Sanki usanıyormuş gibi olmak

A -
A +

Tatil sebebiyle yazlığımıza gittiğimde yeni fark ettim. Birkaç gün geçtikten sonra buranın sessiz sakin ve yeni söylemle dingin havasına alıştıkça insan kendine daha çok zaman buluyor. Ya da şöyle mi demek lazım, insanı meşgul eden büyük şehir mecburiyetleri birer ikişer insan hayatından çıkınca insan biraz arınıyor, yükünün hafiflediğini hissediyor.

 

Hatta daha enteresan bir şey söyleyeyim size büyük şehirde insanın kirlendiğini hissettim... Manevi yönden söz etmiyorum... Biyolojik olarak da büyükşehirde insan daha bir kirleniyor da farkında değil... Tatil yerinde iki gün üç gün geçse de kokmuyor insan... Ama büyükşehrin o sanayi yükü, o egzoz atıkları, o insan kalabalığının verdiği adına her ne derseniz deyin bütün akla gelen gelmeyen atıklar insanı kirletiyor... Her gün duş almazsan yıkanmazsan kendi kendine bile kokuyorsun...

 

Bir şey daha hissettim tatilde, bulunduğun mekânda birkaç gün sonra sıkılıyor gibi oluyorsun... O kalabalıkların çıkardığı ses, insan yoğunluğu gittiğin mekânların vazgeçilmez can sıkıcılığı istenmese de vazgeçilmezliği filan yavaş yavaş unutuluyor mecbur kalınca... Metro gibi tramvay gibi kalabalık toplu taşıma araçları olmuyor buralarda ama bunlara ihtiyaç da olmuyor... Bir tuhaflık hissediyorsun yalnızlaşma ile yüz yüze kaldığında... Sanki usanıyormuş gibi oluyorsun... Ama biraz zaman geçince ister mecburiyetten ister bile isteye bulunduğun sessiz ve sakin ortamda yeniden bir şeyin farkına varıyorsun... Bir türlü farkına varamadığın kendinin... Evet evet kendini fark ediyorsun... Kendine vakit ayırınca melekelerinin ayırdına varıyorsun. Bir şeylerle uğraşmaya hatta normal zamanda dönüp de bakamayacağın basit işlere büyük bir keyifle vakit ayırıyorsun... E daha ne olsun... Günün bütün vaktinin neredeyse sana kaldığını fark ediyorsun... Bir ömür kendinden habersiz yaşamak yerine birkaç günlüğüne de olsa kendine yaşamaktan daha güzel ne olabilir?

 

     Halid Yazıcı

 

 

 
 
ŞİİR
 
     Geçti yıllarım...
 
Ufacık bebektim bu yaşa geldim
Ne kadar da çabuk geçti yıllarım.
Zamanın elinde hep tuşa geldim
Süratle maziye uçtu yıllarım.
 
Elemler içinde tükendim gittim,
Nefesim kesildi tıkandım gittim,
Cefa ırmağında yıkandım gittim,
Ömrümü su gibi içti yıllarım.
 
Nüfusum çoğaldı sıkıntım arttı
Hüzünler gönlümü acıyla tarttı
Her yaşadığım gün dünü arattı
Zorlukla sınayıp kaçtı yıllarım.
 
Yaban illerine taşındım durdum,
Daima sılayı düşündüm durdum,
Bir kaya misali aşındım durdum,
Tenimde yaralar açtı yıllarım.
 
Kadir Fidan der ki yollar azaldı,
Benim yaşımdaki kullar azaldı,
Ömür defterimde yıllar azaldı,
Bir meçhul diyara göçtü yıllarım.
 
     Kadir Fidan-Dağların Şairi
 
 
 

SAĞLIK OLSUN

YOĞURT: Yan etkisi olmayan en iyi antibiyotik, yoğurttur. Yoğurt sütün mayalanması sonucu elde edilen çok değerli bir besin maddesidir. Bu mayalanma laktik (süt asidi) kültürleri ile mayalanması şeklindedir. Türklere has millî bir yiyeceğimizdir. En az bin yıldan fazla bir zamandır bilinmektedir. Yoğurt A, D, K ve B vitaminleri ile kalsiyum, magnezyum demir, fosfor, flor, çinko gibi mineralleri önemli miktarlarda içermektedir. Komple bir gıdadır. Her gün yoğun miktarda yoğurt tüketmenin hiçbir zararı yoktur. Yoğurt yan etkisi olmayan en iyi antibiyotiktir. Bağırsak enfeksiyonuna sebep olan 40 kadar bakteriden 38'inin üzerinde öldürücü veya üremeyi dondurucu etkisi vardır. İshal ve birçok besin zehirlenmelerinde kullanılabilecek bir besin maddesidir. Bilhassa çocuk diyetinde mükemmel ilaç gibi bir besindir. Doku yenilenmesi ve hücre onarımı, enfeksiyonlara karşı doğal savunma direnci (bağışıklık sistemi) sağlanması, kemik büyümesi, kemik sertliğinin sağlanması gibi saymakla bitmeyen faydaları vardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.