Ramazan ayı ve hurma -1

A -
A +

Bizleri bu mübarek ramazan ayına kavuşturan Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun. Şüphesiz ramazanın en önemli simgelerinden biri de hurmadır. Hürmet edilen manasına gelen hurma kelimesi Türkçedir. Bu meyveye, Türkler arasında, mübarek kabul edildiği için, çok hürmet edilmiş saygı gösterilmiştir. Zira hadis-i şerifte, “Âdemoğlunun halası olan nahleye hürmet ediniz'' buyurulmuştur. Araplar hurmaya ‘nahle’ demektedir.

 

Allahü teâlâ Âdem aleyhisselamı yaratmayı murat edince meleklere yeryüzünün çeşitli yerlerinden toprak getirmelerini emretti. Melekler de dünyanın her yerinden çeşit çeşit (siyah, beyaz, sarı, kahverengi...) toprak toplayıp su ile hamur gibi yoğurup insan şekline getirdiler. İnsanların renklerinin farklı farklı olması da buradan gelmektedir. Bu şekilde Mekke ile Taif arasında kırk yıl yatıp pişmiş gibi kurudu. Daha sonra muharremin onuncu cuma günü (aşure) kendisine ruh verildi. Rivayet odur ki Âdem aleyhisselâmın hamurundan bir miktar artmış, ondan da nahle, yani hurma yaratılmıştır. Bu nedenle hurma Âdem aleyhisselamın kardeşi, insanlığın da halası veya amcası olmuştur.

 

Hurma insan bedeninin ihtiyaç duyduğu bütün gıdaları bünyesinde barındırdığı için açlık hâlinde en faydalı yiyecek olmaktadır. Hicretten sonra Medine'de ilk doğan bebek aşere-i mübeşşereden olan Zübeyr bin Avvam'ın oğlu Abdullah bin Zübeyr doğunca annesi daha bebeği emzirmeden efendimize (aleyhisselâm) götürdü. Peygamber efendimiz çocuğu kucağına alıp bir hurma istedi. Hurma gelince ezip suyundan çocuğun ağzına verdi. Bu gelenek günümüze kadar geldi. Orucu hurma ile açmak sünnettir. (Peygamber efendimiz, taze hurmayla iftar ederdi. Taze hurma yoksa kuru hurmayla, o da yoksa suyla iftar ederdi.) (Tirmizî)

 

Hazreti Ömer’in torunlarından ve İslam âlimlerinin büyüklerinden olan İmam-ı Rabbani hazretleri eşsiz eseri Mektubat’ında şöyle buyururlar:

 

Resulullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdu ki: (Oruçlu olan kimse, hurma ile iftar etsin. Çünkü hurma bereketlidir.) O Server (sallallahü aleyhi ve sellem), hurma ile iftar ederdi.

     İdris İspiroğlu
 
 
 
ŞİİR
 
     HANİ NERDE?
 
Burası neresi önüm ne taraf?
Bu nasıl bir karanlık yönüm ne taraf?
Merhamet vicdan hani nerde?
Yaşamak bu ise ölüm ne taraf?
 
İnsanoğlu unuttu velhasıl aslını,
Kerem yaşasaydı tanımazdı Aslı'nı
Aşk sevgi hani nerde?
Ölü bile tek başına tutar yasını...
 
Yer yerinden oynadı bozuldu zemin,
Kimse kimseden değil ki emin,
Güven sadakat hani nerde?
Ne sözü para ediyor ne ettiği yemin...
 
Kurudu topraklar bozuldu mevsim,
İmanıma galebe çalıyor nefsim
Merhamet kimsede hani nerde?
Kalmadı hiç yaşama hevesim...
 
Gelin birlik olalım el ele verelim,
Bütün kötülükleri yere serelim.
Ülkece hepimiz huzur bulalım,
Hep birlikte Türkiye olalım...
 
     Ayhan Arlı-İstanbul
 
 
DUYGU DAMLASI
 
Bir insanın varlığı ile yokluğu arasındaki farkı anlayabilmek ne büyük bir şeydir... Bir insan vardır ki hayattan çekip gidince ardından kimsenin ahı, eyvahı, üzüntüsü olmaz... Bir insan hayata veda edince belki bir kişidir ama onun gidişine kahrolur, onunla birlikte hayatın tadı kalmaz olur... Onunla birlikte hatıraları vardır, hayalleri vardır... Onsuz yaşamanın bir an için anlamsızlığını hesap eder... Peki nedir bu duygunun sebebi? Dostluktur... Arkadaşlıktır... Vefakarlıktır... Fedakarlıktır... Böylesi insanlar çok ama çok az bulunur... Çünkü dost olmak oldukça pahalıdır... Herkesin üzerinden gelebileceği, omuzlayabileceği yük değildir... Dostluk ömür boyudur... Ve dost veda ettiğinde yani bırakıp gittiğinde, yani öldüğünde arkasından ah edilendir, ağlanandır... Çünkü dost ancak vefat edince veda edendir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.