Su mermeri nasıl oyar bilir misiniz?

A -
A +

Su, akmak için önce en az direnç gösteren yolu seçer. Önüne kaya geçerse onunla uğraşmak yerine etrafından dolaşıp akmaya devam eder. Daha çok yere hayat verir. Can toplar, can dağıtır. Su eğer etrafından dolaşamayacak bir yerde ise birikip üstünden aşar.

Gerektiği yerde hemen üzerinden geçip ezme yolunu dener. Yok eğer olmuyorsa su sabırla kayayı eritmeye yontmaya delmeye başlar. Kayayı delen, suyun kuvveti değil damlaların sürekliliğidir. Bu insanda sabrı temsil eder. Sabırla uğraşmak hiçbir şey yapmadan oturmaktan iyidir. “Sabır, dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü acının içindeki tatlıyı hayal edebilmektir” der Şemsi Tebriz’i bir sözünde. Biz de bu karanlıkları üzerimize üzerimize salmaya çalışanların oluşturmaya çalıştığı kaostan buhrandan, bunalımdan huzura, sükûna sakinliğe çıkmayı hayal edeceğiz. Sabırla umutsuzlukları yok etmeye umuda damlalar biriktirmeye darbeler indirmeye devam edeceğiz.

Kayayı yontan, eskiten, delen su, akmaya devam eder. Bilir ki aktıkça temizlenir. Bazı yerlerde birikir ve çamurlaşmaya başlar. Üzerinde atıklar birikir bazen… Ama akarsu kir tutmaz… Biz de çalışıp çabaladıkça gayret ettikçe içimizden bu safraları atacağız. İçimizde gafiller, içimizde hainler çıktıkça evet üzüleceğiz. Ama hiçbir şekilde yolumuzdan dönmeden bir şekilde onlar için tedbir de alarak onları bir bir ekarte ederek yolumuza devam edeceğiz. Her daim yenilenen insan olacağız. Mevlâna Celaleddin-i Rumî’nin “Dün dünde kaldı cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım” dediği gibi biz de dünü dünde bırakıp yeni heyecanlarla yeni şeyler öğrenmeye devam edeceğiz…

Su olan yerde hayat vardır. Bu yüzden esnek olanlar, uyum sağlayanlar hayatta kalır ve akışa teslim olur. Çünkü bilir ki bütün dereler eninde sonunda büyük denizlere deryalara okyanuslara akar. Bu yüzden her şeyi sabırla yaparsak mutlu bir şekilde sona ereriz. Zor şartlar altında olsak bile cesaretimizi yitirmeden, tahriklerden etkilenmeden yolumuza devam edeceğiz.

        Fatih Ağırman

 

 

ŞİİR

 

                     -Yürekleri dağlayan-

                     İNDİGO ÇOCUKLAR!

 

Ey çocuk sen! Bir annen, bir baban olsa da gerçekte yoksun.

Hayaller kurulmayan, düşler görülmeyen bir yolculuksun.

Hedefini şaşırmış ok, kemikten kurulmuş yay olsan da, sen,

Teknolojinin yetiştirdiği bir robot, indigo çocuksun.

 

Yöre, tarih bilmiyor, ''siber saldırılarla'' büyüyorsun.

Aileni, ''MAVİ BALİNA, MOMO'' için terk ediyorsun.

Paylaşım değil, ''kendini sevmek'' adına istiyorsun. Sen,

Teknolojinin yetiştirdiği bir robot, indigo çocuksun.

 

Huggy Wuggy adlı canavar türemiş, boynuna sarılan!

Farkında mıyız, seni yetiştiren biz, ebeveyn ve uzman!

Dehşet saçsa, tehdit etse de Poppy Playtime oyunlarla, sen

Teknolojinin yetiştirdiği bir robot, indigo çocuksun!

 

Eleştirmiyor, yermiyor, kınamıyorum; benim yavrumsun!

Lâkin yüreğimizi dağlıyor, içten içe yakıyorsun!

Verildiğin kadar bize yakınsın, biliyorum, ancak sen,

Teknolojinin yetiştirdiği bir robot, indigo çocuksun.

 

Ey çocuk sen! Bir annen, bir baban olsa da gerçekte yoksun.

Hayaller kurulmayan, düşler görülmeyen bir yolculuksun.

Hedefini şaşırmış ok, kemikten kurulmuş yay olsan da, sen,

Teknolojinin yetiştirdiği bir robot, indigo çocuksun.

 

                                                      Rıdvan Üzel

 

 

 

ENTERESAN BİLGİLER

 

İNDİGO ÇOCUK NEDİR? IQ'su ortalama 130 civarında olan, çocuklara verilen bir tanımdır Çocuğun indigo çocuk olduğunun anlaşılması için tıbbi gözlem ve çeşitli testler gerektiği söylenir. Doğuştan duyarlı denir. Enerjileri çok yüksek ve farklı diye tanımlanır. Çevresini etkileyen bir auraları var denir. İndigo çocuklar itaatkâr değildir ve sorgulayıcıdır denilir. Bu sebeple kurallara uymakta zorlandıkları kabul edilir. Ama yine de ihtiyaçlarını çekinmeden söylerler. Kendilerinin farkında olup sanatta da başarılılardır. Günümüzde bu çocukların üstün zekâya ek olarak manevi anlamda erişkin bir bilince sahip olduğu da söylenmektedir. Fakat öte yandan bu çocuklar için kesin bir tanımlama getirilemez. Tıp dünyası henüz böyle bir çocukluk olduğunu kabul etmiş değildir. Hatta bu çocuklar için bazılarının hiperaktif çocuk diye söyledikleri de olur ama böyle çocuklara sahip ailelerin çocuklarının çoğu aksine hiperaktif değildir. Bir kitaptan yola çıkarak yayılan bu kavram henüz sosyal olarak popüler olmakla birlikte bilimsel bir tanımlamayla tanımlanabilmiş değildir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.