Şartlı tahliye gibi...

A -
A +

Yıllar geçmiş adam yaşlanmış ve yatağa mahkûm olmuştur. Kendi çocukları da yanında yok, gelirler yine de. Adam şen şakraktır. Kimseye kızmaz, kimseye darılmaz, hayat doludur. Sıkılır sadece, konuşacak, sohbet edecek birisini arar yanında ama gerçekten konuşmak, hâl hatır sormak için, Allah rızası için düşünmez bunu. Laklaktır niyeti ve kendi kendine “Ya şu bizim küçük yeğenimi arayayım, epeydir gelmedi” der. Küçük yeğen gelir konuşurlar ancak amca biraz da sitemlidir niye çok gelmiyor diye. Yeğen şaşırsa da amcasının dediklerine alınmaz. O da sever amcasını. “Amcam iyi adam ama daha iyi olabilir” der.

 

Tabii her şey bu hikâyedeki gibi iyi olmuyor bu hayatta. İyi zaten ölü. Kötünün iyisi öldü ölecek, yoğun bakımda. Kötülük ise gününü gün ediyor. “Yaşasın kötülük” diye diye koşturuyor ortalıkta.

 

Çıkarımız, menfaatimiz olmadan sevmeliyiz bu hayatta. İyi bir iş yapmaya mı karar verdin yap, o mutlaka iyidir.  Durup dururken kalbimize gelen güzel şeyleri yaptığımız zaman işte bu tam bir iyiliktir, tam bir iyi niyet, tam bir rızayı ilahidir.  Mutlu eder insanı. Dostlar alışverişte görsün diye birisiyle oturup konuşmamalı, yiyip içmemeli, gününü gün etmemeli. Anlamı olmalı. İnsan kendini boşlukta hissetmemeli.

 

Şartlı tahliye gibi oldu. Dünya mini bir hapishane sanki. Bana şöyle yaparsa onunla konuşurum, yok o benim dediğimi yaparsa ben de şöyle davranırım. Tabii aptal da olmamak gerek bu önemli. İyi niyetli tavrımızı biz koymalıyız, niyetimize biz istikamet vermeliyiz, yemeğimizi biz kotarmalıyız. Kader gayrete âşıktır... İyi şeyler yapalım ki o bizim kaderimiz olsun.

 

Zaten durum da öyle değil mi, hep günlük yaşıyoruz. İlerisini düşünmüyoruz. Durumdan önce değil, sonra vazife çıkarıyoruz. Bizim bir numaralı vazifemiz; iradeli olmak, şartsız şurtsuz görevlerimizi ve sorumluklarımızı yerine getirmektir. Kalın sağlıcakla...           

 

     İsmail Susam-Trabzon

 
 
ŞİİR
 

Paradoks

 
Karşılıklı değil ise hisler
Ne anlamı var ayak diremenin
Bir dalda durmak zorunda mı ki?
Yananla yakanın!
Bitti demek kolay yarışa başlamayana
Duygudan, yürekten habersiz olana.
Boş yere giden zamanın
Akıp çağlayan gözyaşlarının
Bir bir düğümlenip de
Boğazda takılı kalan lafların.
Böylesi bir ihtiras!
Katlanmak mı lazım acaba?
Yoksa olduğu yerde bırakmak mı?
Cevapsız bunca soru, bunca hatıra
Üzüyor, parçalıyor kalbi zeminden.
Gecelerce sessiz yakarışlar
Gün doğumuna gebe hatıralar
Bir masal gibi başlamıştı oysa!
Adı üstünde bir masal!
En kötü yanı da bu değil mi zaten?
Dinleyeni olmayan bir masalı okumak…
Sonunda kötü karakterin galip geldiği
Sonunda mutluluğun olmadığı
Sonunda her şeyin parçalandığı
Ayağa kalkmak bu kadar zorlamamalı
Sanki ilk defa yaşamış gibi
Sanki daha önce düşmemiş gibi
Sanki bu duyguları hiç tatmamış gibi
Sanki toprağa ilk defa girmiş gibi.
          AsilBey
 

 

 

PRATİK BİLGİLER

 

 

 

Leke hususunda pratik bilgiler:

 

Koltuklara sürülen çikolata lekeleri, birkaç damla nişadır ruhu konmuş suyla silinerek çıkarılabilir. Masalara dökülen meyve suyu leke yapmasına meydan vermemek için üzerine tuz dökülür. Oda kapılarındaki parmak izi lekeleri, önce ılık, sabunlu, sonra da temiz suyla silinip kurulanır. Pencere camlarındaki lekeler, cam silinen suya bir fincan amonyak katılarak giderilebilir. Kırsalda sobalardan damlayan is sularını çıkarmak için, lekenin üzerine önce limon sıkıp, tuz ekilir, sonra ovalanıp, yıkanılırsa sonuç alınabilir. Süet ayakkabıların temizlenmesi için, üzerine bir miktar talk pudrası döküp ovalanır, ardından bir fırça ile fırçalanır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.