Gençlere karşı takınılan ön yargıdan söz etmeye çalıştık. Ama inanın bu önyargıya maruz kalmak, eleştirilerek büyümek ve kısıtlanmak kimi gençlerin kimlik arayışlarını zorlaştırabilir, onları yalnızlaştırırken sosyal medyada büyüyen beğeni, görünürlük kültürü gençlerin üzerindeki mükemmeliyetçilik baskısını daha da pekiştirebilir.
Daha yaşlı nesillerden kaçarken maruz kaldığı yalnızlığa bir de sosyal izolasyon eklenebilir. Elbette ki yalnızlık ve teknolojiyle birlikte gelen; hızlanan yaşama yetişememe hissi ile yeni nesilde daha fazla öz güven sorunu, kimlik bunalımı, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi psikolojik problemlerde de artış gözlemleniyor.
Gençler üzerindeki baskının bir diğer olumsuz etkisi de yenilikçi arzuları baskılanan gençler, kendilerini özgürce ifade edemediklerinde; yeni fikirler üretmekten veya farklı yollar denemekten kaçınmaya yönelebilirler. Bu durum özellikle sanat, bilim ve teknoloji gibi alanlarda gençlerin yeteneklerini, potansiyellerini sınırlayabilir.
Hâlbuki gençler, sanılanın aksine büyüdükleri dünyada var olma çabası içerisindedirler. Gençlerin teknolojiyle arasındaki sıkı iletişim her ne kadar eleştirilse de bu iletişim onların içinde yaşadıkları hızla değişen bu dünyaya yetişebilme isteklerinin bir dışavurumudur. Yeni neslin teknoloji ile olan sıkı ilişkileri, tembellik gibi yorumlansa da araştırmalar yeni neslin çok fazla uyarana maruz kalarak büyümelerinden kaynaklı, beyinlerinin birden fazla işe eski nesilden daha iyi odaklandığını ve sonuçlandırdığını da ortaya koymuştur.
Ancak, yeni neslin bu potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirebilmesi için eski neslin maddi manevi destek olmasına ihtiyaçları vardır. Eski nesillerin tecrübeleri, gençlerin karşılaşabileceği zorluklara ışık tutarak bir rehberlik sunabilir.
Canan Altuntaş
VAKIF: 1. Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para. 2. Bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği yer 3. Birçok kişi tarafından kurulan ve toplum yararına çalışmayı ilke edinen kuruluş.
VÂKIF: 1. Bilen, farkında olan, haberdar olan, hakkıyla bilen. 2. Bir şeyi vakıf durumuna getiren.
HÜKÜM: 1. Yargı 2. Egemenlik. 3. Değer, aynı veya benzer nitelik 4. Önem, geçerlilik. 5. Karar.
FİRARİ: Kaçak, kaçkın, kaçmış olan (kimse).
BİDAYET: Başlangıç, başlama.
TEKÂMÜL: 1. Olgunlaşma. 2. Gelişme 3. Evrim.
TEAMÜL: 1. Bir yerde öteden beri olagelen davranış. 2. Kimyada, tepkime 3. pratik. Teamül hukuku: Örf ve âdete dayanan hukuk.
TENAKUZ: Çelişki. Bir sözün diğer bir sözle çelişmesi.