Türkistan'ın büyük evliyalarından, Silsile-i aliyyenin sekizincisi Ubeydullah-i Ahrar hazretleri; bir kaleye misafir olup Bey de olan kumandana nasihatlerde bulunmuştu. Daha kaledeyken düşman kuşatması başlamıştı. Kuşatma edenler o devrin usulünce, kaleyi teslim etmelerini, yoksa saldırıya geçeceklerini bildirdiler. Düşman kalabalık askerleri ve silahları çok olduğundan savunma imkânsızdı.
Kale Beyi, mübarek Ubeydullah hazretlerine, gidip durumu anlatıp istişare etti:
-Beyim, kaleyi teslim etme, namazımızı kılıp hücuma geçin. Ben de zafer kazanmanız için dua edeceğim. Siz kılıç, biz de dua ordusu olarak gereğini yapalım. Allahü teâlânın sebeplerine yapışınca inşallah zafer mukadderdir, buyurdu.
Komutan son hazırlıklarını yapıp düşmana teslim olmayacağını bildirdi. Haberin karşıya ulaşmasıyla, harekete geçen düşman kale dışından hücuma geçti.
“Allahü Ekber” nidasıyla ilerleyen kumandan, daha düşmanla karşılaşmadan olağanüstü tabiat olayları yaşanmaya başladı.
“Allahü Ekber”, “Allah Allah” nidaları göklere yükseliyor, düşman tarafında çıkan fırtına, toz dumandan göz gözü görmüyordu. Bu olağanüstü hâl karşısında çareyi kaçmakta bulan düşman, fırtına görülmez olunca bulundukları alanda hiç kalmamıştı.
Kale Beyi, bu durum karşında; şükür secdesi yapınca, askerler de secdeye kapandı.
Dua ordusunun başkumandanının niyazı Yaratana ulaşınca, onun dinini yaşayan kullar da, bu keramete şahit olup, kayıp vermeden kaleye geri döndüler.
Müslümanlar böyle sebeplere yapışıp Allahü teâlânın emirlerine uyunca zaferin gelmesi de muhakkak olur. Tarihte bunun pek çok örnekleri vardır...
Gazanfer Şahin
Allah'a gerçekten iman edenler,
Gönül toprağına "infak tohumu" ekerler...
Ahiretin ekinini bu topraktan biçerler...
Ya cehenneme girenler?
Dünyadayken gönül toprağına
"Zakkum tohumu" ekenler ...
Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu…
Her başağında yüz tane bulunan
Yedi başak veren bir tohuma benzeyen
Bereket tablosu
İşte bu muhteşem güzel manzara
Coşturur infak duygusunu
Allah yolunda infakın önünde,
İki kör kuyu;
Yoksulluk korkusu,
Servet yığma tutkusu...
Toplumsal çöküşü hızlandırır,
Yoksulluğun yükselişi...
Ahlaki çürüme yayılır bir virüs gibi...
Servet yığma tutkusu katılaştırır kalbi...
Münafıktan infak ayırır, mümini...
Yazıklar olsun!
Kazandıklarına...
Altını ve gümüşü yığıp da
Allah yolunda harcamayanlara...
Buna rağmen kendilerini
Doğru yolda sananlara...
Onlar uğrayacaktır Allah'ın gazabına...
Fakirlerin,
Zekât miktarını aşan payı var,
Zenginlerin malında.
Salebeler çok,
Ebu Zer’ler yok modern dünyada
Şair Hasan Kaya-Antalya
ALERJİK RİNİT: Alerjik rinit, burun mukozasının alerji yapan maddeler (alerjen) ile karşılaştıktan sonra burunda ortaya çıkan değişimlerin ortaya çıkardığı sempomatik bir hastalıktır. Alerjik rinit yıl boyu süren (perennial) ve mevsimsel olarak ortaya çıkan bahar nezlesi veya saman nezlesi olarak adlandırılan formlarda görülür. Mevsimsel alerjik rinit genellikle ilkbahar aylarında ve daha az olarak da sonbahar aylarında görülür. Çim, ağaç, yabani ot polenlerinin arttığı aylarda alerji semptomları artar, bölgelere göre de mevsim farklılıkları görülebilir. Yıl boyu süren alerjilerde etkenler daha çok ev tozu akarları ve mantar sporları gibi ev içinde bulunan alerjenlerdir. Alerjik rinitte, ister mevsimsel ister yıl boyu sürsün belirti ve bulgular aynıdır, bunlar ise: ● Burun tıkanıklığı ● Hapşırma ● Burun kaşıntısı ● Burun akıntısı ● Gözlerde kaşıntı ● Gözlerde sulanma ● Göz altlarında morluk ● Öksürük ● Sık boğaz temizleme ● Halsizliktir... [www.turkiyehastanesi.com]
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...