Ön yargılı mısınız?

A -
A +

Bir dergide okumuştum. Deniliyordu ki:

 

"Hiçbir şekilde fikir değiştirmeyen iki tür insan vardır. Ölüler ve deliler."

 

Çok enteresan bir bakış açışıydı bu... Bir insan nasıl olur da fikir değiştirirdi?

 

Tamam, elbise, ayakkabı, ev, araba, hatta iş değiştirmek anlaşılabilirdi... Ama fikir değiştirmek başka bir konuydu. Dün düşündüğünü bugün onaylamamak, dün beğendiğini bugün beğenmemek veya aksi durumlarda karar kılmak... Evet bugün günümüzde bir enteresan gelişme olarak hepimizi etkiledi ve hâlen de etkiliyor değişim dönüşüm modası…

 

Dünyada sürekli bir değişim rüzgârı estiği söyleniyor... Kurumlar, kuruluşlar, devletler sürekli değişimden söz ediyor, değişimi yakalamak için savaş veriyor...

 

Konuştuğum görüştüğüm bütün başarılı insanlar hep değişimden söz ediyor:

 

"Değişimi yakalamayan yok olmaya mahkûm" diyorlar...

 

Bütün başarılı kurumların parolası neredeyse aynı. Sürekli değişim...

 

Öyleyse nedir bu değişim denilen sihirli kelime?

 

Değişim, adı üstünde bir durumdan başka bir duruma geçmek. Yani içinde bulunduğu şartları, yine içinde bulunduğu çevreye göre sürekli ayarlamak veya diğer bir ifadeyle, yeknesaklıktan kurtulmak...

 

Şimdi içinizden bazılarının; "Değişelim ama nasıl?" dediğini duyar gibi oluyorum...

 

İşte bu noktada bir Alman filozofun tespiti önem kazanıyor... Değişim denilen şey, şekilde kalıpta değil fikirde oluyor...

 

Ve insanlardan değişim istenirken, ağzıyla kuş yakalaması veya amuda kalkması istenmiyor... İstenilen şey yeni fikirlere açık olması, olaylara yeni açılardan bakabilmesidir... İsterseniz şöyle ön yargıyı bir tarafa bırakarak, kendi kendimize değişim üzerinde bir fikir antrenmanı yapalım...

 

Ve soralım:

 

-Dünün doğruları acaba bugün için ne kadar doğrudur?

 

-Bugünün doğruları yarına kadar dayanabilecek kadar güçlü müdür?

 

-Yarının doğrularını bugünden kestirmek mümkün müdür? Bu konuya yarın da devam edelim mi?

 

     Muhsin Uğurlu

 

 

ŞİİR

 

 

Devletimin yanındayım

 

 

 

Devlet bizim devletimiz

 

Devletimin yanındayım

 

Millet bizim milletimiz

 

… Dalgalanır yıldız, ayım;

 

… Devletimin yanındayım...

 

 

 

Her zamanda ve bugünde

 

Hem yarında, hem de dünde

 

İyi günde, kötü günde

 

... Ne düşerse benim payım;

 

... Devletimin yanındayım...

 

 

 

İmân açar, küfür solar

 

Düşman saçın, başın yolar

 

Yükselse de avro, dolar

 

… Anla mister, mösyö, bayım;

 

… Devletimin yanındayım...

 

 

 

Âsiler baş kaldırsa da

 

Yedi düvel saldırsa da

 

Zor kararlar aldırsa da

 

… Olmasa da güçlü dayım;

 

… Devletimin yanındayım...

 

 

 

Tek milletmiş ehli küfür

 

Üfür yılan soyu, üfür

 

Bir yel eser püfür püfür

 

… Bak gerildi imân yayım;

 

… Devletimin yanındayım...

 

 

 

 

 

Şimşek gibi çakarız biz

 

Hâk ateşin yakarız biz

 

Sakarya'yla akarız biz

 

... Coşkun akar benim çayım;

 

... Devletimin yanındayım...

 

 

 

Ne acılar varsa, nerde

 

Hayır vardır elbet şerde

 

Depremlerde, afetlerde

 

... Kırılsa da cümle fayım;

 

... Devletimin yanındayım...

 

 

 

Al bizimle, Ak bizimle

 

Sen bilmezsin Hak bizimle

 

Hak dostları bak bizimle

 

… Şaha kalkmış doru tayım;

 

… Devletimin yanındayım...

 

 

 

Kul Mahmud'um; keyfe dalma

 

Bu gayretten geri kalma

 

Bekler seni Kızılelma

 

… Hedefinde gider rayım;

 

… Devletimin yanındayım...

 

 

 

Kadir Çetin (Kul Mahmud)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe26 Haziran 2024 22:16

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” (İki gün aynı hâlde bulunan, [ya’nî hergün ilerlemiyen, yeni bir şey öğrenmiyen], aldandı, ziyân etdi) buyurdu. (Tam İlmihâl Se'âdet i Ebediyye)