Vizyonsuzluk vizyonumuz!

A -
A +
Yüz elli sene önceden sanayileşmiş ve seri üretime geçmiş Batı'nın egemen güç olma özelliğini yitirdiği zamanlardayız. Bunda diğer ülkelerdeki gelişmeler kadar küreselleşmenin bilgiyi her tarafa taşıması da etkili olmuştur. Birçok teknoloji birçok ülke tarafından üretilebiliyor. Yerli ve millî hamleler küresel güçlerin operasyon gücünü zayıflatmakta. Bu sebeple virüs, gıda yetersizliği algısı, savaş gibi konulardan ülkeleri sıkıştırma yoluna gidilmekte. Sıradakinin internetten yoksun bırakılma korkusu olacağı kanaatindeyim. Bunu elbet zaman gösterecek.
Dünyadaki girift ilişkiler ve çok özellikli planlarla mücadelede bilhassa 15 Temmuz sonrasından itibaren Türk Devleti'nin çok ciddi bir mücadelesini görmekteyiz. Devletin tüm kurumlarının millîleşip koordineli çalışması; savunma sanayindeki önemli atılımlar, küresel ölçekli projeler ve jeopolitik konum elimizi güçlendirmekte. Güçlü tecrübeli ve karizmatik lider avantajını ise Rusya-Ukrayna savaş sürecinde çok daha iyi görüyoruz. Devlet başkanının ülke içindeki desteğinin yüksek seviyede olmasının ülkemizin hedeflerine ulaşmasında önemi büyüktür. Son yirmi yılda yapılan projeler, atılan adımlar ortadadır. Küresel aktör olmanın yolu açıktır.
Küresel güçlerin, ülke ekonomilerini bu kadar baskıladığı bir dönemde Türkiye'nin çeşitli argümanları kullanarak gerçekleştirdiği projeler oldukça değerli. Elbet bunların meyvelerini toplama zamanı da gelecek lakin ülkedeki belli bir kesimin yapılanı eleştirme hastalığı yekvücut olup daha güçlü olmamızda bir prangadır. Son yüz senedir bu tip gelişim ve atılımlara alışmamış olmak ve Batı'nın bir parçası olmaktan başka derdi olmamak insanları bu davranışa itiyor. Aynı vatan toprağında aynı anayasal haklara sahibiz. Hiç kimseyi dışlamadan ama doğru olandan da taviz vermeden bir duruş oluşturulması herkesi rahatlatıyor. Bu noktada doğruyu dile getiren ve insanları doğru bilgilendiren medyanın yeri ve önemi asla yok sayılamaz.
           Fatih Toprak (Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni)
 
 
 
 
 
ŞİİR
 
                DÖNEMEÇ
 
Varlık ağacının meyvesi hamdır,
Bel bağlama sakın, sonu hüsrandır.
En büyük hazine, elde zamandır,
Ellerin balına bandıramazsın…
 
Sözüm ona merkep, boşa anırmaz,
Elin ekmeğiyle yola varılmaz,
Taş olan tarlaya ekin sürülmez,
Kendinden gayrıyı kandıramazsın…
 
Güz kışa, bahar yaza döner de,
Eski günler dönmez, hani ya nerde?
Gözlere inince karanlık perde,
Keşke’yi atına bindiremezsin.
 
Ak düşmüş saçına, karlar misali,
Yüzünden okunur, dünya zevalî,
Kabire varmadan bulsa, kemâli,
Nefsine ölümü konduramazsın.
 
Gıyabî söyleme, zehirli sözü,
Çokların, çoğundan yeğrektir, azı,
Uzaktan gülermiş gelse de bazı,
Talihi büsbütün döndüremezsin.
 
   Mustafa Özkahraman-Kastamonu
 
 
 
 
 
 
KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü sözlerin büyüğüdür)
 
Bir dava, eğer millet sahip çıkarsa yürür ve büyür.
*
Aciz insan kibirli olur. Maiyetine kibirli davranan zayıf insandır, boş insandır.
*
En bahtsız insan yanlışa doğru diye sarılan insandır. Ondan daha bahtsızı ise doğruya yanlış diye saldıran insandır.
*
Hayırda israf yoktur. İsrafta hayır yoktur.
*
Cömertlik, varken değil, yokken vermektir.
 
Enver Ören (Rahmetullahi aleyh)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.