Orucun sağlığa faydası -1

A -
A +

Ramazan ayı, dinî açıdan feyiz ve bereketinden istifade edilmesi öğütlenen bir aydır. Ama ramazan geldiğinde en çok merak edilenlerden biri de orucun insan sağlığına ne gibi faydası olduğudur. İstanbul’un selatin (sultanlar) camilerinde mahyalarda okuruz:

 

“Oruç tut sıhhat bul!”

 

Oruç tutulunca neden sıhhat bulunur? Aç kalmanın insan vücuduna verdiği sayısız faydaya aslında daha önceki yazılarımızda da yeri ve zamanı geldiğinde değinmiştik. Burada biraz genişçe ele alalım. Şöyle ki:

 

Normalde sağlıklı bir insan rutin dışında bir durumu yoksa günde iki öğün beslense vücudu mükemmel bir zindelik kazanmış olur.

 

Bilim adamları bu açıklamayı yaparken diğer yandan dinî kaynaklarımıza baktığımızda aç durmanın iyi olduğu, insanın zihninin açıldığı belirtilmektedir. Aksine çok yiyenin dimağının yorgunluk yaşayacağı, zekâsının köreleceği de belirtilir.

 

Bilim adamlarının bu önerdiği sağlıklı hayat biçimini İslam dini, yılda bir ay oruç ibadeti ile Müslümanlara otomatik uygulatmayı, nizami olarak yerine getirmeyi sağlamaktadır.

 

Günümüz insanı elbette şimdi üç öğün yemek yiyor. Aslında istatistiklere göre öğreniyoruz ki sağlıklı olanı iki öğünle günü tamamlamak. Yani günde iki öğün beslenmek ve öğünler arasına altı yedi saat koyup geri kalan süreyi açlık süresi olarak geçirmek. Bunu sağıldığımızda ne oluyor biliyor musunuz?

 

Vücudumuzdaki o zayıf hücreler, sağlıksız hücreler, kansere dönüşüm riski olan hücreler; bağışıklık sistemi zayıflıkları, sindirim sistemi problemleri, alerjik reaksiyonların vücutta oluşturacağı olumsuz etkiler vb. bir sürü problemi vücut rahat çözme imkânı yakalamaktadır.

 

Sindirim sisteminin vücutta nasıl başlı başına bir olay olduğunu biliyoruz. İşte vücut bu açlık süresinde sindirim sisteminin yükü ile uğraşmadığı için kalp rahat çalışacaktır. Karaciğer çok rahat fonksiyon görebilecektir. Vücut bu açlık süresinde kendi kendisine mükemmel tamirat yapacak, kendini toparlayacak, zindeleşecek; beden kendine öz bakım yapabilme şansı yakalayacaktır.

     Uzm. Fzt. Hakan Özdemir
 
 
ŞİİR
 
     Layık olamadım
 
Yunus'a mısraım divanın girizgâhında,
Kor olmuş hizemim Taptuk dergâhında
Hak için tüten mesnevi ocağında
Mevlâna olamadım sufiler sultanına...
 
İçindeki fitildir ziyası için mumu eriten
Mevlâ’sıdır çöllerde mecnunu delirten.
Gaflet uykusundan Harun’u dirilten
Behlül olamadım şahenşah padişahıma...
 
İbrahim’dim ben yıllarca kendini arayan
Kâh nemrut oldum bulduğuna inanmayan,
Hükmüne ram olup kard’a boyun uzatan
İsmail olamadım ruhların hükümdarına.
 
Âdemoğlunu uyutan sala uyandıran ezandır,
Hükmü ezelde bağlanmış ilahi bir fermandır.
Hikmette vâris olan enbiyaya, bahtiyardır,
Layık olamadım Muhammed’in mihrabına.
 
     İmam-Hatip Muhammed Yusuf Torun
 
 
ESKİMEZ KELİMELER:
 
GİRİZGÂH: Kaçacak yer. (Edebiyatta) Bir bahisten diğer bahse geçişte ilgi kuran söz. Kastolunan şeye ilgi oluşturan söz.
HİZEM: Odun.
ŞAHENŞAH: Padişahlar padişahı. Şâhlar şâhı. En büyük padişah.
KARD: Bıçak.
SALA: Minareden okunan salevat, dua.
FERMAN: Emir. Tebliğ. Padişahın emri.
BAHTİYAR: Bahtlı, talihli, mesut, mutlu, şanslı.
MİHRAB: Camide imamın namaz kılarken cemaatin önünde durduğu yer.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.