririz de kendi kendimizi aldattığımızı yine kendimize itiraf etmekten korkarız. Verilen her saniyenin, dakikanın, saatlerin ve nefesin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Yarın bizim için çok geç olabilir. Şu an, şimdi yapmalıyız ne yapmak istiyorsak. Zaman akıp gidiyor ve biz onu tutamıyoruz. Her şey ileri akıyor. Zamanı geri sarmaya bizim gücümüz yetmiyor. Kim veya neler bizim ahiretimizden önemli olabilir ki? Öldükten sonra son görevlerini yapıp zamanla unutan, bir Fatiha’yı çok gören insanlar mı?

 

Toprağın altında çürüyüp gideceğiz. Geriye bize kalan sadece amellerimiz olacak. Çünkü ölümden başka her şey ödünçtür!.. Bugün dünyada keyfin için yaşarsan, yarın ahirette keyfin kaçar. Ömrümüzün en içten duası; Rabbim affeyle!

     Şeyda Şahin-Karabük
 
 
ŞİİR
 
          İNTERNET
 
Aile düzenim bozan internet
Niye düşman oldun, gel söyle bana
Huzur kaçtı bil ki, yaşarız dehşet
İlk zamanlar pek çok hayrandım sana.
 
Senden önce sevgi, saygı var idi,
Ailede herkes fedakâr idi.
Birbirine dost hem de yâr idi,
Evde herkes turist, niye, de bana.
 
Hayvanlar koklaşa insan konuşa
Anlaşır da işi, sürdün yokuşa
Anne, baba, evlat nasıl buluşa
Bu derde bir çözüm söyle, de bana
 
Hani nerde kaldı dost ziyareti,
Kaybettik eşlerle samimiyeti,
Ara bul, huzuru hem saadeti
İstikamet nere? Söyle, de bana.
 
Gençliğe yalancı dünya kurmuşsun
Onlara sahteci dostlar bulmuşsun
Başlarına nice çorap örmüşsün
Nasıl çözecekler, söyle, de bana
 
Anne, baba, kardeş hem de akraba
Hepsine yabancı; ayrı dünyada
İletişim kopmuş boşuna çaba
Z kuşağı nedir, söyle, de bana
 
Doğru-yanlış bilgi sende karışık
Gençlik çözemezken doğru hangi şık
Okula yabancı; sanaysa âşık
Bu nasıl oyundur, söyle, de bana
 
Anne baba çaresiz çekiyor hep ah,
Kontrol elden çıktı, gençliğim eyvah.
Biter mi karanlık, gelir mi sabah,
Gençlik kurtulur mu, söyle de bana.
 
Aile olmanın kalmadı sırrı,
Bozuldu ahengi çizildi zarı.
Kimsenin kalmadı ölçü ayarı,
Kaos mu maksadın, söyle de bana.
 
Anladım, gençliğin sensin düşmanı.
Sana lazım, İslam’ın çelik kalkanı
Onu öğrenmekle geçir zamanı,
Yalan mı bu sözüm, söyle, de bana.
 
Der ki dinim İslâm, ailede şart
Çocuğa ilk önce dinini anlat
Bükülmez bir fidan, olduğunda kart
Ne dersin bu söze, söyle de bana.
 
Doğruluk, iyilik, sevgi ve saygı,
Yaşa ve öğret, çekme sen kaygı,
Artık tesir etmez hiç kötü algı
Bu çare değil mi, söyle de bana.
 
Kontrolü elde tut, çocuğu sıkma
Hayal dünyasını sakın ha yıkma
Yapmacık tavra yalana sapma
Kârlı çıkmaz mıyız, söyle, de bana.
 
Eğitimde reform bekler bu millet
Devletim, kalıcı çözümler üret
Tarihini dinini sen doğru öğret
Görevin değil mi, söyle! de bana
 
     Alaaddin Erdoğan
 
 
TARİHTEN BİR YAPRAK
 
DEDE KORKUT: On iki, on üç, on dördüncü asırlarda Doğu Anadolu'ya gelip yerleşmiş olan Oğuz Türkleri arasında anlatılan destan yollu halk hikâyelerinin eser olarak toplayan kimse. Sözlü halk geleneğinde Dede Korkut ile alâkalı masallaştırılmış rivâyetler arasında şunlar bulunur: Kırgızistan'da Sirideryâ boyundaki bazı mezarların ona ait olduğu bildirilir ve ermiş sayılır. Bir menkıbeye göre de Hızır aleyhisselâma benzetilir ve 40 yıl olan ömrü bazı faydalı işlerinden dolayı kendi istemeden sona ermeyecek bir zamana kadar uzatılmıştır. Yalnız kişilere değil bütün nesnelere de isim koyar. Hikmet sâhibi bir pirdir. Hikâyelerde de keramet sâhibi, hanların akıl danıştığı, hanlara ve halka öğütler veren, sözleri saygıyla kabul gören bir şahsiyet olarak çizilir. Kabile teşkilâtını ve töreleri korur. Aksakallıdır. Oğuzun tamam bilicisidir. Yiğitleri donatır. Çocuklara ve yiğitlere ad koyar. Dede Korkut’un Oğuzların Bayat boyundan olduğu bildirilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.