Su gibi aziz olasınız…

A -
A +

Derler ki, adama “senin ölümün sudan olacak” demişler. Adam bunun üzerine denize gitmemeye başlamış. Yetmemiş, dere ırmak göl su adına ne varsa uzak durmaya başlamış. Her geçen gün su korkusuyla yaşayan adam havuzlu evlerden bile uzak durur olmuş. Hep suda boğulacağını var sayıp artık duş almamaya başlamış… Kendini kurdukça kurmuş ve ola ki boğazıma kaçar da ölürüm düşüncesiyle su içmemeye başlamış… Ve zavallı adam susuzluktan ölmüş…

Su bu kadar hayati bir nimet… Suyun fazlası afet olur, suyun yokluğu felaket olur… Ama susuz olmaz… Su olmadan temizlik olmaz… Su olmadan bitki olmaz… Su olmadan canlı olmaz… Su olmadan hayat olmaz… Dünyanın dörtte üçü su olduğu gibi vücudun da dörtte üç sudur yani sıvıdır… O hâlde vücuda da alacağımız gıdaların da o oranda sıvı olması su olması gerekmez mi? Onun için yediğimiz yemeklerin sulu olması önemlidir. Onun için katı yemekler yanında sebze yemek önemlidir. Onun için vücuda belirli aralıklarla su içerek su göndermek önemlidir… Böbrekler su ile çalışır… Bağırsaklar su ile çalışır… Kan su ile beslenir… Yani hepsi su ile beslenen vücutta tam randımanlı hâle gelir… Susuz bırakılan bitki nasıl solar sonra yaprakları dökülür kurur giderse susuz bırakılan beden de aynen onun gibi solup gider… Birçok hastalığın sebebi vücudu susuz bırakmaktır…

Birleşmiş Milletlerin verilerine göre şu anda dünya nüfusunun üçte biri su sıkıntısı çekiyor. Su yanı başımızda, elimizin altında… İstediğimiz marka su ile her yerde satılıyor olması ayrı bir nimettir… Dört tarafı denizlerle çevrili bir ülkede şerha şerha ırmaklarla ve irili ufaklı onlarca göl ile dokunmuş bir coğrafyada olmamız bir nimettir… Yer altı su kaynaklarımız saymakla bitmeyecek kadar boldur… Bu bizim için bir nimettir… Bunun kıymetini bilmemiz gerekir… Vücudumuzun da kıymetini bilmemiz gerekir… Su temizliğin, su sağlığın, su hayatın temelidir… Çocuklarımız su içirmeyi unutmayalım… Sokak hayvanlarımız için ayrılan su kaplarını gözetip kollayalım onlar da susuz kalmasın…

Su gibi aziz olun su gibi ömrünüz olsun…

         Arzu Süreyya Gölyaka

 

 

 

ŞİİR

 

           OLAMAZ

 

Kişinin kendine faydası yoksa. 

Garibin derdine derman olamaz.

Dağlarda sessizce yaşayan ağaç

Yalnız tek başına orman olamaz.

 

Her insan bocalar feraset yoksa

Yeryüzü cennettir esaret yoksa                           

Kişinin gönlünde cesaret yoksa

Sevdiği uğrunda kurban olamaz.

 

Ölümdür insana canından yakın,

Dünyadan ukbaya sürekli akın,

Vaktinden çok önce biçilen ekin,

Tarlada çöp olur harman olamaz.

 

Ayrılık bedende can yakıcı köz,

Hikmet ile bakar gönüldeki göz.

Yalanla dolanla süslenmiş bir söz,

Yüreğe işleyen ferman olamaz.

 

Çokbilmiş kişinin nedir görgüsü?

Görgüsüz kimsenin var mı ölçüsü?

Kavrulmuş kül olmuş bitki örtüsü,

Toprağın üstünde yorgan olamaz.

 

         Kadir Fidan-"Dağların Şairi"

 

 

 

UNUTULMAZ ESERLER

 

NEHCÜ’L-FERÂDÎS: XIV. yüzyılda Karahanlı Türkçesi’nden Çağatay Türkçesi’ne geçişte büyük önem taşıyan Hârizm Türkçesi’yle yazılan dinî-didaktik eserdir. İslâmî Türk edebiyatında "kırk hadisler" arasında ele alınan Nehcü’l-ferâdîs daha çok nasihat ağırlıklı bir eserdir. Araştırmacıların çoğuna göre Kerderli Mahmut b. Ali tarafından Hârizm’de yazılmıştır. Hayatı hakkında bilgi bulunmayan müellifin tefsir, hadis, fıkıh gibi ilimlere vâkıf olduğu eserinden anlaşılmaktadır. 1358 yılından önce yazılan Nehcü’l-ferâdîs her biri on kısma (fasıl) ayrılan dört bölümden ibarettir. Birinci bölümde Hazreti Peygamberimizin hayatı anlatılmakta, ikinci bölümde dört halife, Ehlibeyt ve dört büyük mezhep imamı hakkında bilgi verilmektedir. Üçüncü bölümde iyi ameller, dördüncü bölümde kötü ameller ele alınmaktadır. [Prof. Dr. A. Azmi Bilgin]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.